Yer çekimine meydan okumak
Dijital film platformu Mubi, geçen aydan itibaren 1960-70’lerden kalma tam 14 Kung-fu filmini gösteri programına alarak, harika bir seçki sunmuş durumda. Hong Kong’lu yapım şirketi “Shaw Brothers”ın 1966-1982 yılları arasındaki kotardığı, “Kolsuz Kahraman”dan “Görünmez Savaşçı”ya, “Ölümün Beş Parmağı”ndan “Beyaz Nilüfer Klanı”na, “Sarhoş Büyük Usta”dan “Şantunglu Dövüşçü”ye, “Aşk Kölesi”nden “Şaolin’in 36. Odası”na açılan yelpazede yer alan filmler, türün meraklıları, nostalji yaşamak isteyenler ya da yeni hevesliler için büyük nimet niteliğinde gerçekten. Geneleve satılmak için kaçırılan genç kızın intikam öyküsünü izlemek, yetiştiği okulu ve ustasını korumak için tek koluyla kılıç kullanan öğrencinin cesaretine tanıklık etmek, “Uzun Kollu Şeytan”ın ya da “Gülümseyen Kaplan”ın kötülüklerine karşı iyilerin safında yer almak, yerçekimine meydan okuyan Kung-fu’cuların baleyi andıran dövüş sahneleriyle mest olmak için bugünlerde iyi bir adres Mubi.
Söz açılmışken, bu filmlerin ardındaki imza, yani “Shaw Biraderler”, 1960’lı yıllarda Hong Kong sinemasında çığır açan ve dünyaya açılan dört kardeş için de kısaca bilgi verelim.
Tarantino'dan Ang Lee'ye
1925’ten 2011’e kadar faaliyet gösteren şirket, yalnızca Çin’de değil, komşu ülkelerde de açtıkları sinema salonları için her ay bir film yaparak başladıkları işi, 1960’larda o zamanlar dünyanın en büyük özel mülkiyetli stüdyosu olan ve 1300 çalışanı bulunan Movietown’ı kurarak inanılmaz bir büyüklüğe ulaştırdı. Şirketin yaklaşık 1000 filmlik bir toplamı mevcut. Sinemadan önce Çin operasıyla ilgilenen ve Shanghai’da bir tiyatro salonuna sahip bulunan kardeşler, yıllar içinde çok farklı türlerde film yapsalar da markalarını pekiştiren, dövüş sanatları oldu. 1970’lerin başında dünyanın değişik ülkelerindeki dağıtıcı firmaların Kung-fu’yu keşfetmesiyle birlikte, Shaw Biraderler’in filmleri de dalga dalga yayılarak örneğin Türkiye’ye kadar geldi ve büyük etki yarattı. Stüdyonun klasikleşen filmlerinden “Ölümün Beş Parmağı”nı çok seven Quentin Tarantino’nun “Kill Bill”de bu sevgiyi yansıtması, Ang Lee’nin “Kaplan ve Ejderha”da geçmiş Kung-fu filmlerine saygı gösterisinde bulunarak yeni bir estetik yaratması da Shaw Biraderler’in oluşturdukları kültürün hiçbir zaman ölmeyeceğini kanıtlamış oldu. Mubi’nin seçkisindeki 14 filmde seyrettiğimiz şey, bu ölümsüzlük aslında.
Tunca Arslan
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN