Çin

İSHİB, Çin pazarı için destek bekliyor

İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (İSHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Sezer, "Çin pazarının yeniden açılması için de destek bekliyoruz. Çin pazarı açılırsa sektör ihracatımız bir anda 300 milyon dolar artar. Çünkü çok büyük alıcı.” dedi.

Geçen günlerde ekonomi basını ile iftar etkinliğinde bir araya gelen İSHİB Yönetim Kurulu sektör ihracatı ve üretimine yönelik soruları yanıtladı. Çin pazarına yönelik ihracata yönelik konuşan Başkan Sezer, "Sektörün olmazsa olmazlarından Çin pazarının yeniden açılması bekleniyor. Özellikle tavuk pençesi ve taşlık çok talep ediliyor. Geçmişte Çin’e tavuk pençesi ihracatı 200 milyon dolara kadar yükselmişti. Bu rakamlarla Çin’in Türkiye’den ithal ettiği ürünler sıralamasında pençe 6. Sıraya kadar çıkmıştı. Tonunu 1500 dolara sattığımız ürün 300 dolarlara düştü. Bu nedenle Çin pazarının mutlaka yeniden açılması için Bakanlığımızın ciddi ve hızlı bir şekilde çalışması gerekiyor." bilgilerini verdi.

Sektöre haksızlık yapılıyor

İSHİB Başkanı Müjdat Sezer, Başkan Yardımcısı Oğulcan Sagun, üyeler Vehbi Merzeci, Kemal Babila, Ömür Oral, Ahmet Kaan, Alper Şölen ve Genel Sekreter Doğuş Tozanlı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) bünyesinde İstanbul, Ege ve Akdeniz olmak üzere üç su ürünleri ve hayvansal mamuller birliğinin bulunduğunu, 2023 yılında bu birliklerin toplam 3 milyar 486 milyon dolar ihracat yaptığını aktardılar. Müjdat Sezer, aynı dönemde İSHİB’den yapılan ihracatın ise 1 milyar 67 milyon dolar olduğunu söyledi. Gıda sektörünün her ramazan ayında çeşitli iddialarla karşı karşıya kaldığını belirten Sezer, “Piyasa enflasyonunun yüzde 100 ü aştığı, başta enerji ve yem olmak üzere, işçilik, hammadde fiyatlarının aşırı yükseldiği bir ortamda sadece sektörü suçlamak doğru değil. Tavuk ve yumurta halen tüketicinin en ucuz protein kaynağı. 100 gram protein almak için yumurtaya 29, tavuğa ise 32 lira ödeyen tüketiciler, aynı miktar protein için pirince 85, patatese 95, kıymaya 149, dondurmaya ise 314 lira ödüyor.” görüşünü savundu.

İhracat ayakta tutuyor

İhracatın iç piyasada fiyatları artırdığı şeklinde bir algı olduğuna da değinen Sezer, şunları aktardı: “Ülkemizde finansman maliyetleri ve kredi faizleri çok yüksek. Ürününü marketlere ve toptancılara 2-3 aylık vadelerle satan firmalar, peşin sattığı ihracattan gelen finansmanla işletmelerini ayakta tutmaya çalışıyor. Bu tüm gıda ürünleri için geçerli. Söylenenin aksine bizim sektörümüzde ihracat iç piyasayı da destekliyor. Tavuktan örnek vermek gerekirse; beyaz et ihracatı öyle bütün tavuk olarak yapılmıyor. Uzakdoğu ülkeleri tavuğun ayaklarını çok tüketiyor ve iyi fiyata alıyorlar. Avrupalılar ise göğüs tercih ediyor. Bizim halkımız ise tam tersine göğüs değil but seviyor. Yani bir tavuk 3-4 ayrı pazarda değerlendirilebiliyor. Kırmızı ette ise halkımızın hiç tüketmediği sakatat türlerini ihraç ediyoruz. Türkiye su ürünleri ve balıkta AB’nin en büyük tedarikçisi. Ancak tavuk ve ürünlerinde kapılar kapalı. Çünkü malımız onlarınki kadar kaliteli, lojistik avantajımız var, onlardan çok daha ucuza üretebildiğimiz için bizimle rekabet edemeyeceklerinden karşı çıkıyorlar."

Balık tüketimi düştü

Türkiye'nin su ürünlerinde Avrupa’da Norveç’ten sonra ikinci büyük ülke olduğuna değinen Başkan Sezer, şunları söyledi: "Üretimin yüzde 80’i ihraç ediliyor. Bu ihracatın yüzde 75’ini çupra, levrek, orkinos, alabalık ve son yıllarda Türk Somonu oluşturuyor. Kalan yüzde 15’i ise kerevit ve salyangoz, deniz salyangozu gibi kabuklu deniz ürünleri. Çupra, levrek ve alabalık ağırlıklı olarak AB ülkeleri ve Rusya’ya yapılırken, Orkinosun neredeyse tümü Japonya’ya ihraç ediliyor. Sektörde 700 bin tonluk toplam üretimin 400 bin tonu çiftlik üretimi 300 bin tonu ise yabani avcılık şeklinde. İhracatta katma değer oranı ise Türkiye ortalamasının üzerinde. AB ve Japonya başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesine su ürünleri ihracatı yaparken, içeride kişi başına yıllık tüketimin 8 kilolardan 6 kiloya kadar düşmesi iç tüketimin azlığını ortaya koyuyor. AB ülkelerinde tüketim 25-30, Japonya’da ise 70 kilolara yaklaşıyor. Kerevit karides gibi kabuklu ürünlerin ülkemizdeki tüketimi yok denecek seviyede. Bu ürünler yüksek katma değerle Başta İsveç olmak üzere Rusya, Moldova gibi Kuzey Avrupa Ülkelerine ihraç ediliyor. Salyangoz ve kurbağa çok katma değerli ürün. Kilosu 28 avro fiyatla Fransa ve İsviçre’ye ihraç ediliyor. Çin, Kore ve Kore’ye deniz salyangozu gidiyor."

Sakatat ihraç ediyorlar

Toplantıda verilen diğer bilgiler şöyle oldu: "Yumurta ihracatı 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 4 artarak 465 milyon dolar olarak gerçekleşti. En çok ihracat gerçekleştirilen ülkeler sırasıyla; 111 milyon dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri, 77 milyon dolar ile Irak, 57 milyon dolar ile Suriye, 31 milyon dolar Katar.Kuluçkalık yumurtada Türkiye 7-8 yılda çok ilerledi. Dünyada 7 sırada. Türkiye, dünya genelinde kırmızı etin en pahalıya üretildiği ülkeleri arasında yer alıyor. Bunun başlıca nedeni geçmiş yıllarda yapılan planlama hataları nedeniyle büyük ve küçükbaş hayvan sayısının giderek azalması ve ihtiyacı karşılayamaması. Yüksek girdi maliyetleri nedeniyle fiyatlar son zamanlarda hızla artarken iç piyasada kişi başına tüketim de yıllık 7-8 kilogramlardan hızla aşağıya inmeye başladı. Tarım Bakanlığı bu nedenle karkas et ihracatına engel getirdi. İhracatı serbest olan işlenmiş ürünler ve sakatat da ise 2023 yılında 175 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. En fazla ihraç edilen ürünler sırasıyla; hayvan mesaneleri, bağırsaklar, sosisler olurken, en fazla ihracat yapılan ülkeler ise 26 milyon dolar ile Hong Kong, 17 milyon dolar ile Irak, 16 milyon dolar ile Vietnam, 15 milyon dolar ile Amerika Birleşik Devletleri. Türkiye’de tüketilmeyen hayvan mesaneleri, bağırsak ve sakatat yan ürünlerini Çin’e, mide, işkembe, ayak gibi ürünleri Afrika'ya, kuyruk yağını ise Ortadoğu ülkelerine ihraç eden sektör, ortalama 8-9 dolar kg fiyatı elde ederken, sosis kılıfı olarak AB ülkelerine sattığı Koyun bağırsağında ise 28 dolarlara ulaşıyor. Hayvan varlığının yetersizliğinden firmalar ürün bulmakta zorlanıyor. Süt ürünleri sektöründe 2023 yılında 268 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. En fazla ihracat yapılan ürünler sırasıyla; taze peynir, peynir altı suyu tozudur. Birçok firma AB ülkelerine ihracat için gerekli izinleri almasına karşın, orada büyük üreticilerin bulunması ve rekabet şartlarının zorluğundan üretimin az olduğu Ortadoğu ülkelerine ihracat yapıyor. Ülkemizde hayvan varlığının azalması ve yetersiz üretim pazar kaybına neden oldu. Ayrıca yüksek enflasyona rağmen dövizin stabil kalması sektörün üretim gücünü zayıflattı."

ü

EKONOMİ HABERLERİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN     

ü