Jingdezhen seramik kültürünü daha da yaygınlaştırmak ve Çin seramik markalarının uluslararası etkisini artırmak amacıyla, Jingdezhen Seramik Resmi Bayisi Türkiye’deki ilk resmi satış mağazasını İstanbul’da görkemli bir törenle açtı.

Açılışa Çin’in İstanbul Başkonsolosu Xiaodong Wei, Çin Komünist Partisi Jingdezhen Şehri Komitesi Sekreteri Xuemei Hu, TBMM Sanayi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, Kadıköy Kaymakamı Muhittin Pamuk, İznik Kaymakamı Arif Karaman, Belediye Meclis üyeleri ve davetlilerin katılımıyla gerçekleşti.

Mağazada, Çin’in köklü çay kültürünü yansıtan seramik çay bardakları öne çıktı. Geleneksel el işçiliğiyle üretilen bu bardaklar, hem estetik hem de işlevsel yönleriyle ziyaretçilerin ilgisini çekti.

Qing Hanedanlığı dönemine ait Qianlong tarzı mavi-beyaz kova mürekkep desenli, altın süslemeli dört müzik temalı amfora şişeler ile çeşitli değerli vazolar da mağazada sergilenen dikkat çekici parçalar arasında yer aldı.

Ayrıca mağaza içerisinde, geleneksel kıyafetiyle Çin çayı demleyen bir kadın, hazırladığı çayları davetlilere ikram etti. Ziyaretçiler, Çin’e özgü çayların tadına bakma fırsatı buldu.

TBMM Sanayi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank’a da çay ikram edildi.

Jingdezhen Seramik mağazasının açılışında, Çin’in İstanbul Başkonsolosu Xiaodong Wei, Çin Komünist Partisi Jingdezhen Şehri Komitesi Sekreteri Xuemei Hu, ve TBMM Sanayi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, CGTN Türk’e özel açıklamalarda bulundu.

‘Seramikle kazan-kazan dünyası kuracağız’

Çin Komünist Partisi Jingdezhen Şehri Komitesi Sekreteri Xuemei Hu, Jingdezhen’in hem “uluslararası porselen başkenti” hem de Deniz İpek Yolu’nun ana çıkış noktalarından biri olduğunu vurguladı:

Xuemei Hu, "Topkapı Sarayı’nı ziyaret ettim. Orada 10 binden fazla mavi-beyaz Jingdezhen porseleni yer alıyor ve bu eserler dünyanın dört bir yanından gelen turistler tarafından ilgiyle izleniyor,” dedi.

İstanbul’daki mağaza açılışını kültürel açıdan önemli bir fırsat olarak değerlendiren Hu, “Bu açılış, Çin’in dünyaya kendisini daha iyi anlatması ve Jingdezhen seramiğinin uluslararası bir sembol haline gelmesi açısından büyük anlam taşıyor. Eskiden olduğu gibi bugün de seramiği dostluk ve güzellik aracı olarak kullanıyoruz. Bu mağaza, dünyaya yeni bir pencere, hatta bir kapı açıyor. Çin’in güzelliğini, özgüvenini ve dostluğunu daha geniş kitlelere aktarıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Xuemei Hu, seramiğin kültürler arası diyaloğa katkı sağlayan güçlü bir araç olduğuna dikkat çekerek, "Dünyayı daha iyi bir kazan-kazan iş birliği haline getirmek için seramiği kullanmaya devam edeceğiz," dedi.

‘Beyaz-mavi porselen, Türk-Çin dostluğu açısından önemli bir bağ’

Çin’in İstanbul Başkonsolosu Xiaodong Wei, Jingdezhen seramiğinin Türkiye üzerinden dünyaya açılmasında mağaza açılışının bir dönüm noktası olduğunu vurguladı ve şunları söyledi:

“Jingdezhen Seramik'in amiral mağazasının açılışı bir dönüm noktasıdır, özellikle Sayın Sekreteri Hu'nun liderliğinde heyet Jingdezhen'in en üst düzey sanat ve zanaatkarlığını Türkiye'ye getirmiştir ve bunun Türkiye üzerinden Avrupa'ya ve tüm dünyaya gideceğini düşünüyorum. Çünkü hepimizin bildiği gibi beyaz-mavi porselen, Çin-Türk dostluğu açısından son derece önemli bir bağdır. Bugün beyaz-mavi porselen memleketinden heyetimiz, Türkiye'ye geldi ve kesinlikle bize daha fazla ve daha farklı anlamlar getirecek. Heyetin çalışmaları ve çabalarıyla, iki ülke arasındaki pratik işbirliğinin daha yüksek bir seviyeye taşınacağından eminim.”

'Jingdezhen ile İznik kardeş belediyeler'

TBMM Sanayi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, İznik ile Jingdezhen arasında imzalanan iş birliği protokolünün hem kültürel hem de sektörel anlamda önemli bir adım olduğunu vurguladı ve şunları belirtti:

“Öncelikle, İznik Belediyemiz ile Jingdezhen arasında çiniciliğin ve seramikçiliğin daha ileriye taşınması amacıyla bir iş birliği protokolü imzalandı. Jingdezhen ile İznik kardeş belediyelerdi. Aslında bu imzayla kardeşlik ilişkisini daha da somutlaştırmış olduk. Hem iki ülke arasındaki şirketler hem de sanatçılar karşılıklı etkileşimlerini artıracak. Aynı zamanda sanayiler arasındaki iş birliğini de geliştirmiş olacağız. Bununla birlikte seramiğin sürdürülebilirliğiyle ilgili de ortak adımlar atacağız. Bu imza, ülkelerimiz ve Çin ile ilişkiler açısından önemli bir adım. Çin seramik sektörü açısından da anlamlı bir iş birliği oldu. Hayırlı, uğurlu olsun.”

'Dünyayı refaha götüren yol iş birliğinden geçer'

Mustafa Varank, ayrıca küresel ölçekte artan ticaret savaşlarına da dikkat çekti. Dünya genelinde ülkelerin gümrük tarifeleri ve tarife dışı uygulamalarla ekonomilerini korumaya çalıştığını belirten Varank, bu yaklaşımın uzun vadede refaha hizmet etmediğini ifade etti:

“Aslında dünyada şu anda ticaret savaşlarıyla ilgili bir gündem var. Ülkeler kendilerini korumak amacıyla gerek gümrük tarifelerinde gerek tarife dışı uygulamalarla kendi ekonomilerini kontrol altına almaya, koruma altına almaya çalışıyorlar. Bu sayede refahın gelişeceğine inanıyorlar ama baktığınızda bunun dünyaya etkisinin tam tersi olabildiğini görebiliyoruz. Korumacılık tedbirleri bırakın ülkelerin refahını artırmayı, gerek enflasyonu tetiklemesi gerekse ticaret savaşlarıyla mal ve hizmetlerin dolaşımının kısıtlanması sebebiyle aslında ülkelerin refahına hizmet etmeyen uygulamalar.

Biz bunun başından beri böyle olduğuna inanıyoruz. Biz ticaret savaşları dendiğinde her zaman iş birliğinden yana olduk. Gerek kendi bölgemizde, gerek komşu ülkelerle, gerek dünya ticaretinde hep iş birliklerini geliştirmek için mücadele ettik.Aslında bugün attığımız imza da bu manada önemli. Biz iş birlikleri, ticaret savaşına hayır, iş birliğine evet diyoruz ve Çin’le olan ilişkilerimizi elbette geliştiriyoruz.”

'Batı da Doğu da fark etmez, yeter ki kazan-kazan olsun'

Varank, konuşmasının sonunda sermayenin milliyetinden çok, karşılıklı faydaya dayalı iş birliğinin esas alınması gerektiğini vurguladı ve şunları söyledi:

“Zaman zaman Çinli şirketlerle muhatap olduğumuz günler geliyor. Biz her zaman şundan yanayız; Bizim için sermayenin bir milliyeti olamaz. Eğer ülkelerin refahına aynı anda hizmet ediyorsa, sermayenin hangi ülkeden geldiği önemli değil. Batı sermayesi de, Doğu sermayesi de bizim açımızdan aynı derecede önemli ve kıymetli.

Yeter ki bu işleri bir iş birliği içerisinde yapalım, kazan kazan anlayışına göre yapalım. Sadece bir ülkenin kazandığı değil, iki ülkenin aynı anda kazandığı iş birlikleri olduğu müddetçe biz ticaret savaşlarından yana değil, iş birliklerinden yanayız. Bugün de bunu bu imzayla göstermiş olduk.”

Programın sonunda Jingdezhen ile İznik Seramik Endüstrisi arasında iş birliği anlaşması imzalandı. İmza töreninin ardından iki ülkenin kültürel geleneklerini yansıtan karşılıklı hediyeleşme gerçekleşti.

Törenin ardından Çin Komünist Partisi Jingdezhen Şehri Komitesi Sekreteri Xuemei Hu, TBMM Sanayi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank’a mağazayı gezdirerek sergilenen porselen ve seramik eserler hakkında bilgi verdi.

Jingdezhen’in zanaat mirasını yansıtan ürünler, davetliler tarafından ilgiyle incelendi. Program, seramikler üzerinden kurulan kültürel bağların ve iş birliğinin vurgulandığı bu ziyaretle sona erdi.