Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Zonguldak’taki ziyaretlerin ardından Bartın’a geçti. Tatar kentte bulunan bir otelin bahçesinde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın Valisi Nurtaç Arslan, AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, AK Parti Karabük Milletvekili Dursun Ali Keskinkılıç, CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Bartın Belediye Başkanı Muhammet Rıza Yalçınkaya, siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum örgütü temsilcileri tarafından karşılandı.
Bakan Tunç: "Doğu Akdeniz'de çıkarlarımızı korumaya kararlıyız"
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ve beraberindeki heyet, Kıbrıs Gazileri ve Şehit Aileleri yemeğinde bir araya geldi. Yemek sonrası konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 20 Temmuz 1974 yılının Türk halkının özgürlüğünü kazandığı ve adaya barışın hakim olduğu gün olduğunu belirterek, "20 Temmuz 1974'te Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen Kıbrıs Barış Harekâtı sonucunda, Türk toplumunun hakları ve güvenliği teminat altına alınmış, adaya barış ve huzur getirilmiştir. Aradan geçen 50 yılda, Kıbrıs Türk halkı, gösterdiği haklı ve kararlı duruşuyla bağımsızlığından ve özgürlüğünden taviz vermeyeceğini ortaya koymuştur. Bugün bizlere düşen en önemli görev ise bu kararlılığı devam ettirerek mevcut barış ve güven ortamının istikrarını sağlamak için çalışmaktır. En temel arzumuz bölgenin huzur, barış, istikrar, iş birliği ve refahla anılmasıdır. Bizler bu amaçla, gerek Türkiye gerekse de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, adada adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması için her türlü samimi çabayı gösterdik ve göstermeye devam edeceğiz. Muhataplarımız ise maalesef halen eşitlik temelinde çözümü reddetmekte ve süreci tıkamakta ısrarcı davranmaktalar. Ancak herkes bilmelidir ki, Kıbrıs Türk halkı, adanın asli ve kurucu unsurudur. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği üzere, iki devletli çözüm vizyonu çok kıymetlidir. Adada çözüm ancak, Kıbrıs Türk tarafının tüm haklarının tanınması ve her alanda Rum tarafıyla eşit olarak müzakere masasına oturmasıyla mümkündür. Biz Türkiye olarak, Doğu Akdeniz’de hem kendi hak ve çıkarlarımızı, hem de Kıbrıs Türk’ünün hak ve çıkarlarını korumakta kararlıyız. Zira iki dost ve kardeş ülkenin huzur ve refahını birbirinden ayrı düşünmüyoruz” dedi.
Tatar: "Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüreklerimize su serpmiştir"
Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50’nci yıl dönümü etkinliklerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kalabalık bir heyetle gelerek Kıbrıs Türk halkının yalnız olmadığı mesajını verdiğini söyleyen KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Sayın Cumhurbaşkanımız Kıbrıs’tan verdiği mesajla bütün dünyaya bir kez daha Kıbrıs Türk halkının yalnız olmadığı, Kıbrıs Türk halkının haklı davasında Anavatan Türkiye hükümetinin yanında olmaya devam edeceğini belirtmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliğinde olmadığı için herhangi bir federal çözüm çerçevesinde Türkiye Cumhuriyetinin adadan çekilmesi garantörlüğünün modası geçtiği için son bulması gibi bir takım tartışmalar artık geride kalmıştır. Yani milli siyasette, Kıbrıs’ta iki devletli bir çözüm için, bizlerin iyi niyetiyle yine ulusal toplumda bu meseleyi tartışabileceğimizi ama egemen eşitliğimizin ve ulusal sözünün teyidiyle ancak bir müzakere sürecinin tekrar başlayabileceğini Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti adına da yine 20 Temmuz günü bunu bizlerle paylaşmıştır ve yüreklerimize su serpmiştir. Kendisine buradan bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
"Türkiye Cumhuriyeti hep mazlumların yanında olmuştur"
Türkiye Cumhuriyeti'nin Büyük Önderi Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra hep mazlumların yanında olduğunu söyleyen KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Bugün Afrika'da, Gazze'de olsun, çeşitli farklı ülkelerde olsun ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olsun, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti hep mazlumların yanında ve sesi olmuştur. Cumhurbaşkanımızın belirttiği gibi ‘Dünya beşten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür’ sözü gerçekten çok anlamlı bir söylemdir. Onun için bizde Kıbrıs’ta kendi mücadelemizi verirken, artık geride olmadığını Kıbrıs halkının 20 Temmuz 1974’te Türkiye'nin müdahalesiyle bağımsızlığa, özgürlüğe, hürriyetine kavuştuğu ve şimdi artık gelinen noktada Doğu Akdeniz'e jeostratejik, jeopolitik gelişmelerle Kıbrıs'ın eski Kıbrıs da olmadığını, Akdeniz’in hiç eski Akdeniz olmadığını, çeşitli dünya ülkelerinin oralarda pozisyon jeostratejik bir takım avantajlar alma uğruna Güney Kıbrıs'ın bir lojistik üs haline geldiğini, orada sadece İngiliz egemen üstleri değil aynı zamanda farklı ülkelerin gemileriyle Gazze’ye, Filistin’e ya da başka yerlere müdahale etme noktasında garantör ülke Türkiye Cumhuriyeti'nin buna seyirci kalmayacağını ve dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tüm bu gelişmeler ışığında daha da önem kazandığını statüsünün yükseldiğini ve dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'yle birlikte elbette Doğu Akdeniz'de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hepimizin milli birliği, ulusal çıkar menfaatleri için hem Mavi Vatan’da, hem de gökyüzünde, hava sahasında fevkalade önemli bir noktaya gelindiğini dolayısıyla millet olarak, milli değerlerimize sahip çıkmak ve ecdattan gelen sorumluluğumuzla ve siz gazilerimizin bundan 50 yıl önce gösterdiğiniz cesaretle canınızı siper ederek ve tabii ki şehitlerimizi de unutmamız mümkün değildir" ifadelerini kullandı.