Orta Doğu başta olmak üzere devam eden savaşlar, küresel ekonomik durgunluk tehlikesi, 50’yi aşkın ülkede yapılacak seçimler 2024 yılında devletlerin karşılaştığı en büyük meydan okumalar arasında yer alacak. Uluslararası sistemi giderek daha belirsiz kılan tablo Çinli kuruluşlar tarafından da yakından takip ediliyor.
Çin’in önde gelen iki kuruluşu tarafından yayınlanan raporda denizaşırı sorunların ülkeye nasıl yansıyacağı masaya yatırıldı. Renmin Üniversitesi Ulusal Güvenlik Enstitüsü ve Çin Denizaşırı Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü tarafından yayınlanan raporda uluslararası düzenin “jeopolitik oyunların” kıskacına girebileceğini savunuldu. “Çin’in Denizaşırı Güvenlik Riskleri Mavi Kitabı” başlığı ile yayınlanan raporda 10 başlık şöyle sıralandı:
- ABD seçimleri
- İsrail-Filistin çatışmaları
- Orta Doğu’daki istikrarsızlık
- Avrupa Birliği’nin riskleri azaltma stratejisi (Çin’den uzaklaşarak tedarik zincirlerini çeşitlendirme stratejisi)
- Komşu ülkelerde yükselen ekonomik milliyetçilik ( içe kapanma)
- Rusya ve Ukrayna arasında devam eden silahlı ihtilaflar
- Afrika ülkelerinde siyasi değişimlerin Çin yatırımlarına etkisi
- Gelişmiş ülkelerin Çin şirketlerini kuşatma çabaları
- Kilit önemdeki madenler üzerindeki küresel yarış
- Dijital teknolojinin rekabete olumsuz etkisi
“Kızıldeniz yeni savaş alanı olabilir”
Sekiz senedir yıllık olarak yayınlanan raporda son günlerde İsrail’e giden ya da bu ülkeden demir alan gemilerin vurulması ile gündeme gelen Kızıldeniz’de yer aldı. Raporda ABD’nin çok sayıda ülke ile Kızıldeniz’de koalisyon kurduğunu anımsatılarak bölgenin “yeni bir savaş alanı” olabileceği uyarısında bulunuldu. Gerilimin şimdiden Çin’in Avrupa ve Orta Doğu ile ticaretine etki ettiğinin altı çizilen raporda süreci tetikleyen gelişmenin İsrail’in Filistin’e dönük saldırıları olduğu anımsatıldı. Raporda ayrıca İsrail-Filistin sorunun Ürdün, Lübnan ve Suriye gibi ülkelere yayılma ihtimaline yer verildi.
Çinli kurumların duyurduğu raporda ABD ile ilişkilere de özel bir bölüm ayrıldı. Raporum sorumlusu Qi Kai yaptığı açıklamada ABD’nin Çin’e dönük teşkil ettiği risklerin orta seviyeden en yüksek seviyeye taşındığını duyurdu. Çin medyasına konuşan uzman "Son derece yüksek risk derecesi, hem Çin'in ABD tarafından dış yatırım, ticaret ve diğer açılardan baskı altına alınmasını, hem de ABD'nin küresel hegemonik bir güç olarak Çin'in diğer ülke ve bölgelerdeki yatırımlarını etkileyen önemli etkisini ifade ediyor." İfadelerini kullandı.
Öte yandan raporda ABD’de kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinin de Beijing ve Washinton hattındaki ilişkiyi tehlikeli hale getirebileceği kaydedildi. Belgede Cumhuriyetçi ya da Demokrat olsun her iki tarafın da seçim kampanyasında Çin’e karşı sert bir söylem benimseyebileceğine dikkat çekildi.
Diğer Çin haberleri için tıklayınız.