Kübra Karasu
Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan ve beraberindeki heyet, geçtiğimiz günlerde Lübnan’a bir ziyaret gerçekleştirdi.
TKP heyeti önce Lübnan Komünist Partisi (LKP) liderleriyle görüştü. Ardından, yine LKP eşliğinde Filistin kampı Mar İlyas’ı ziyaret ederek, Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi (FDKC) ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) temsilcileriyle bir araya geldi.
Genel Sekreter Kemal Okuyan yapılan bu ziyaretin amacını ve Beyrut izlenimlerini CGTN Türk'e verdiği özel röportajda anlattı.
"Nereye giderseniz gidin biri sizi gözetliyor ve İsrail bombası bir anda sizi vuruyor"
Savaşın artık Lübnan’ın normali haline geldiğini belirten Okuyan, yıllardır savaşın ortasında olan Lübnan halkının ölümü kabullendiğini ve hayata tutunmaya çalıştığını anlattı:
"Lübnan'ın normali zaten savaşlar, işgaller ve iç savaş; belki 50 yıldır, hatta daha da uzun bir süredir bu şekilde. "50 yıl" demeye alıştık, ama gerçekten daha uzun bir dönemden bahsediyoruz. Dolayısıyla Lübnan halkı ölüm olgusunu kabullenmiş durumda. "Benimsemiş" demeyeceğim, kimse benimsemez; ama kabullenmiş ve mümkün olduğunca hayata tutunmaya çalışıyorlar. Beyrut ve civarında, Lübnan’ın güneyi dışında, savaş atmosferi yok aslında; çünkü düşmanı, saldırganı görmüyorsunuz. Sadece İsrail'e ait droneların çıkardığı sesi duyuyorsunuz; bu ses, 7/24 devam eden ve insanı psikolojik olarak etkileyen bir durum. Zamanla alışıyorsunuz; ancak biz gittiğimizde oldukça rahatsız ediciydi. Şunu biliyorsunuz, nereye giderseniz gidin, hangi sokak, cadde, bina olursa olsun, biri sizi gözetliyor ve bu gözetlemenin sonunda beklenmedik bir anda bir İsrail bombası veya roketi sizi vurabilir. Bu sadece bir varsayım değil, gerçekten oldu.
"Bir anda savaş oluşabiliyor; tek fark düşmanı görmüyorsunuz"
Oradayken, İsrail’e yönelik hiçbir tehdit oluşturmayan bir yerleşimi ziyaret ettik. Bu, güneyden göç edenlerin sığındığı bir yerleşimdi. Orada bir okul ve sağlık merkezini ziyaret ettik, insanlar sığınmacılara evlerini açmışlardı. Bizim ziyaretimizden hemen sonra İsrail o apartmanlardan birini vurdu. Çok üzüldük. Sorunuza dönecek olursak, bir savaş hali var mıydı? Hem yoktu, çünkü Beyrut ve çevresinde hayat devam ediyordu; hatta eğlence yerleri bile açık. Belki eskisine göre müşteri sayısında azalma vardı ama dediğim gibi, bir anda savaş ortamı oluşabiliyor. Tek fark, düşmanı görmüyorsunuz. Biz ayrılırken, uçağımız kalkarken havaalanının yakınlarına bir saldırı oldu ve o koşullarda havalandık. Uçağa binerken hiçbir şey yoktu ama bir anda bombalar düşmeye başladı."
"Lübnan ordusunun ne altyapısı var ne de kararlılığı"
Lübnan devleti ve ordusunun etkisinin zayıf olduğuna dikkat çeken Okuyan, “İsrail’in karşısında durabilecek tek şey direniş güçleridir” diye konuştu:
"Şunu söyleyeyim, Lübnan’da devlet yok. Devlete ilişkin bir Marksist tartışmaya girmeksizin bunu söylüyorum. Lübnan’da tabii ki bir ordu var ama savaşan bir ordu değil; savaşacak yeteneği yok. Lübnan ordusunun, İsrail’in herhangi bir işgal girişimini püskürtebilecek ne altyapısı var ne de böyle bir kararlılığı. Şu anda Lübnan’da İsrail’in karşısında durabilecek tek şey direniş güçleri; bunların başında Hizbullah geliyor. Hizbullah dışında da direnme niyetinde olan güçler var, Lübnan Komünist Partisi gibi. Ancak Lübnan ordusu, alıştığımız anlamda bir ordu değil."
"Trump'ın önünde bambaşka bir Orta Doğu bulabiliriz"
Donald Trump'ın başkanlık görevini devralacağı iki aylık sürecin kritik olduğuna dikkat çeken Okuyan, "İsrail her şeyi yapabilir ve yapacaktır" dedi:
"En kritik dönem, Demokratların yani Joe Biden’ın görevi bırakıp Donald Trump’a devredeceği yaklaşık iki aylık süreç. Bu süre boyunca İsrail her şeyi yapabilir ve yapacaktır, bunu görüyoruz. Bu yüzden Lübnan’da bir kaygı var, hem halkta hem siyasilerde. Trump’ın önünde bambaşka bir Orta Doğu bulabiliriz. Şu an konuştuğumuz başlıklar, belki bize uzak gibi geliyor ama mesela Lübnan’da alışık olduğumuz anlamda bir devlet yok; çünkü ordusu neredeyse yok hükmünde. Bugünün dünyasında, bir devlet böyle olmaz. İsrail, Hizbullah’ın direnişini kırabilir; Hizbullah zaten ciddi darbe aldı, kendileri de söylüyor. Özellikle sınırda, İsrail hâlâ karada ilerleyemiyor ama bu direnişi kırabilir; çok ağır, asimetrik bir mücadele yürütülüyor. Böyle bir durumda Lübnan dağılabilir. Dağılma kavramı ile bölünme kavramı ayrı olgular; bölünmenin de ötesinde bir tabloyla karşılaşabiliriz. Bu da Suriye'yi etkiler."
Röportajın tamamı için aşağıdaki linke tıklayınız