Lübnan Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail'in 8 Ekim 2023'te Lübnan topraklarına başlattığı saldırılarda 1106'sı kadın ve çocuk, 222'si sağlık çalışanı olmak üzere 4 binden fazla kişi öldü, 17 bine yakın kişi de yaralandı. Varılan ateşkes anlaşması 27 Kasım'da yürürlüğe girse de İsrail ordusu birçok kez düzenlediği saldırılarla ateşkesi ihlal etti.

İsrail saldırılarının Lübnan topraklarında neden olduğu çevresel tahribatı araştıran Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bulgularını, ay başında yayımladığı "Lübnan'da Devam Eden Çatışmanın Etkileri" adlı raporla paylaştı.

İsrail'in yaklaşık bir yıldan fazla süredir Lübnan'ın güney sınır bölgesine gerçekleştirdiği saldırıların 23 Eylül 2024'te şiddetlenerek daha geniş alanları etkilemeye başladığı kaydedilen rapora göre, saldırılar sonucu toprağı ve mahsulü zarar gören birçok çiftçi, güvenlik gerekçesiyle arazilerini terk etmek zorunda kaldı.

Sulama sistemleri ve seralar gibi tarım altyapıları saldırılardan etkilenirken, buğday, zeytin, tütün gibi mahsuller ciddi hasar aldı. Güvenli olmadığı gerekçesiyle arazilerde dikim ya da hasat gerçekleştirilememesi, gıda üretiminde düşüşe ve gelir kaybına yol açtı.

Hayvancılıkla uğraşan birçok kişinin yaşadıkları araziyi terk etmek zorunda kalmaları hayvanların beslenememesine neden olurken, saldırılarda çok sayıda hayvan barınağı da zarar gördü.

Saldırılar özellikle Baalbek-el-Hirmil ve Bekaa bölgelerindeki tarım alanlarında büyük hasar bırakırken, Lübnan'ın güneyindeki çiftçilerin neredeyse tamamı FAO'ya yaptıkları değerlendirmede, topraklarına güvenli şekilde erişemediklerini belirtti. Çiftçilerin üçte ikisi, arazilerinde ve çiftliklerinde bir şekilde hasar olduğunu bildirdi.

Vurulan bölgeler ve etkilenen ürünler

Rapora göre, Lübnan'da ortalama 268 bin 887 hektar ekili alan bulunurken, bunun yaklaşık 151 bin 918 hektarında sulu tarım yapılıyor.

Sulanan tarım arazilerinin yoğunlaştığı Baalbek ve Zahle ile Bekaa'nın batısında yumuşak ve sert çekirdekli meyveler, üzüm bağları, sebzeler, yumru bitkiler; Sayda ve Sur bölgelerinde narenciye, muz ve diğer tropik meyve-sebzeler yetiştirilirken, güneyde ve Bekaa'da sulanmayan yaygın ürünlerin başında zeytin, tahıl, bakliyat ve tütün geliyor.

Saldırıların şiddetlendiği 22 Eylül'den 1 Kasım'a kadar askeri operasyonların 336'sında ekili araziler hedef alınırken, bunların 74'ünü sulama yapılan tarım arazileri oluşturdu.

Saldırılardan en fazla Yohmor, Bazouriyeh, Serraaine, Et-Tahta, El-Faouka ve Qabrikha bölgelerindeki araziler etkilenirken, toplam 130 beldenin tarımsal alanlarının ve arazilerinin ciddi tahribat riski altında olduğu belirtildi. Bu beldeler arasında Hermel, Bouday, Baalbek, Serraaine Et-Tahta, Nabi Chit, Hıyam ve Marjaayoun öne çıkıyor.

Söz konusu bölgelerde hasadı en fazla risk altında olan ürünler Baalbek'te üzüm, patates ve yaz sonu sebzeleri ile yumru bitkiler; Sur, Nebatiye ve Marjaayoun'da ise zeytin, narenciye, muz, avokado, diğer tropik meyveler ile yaz sonu sebze ve tahıl mahsulleri şeklinde sıralandı.

Ekili arazilerin yanı sıra 173 saldırı ormanlık alanlara, 221 saldırı ise meralara zarar verdi, ülkenin güney ve kıyı bölgelerinde bulunan meşe ormanları bu saldırılardan ağırlıklı olarak etkilendi. Baalbek ve Bekaa'da ise hayvanların otlatıldığı araziler zarar gördü. Saldılardan en çok Jbaa, Aalma Ech-Chaab ve Majdelzoun'daki ormanlık alanlar ve Chebaa, Deir Siriane, Safad Al-Battikh ve Taraiya'daki meralar etkilendi.

Saldırılar sonucu birçok bölgenin kronik gıda ve geçim krizi riski altında olduğu bildirilen raporda Bint Jbeil, Sur, Marjaayoun, Saida, Nabatieh, Baalbek ve Zahle, bu kapsamda en riskli bölgeler olarak sıralandı.

Beyaz fosfor, toprağı kirleterek daha az verimli hale getiriyor

Lübnan Balamand Üniversitesi Çevre Enstitüsü Çevre Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. George H. Mitri, saldırıların meydana getirdiği çevresel yıkımı AA muhabirine değerlendirdi.

Saldırılar sonucu 1146'sı çam, 1347'si meşe ormanı olmak üzere toplam 2 bin 493 hektar ormanlık alanın, 909 hektar tarım arazisinin ve 2 bin 343 hektar meranın yandığını bildiren Mitri, yaklaşık 46 hektarlık meyve bahçesinin etkilendiğini, 143 hektardan fazla zeytinliğin kaybedildiğini aktardı.

CHP lideri Özel: "CHP iktidarda olsa Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor” CHP lideri Özel: "CHP iktidarda olsa Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor”

Mitri, "Beyaz fosfor gibi yangına neden olan silahların kullanımı da dahil olmak üzere bombalamaların yol açtığı yangınlar, yalnızca mahsulleri ciddi şekilde yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda toprağı kirleterek daha az verimli hale getiriyor." dedi.

Tarım ve hayvancılığın ciddi şekilde zarar görmesiyle İsrail'in bu alanları özellikle hedef aldığı yönündeki endişelerin arttığını dile getiren Mitri, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tarım, Lübnan'ın gayrisafi yurt içi hasılasının yaklaşık yüzde 5'ini oluşturuyor, yerel ve ulusal gıda tedarikinde, kırsal istihdamda ve ihracat gelirlerinde kritik rol oynuyor. Tarım, altyapı ve hayvancılığın yok edilmesi, zaten kırılgan olan ekonomiye önemli baskı oluşturup mevcut ekonomik zorlukları derinleştiriyor. Tarım sektöründe 12 aylık kaybın değeri 1 milyar doları aşıyor. Uzun vadede toprak kalitesinin bozulması, mühimmatın oluşturduğu kirlilik ve su altyapısının tahrip edilmesi, toparlanmayı geciktirerek tarım sektöründe kalıcı zorluklara yol açacaktır. Tarımsal üretimin azalmasıyla bazı gıda fiyatları da arttı. Örneğin, genellikle güneydeki çiftçilerden temin edilen zeytinyağı özellikle etkilendi ve litre başına yaklaşık 10 dolara ulaşan fiyat artışlarına yol açtı."

Araziye karışan kirleticilerin halk sağlığı sorunu oluşturma riski bulunduğunu ve beyaz fosfor ile diğer yangın çıkarıcı silahların kullanımının toprağı, havayı ve suyu kirlettiğini vurgulayan Mitri, bu durumun su kaynaklı hastalıkları artırabileceği ve kalıcı toprak kirliliğinin gıda güvenliğini etkileyerek uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açabileceği öngörüsünde bulundu.

Ortaya çıkan sorunların aşılması için saldırıların durması ve hasar alan bölgelerin tespit edilerek rehabilitasyon çalışmalarının yapılması gerektiğinden bahseden Mitri, tüm bunların gerçekleşmesi için de bölgenin çeşitli yardımlara ihtiyaç duyduğunun altını çizdi.