TBB olağanüstü encümen toplantısı için Ankara’ya gelen Ekrem İmamoğlu, kayyum atamaları gündemini değerlendirmek üzere siyasi parti liderleriyle görüşme kapsamında Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu ziyaret etti. Saadet Partisi Genel Merkezi’nde bir araya gelen İmamoğlu ve Karamollaoğlu, görüşme sonrasında gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.

Görüşmeye ilişkin konuşan İmamoğlu, şöyle konuştu:

‘’Kıymetli Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu ile son süreçte oluşan kayyum süreciyle ilgili hem bir demokrasi krizi hem bir hukuk krizi ve aynı zamanda seçme ve seçilme hakkına dönük bizleri derinden üzen, hepimizin bu yöndeki özgürlüğüne darbe vuran bu anlayışa karşı istişare ile TBMM çatısı altında çok özel bir hassasiyet gösterildiğinde, kalıcı bir biçimde sadece bugünün iki partisinin maruz kaldığı kısımda değil, tümüyle yarınlarda bugünün iktidar partisinin belediye başkanlarını da, başka partilerin belediye başkanlarını da hak ve hukukunu koruyan aynı zamanda kişisel hak ve hukuku da koruyacak teminat altına alınacak düzenlemelerle sağlıklı bir kanun, Anayasa düzenlemeye kavuşması talebimizi TBB’de oluşan görüşü kendileriyle paylaştım. Kendilerinin de bize olan titiz yaklaşımı bizleri mutlu etmiştir. TBB olarak, yerel yönetim ve yerel demokrasinin daha da güçlendirilmesi adına verecekleri katkılar için teşekkür ediyorum.’’

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kuzey Makedonya Başbakanı Mickoski ile görüştü TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kuzey Makedonya Başbakanı Mickoski ile görüştü

"Dışarıdan bir müdahale, demokrasiye müdahaledir"

Karamollaoğlu ise şunları söyledi:

"Bu ziyaret son zamanlarda iktidarın biraz fütursuzca aldığı kararların yanlışlığı kamuoyuyla paylaşmak maksadını güdüyor. Aslında belediyeler demokrasilerde çok önemli yer meşgul eder. Mahalli idareler, kendi il,ilçe sınırları içerisinde tercih ettikleri bir kişiyi ve heyeti o ilçenin, ilin problemlerini çözmek üzere görevlendirirler. Dışarıdan bir müdahale buraya, demokrasiye müdahaledir aslında. Çünkü Türkiye çapında yapılan bir seçim değil, bölgesel, dar alanda yapılan bir seçim. Orada seçilenler de yine bir parti adına seçime girip kazanıyorlar. Başka bir partinin hukukunu alenen çiğneyerek, ne belediye meclisine ne de oradaki seçmene itibar etmeden karar alınıyor. Belediye başkanları suç işlemez mi? Elbette işleyebilir ama bu suç mahkemeler nezdinde tescil edilmediği müddetçe iktidar tarafından dikkate alınacak bir husus kesinlikle olamaz.

''Demokrasinin tabanına bomba koymaktan farksız''

Üzüldüğüm nokta şu. Sayın Bahçeli’nin bir çıkışı oldu. Herkes şok oldu o çıkışla. Hiç düşünmediğimiz kadar ileri giden bir çıkış. Ne için? Türkiye’de iç çekişmeler son bulsun. Eskiden mahkum olan bir kişi bile getirilip Meclis’te bir partinin grubunda konuşturulabilsin. Bu kadar ileri giden bir teklif. Şimdi bıraktık bu kadar geniş çerçeveli bir dayanışmayı, bir ilçede, bir ilde seçilmiş, seçilmesine engel olmayan bir hususun da olduğu teyit edilmiş. Çünkü seçilmesine bir mani olsa zaten aday bile olamaz. Aday olduktan ve seçildikten kısa bir süre sonra rakip bir parti iktidar imkanlarını kullanarak, mahkemeye gitme imkanı bile yok. Hukuki bir imkan bile tanınmadan bir belediye başkanını görevden alacak ve onun yerine doğrudan doğruya kendisinin tercih edeceği partizan bir anlayışla, bir kişiyi tayin edecek. Muhterem arkadaşlarım, bu genel manada demokrasinin tabanına bir bomba koymaktan farksız ama Türkiye’nin içinde bulunduğu ve son zamanlarda gündeme getirilen bir takım bölgesel problemleri çözme yerine, tahrik eden bir yaklaşım. Bunu anlamak, kabul etmek mümkün değil. Bunun Türkiye’ye, bölgeye faydasının olması, yaşadığımız problemleri çözmesi mümkün değil muhterem kardeşlerim. Bunu görmekten aciz mi bugünkü iktidar.

''Yanlıştan vazgeçmek erdemliliktir''

Hakikaten çok üzülüyorum ülkem için. Bu söylediklerimden daha fazlasını dile getirmeye ihtiyacım var diye düşünüyorum. Ama sözü uzatmaya da gerek yok. Alınan kararlar belli. Tamamen partizanca bir yaklaşım. Ülkem adına üzülüyorum. Bugünkü iatidarın çaresizliğini, çaresizlikten çare üretmeye çalışan bir gayretin içine düşmesini de, bu acziyeti benimsemesini de üzülerek müşahede ediyorum. İnşallah aklı selim galip gelir, bu davranışlarını genişletmezler ve aldıkları yanlış karardan vazgeçerler. Yanlıştan vazgeçmek, erdemliliktir. Böyle bir karar dünyanın hiçbir yerinde demokrasiyle bağdaşmaz.’’