İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin ölümünün ardından İran’ın ve bölgenin nasıl etkileneceğine dair tartışmalar sürüyor. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın da içinde bulunduğu helikopter kazasının ardından İran'da dış politikada siyasi yönde bir değişiklik olup olmayacağı gözlemleniyor.

Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı’nın hayatını kaybettiği olaya ilişkin “Suikast mı? İhmal mi?” gibi sorular güncelliğini korurken bütün ülkelerin gözü yeni liderin kim olacağına dönmüş durumda. İran kamuoyunun da 3 günlük cenaze törenlerinin ardından 28 Haziran’da yapılacak seçimlerini konuşması bekleniyor.

Batı yakından takip ediyor 

İran anayasasına göre, yeni cumhurbaşkanının en fazla 50 gün içinde seçilmesi amacıyla meclis başkanı, yargı erki başkanı ve birinci cumhurbaşkanı yardımcısından oluşan kurulun düzenlemeleri yapması gerekiyor. İran’da cumhurbaşkanları, Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin onayladığı adaylar arasından halk tarafından seçiliyor. Geçici Cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir, Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf ve Yargı Erki Başkanı Gulamhüseyin Muhsin Ejei ile Cumhurbaşkanlığı görüşerek seçim tarihini 28 Haziran olarak belirledi. Olası bir liderlik yarışının ve yeni seçilecek Cumhurbaşkanının bölgesel gelişmelere olan yaklaşımı önemini koruyor. Özellikle Türkiye, Rusya, Azerbaycan gibi ülkelerle olan ilişkilerde önemli adımlar atılmasını sağlayan ve “Direniş Ekseni'nin Dışişleri Bakanı” olarak görülen Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın yokluğunun İran’ın ilişkilerini ne derece etkileyeceği soruluyor.

Batı basını da İran’daki gelişmeleri yakından takip ediyor. New York Times bugün bir analiz kaleme alarak “İran vekil grupları kullanmaya devam edebilecek mi?” diye sordu. Analizde “Cumhurbaşkanı ve dışişleri bakanının bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından İran'da siyasi halefiyet belirsizliği sürerken, analistler bu iki ismin ölümünün ülkenin Orta Doğu'daki ağır silahlı müttefik gruplar aracılığıyla sürdürdüğü güç gösterisinin değişmesinin pek olası olmadığını söylüyor. Lübnan'da Hizbullah, Yemen'de Husiler, Irak'ta çok sayıda savaşçı ve Filistin topraklarında Hamas gibi gruplar İran'ın on yıllardır sıkı ekonomik yaptırımlar altında olmasına rağmen sınırlarının çok ötesinde nüfuz sahibi olmasının merkezinde yer alıyor” görüşlerine yer verildi.

Cenaze töreninden mesaj

Aslında bu analizin yazıldığı sırada İran’da gerçekleşen bir toplantı bu sorunun yanıtını vermiş oldu. Cenaze törenleri sürerken önemli bir toplantı yapıldığı ortaya çıktı. İran Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Hüseyin Selami ve Devrim Muhafızları Kolordusu Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani, törenler için İran'a gelen Hamas, Lübnan Hizbullah'ı, Yemen (Ensarullah Hareketi) temsilcileri ile toplantı yaptı.

Tasnim Haber Ajansı’nın geçtiği bilgiye göre; Tahran'da, İslam Devrim Muhafızları Ordusu Başkomutanı ve İslam Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı'nın katılımıyla direniş grupları bir toplantı yaptı. Habere göre; Cumhurbaşkanı Ayetullah Reisi’nin cenaze töreninin oturum aralarında, bir grup direniş grubunun katılımıyla, Başkomutan Tümgeneral Salami'nin de hazır bulunduğu bir toplantı gerçekleştirildi. İslam Devrim Muhafızları Kolordusu ve Devrim Muhafızları'nın Kudüs Gücü Komutanı General İsmail Kaani katıldı. Toplantıda Gazze’deki gelişmelerin ve Filistin direnişinin konuşulduğu belirtildi.

İlişkiler kurumsal mekanizmalarla yürütülüyor

İran üzerine çalışan Gazeteci Alptekin Dursunoğlu da İran’ın bölgesel müttefikleriyle ilişkilerinin bu süreçten etkilenmeyeceği fikrinde. İran’da müttefiklerle ilişkilerin, dış politikanın stratejik konuları olduğunu belirten Dursunoğlu, ilişkilerin hükümetlere göre değiştirilemeyecek bir perspektifle ele alındığının altını çizdi. Dursunoğlu’nun değerlendirmeleri şöyle:

Irak hükümeti, resmi yazışmalarda PKK için 'yasaklı örgüt' ifadesi kullanılması talimatı verdi Irak hükümeti, resmi yazışmalarda PKK için 'yasaklı örgüt' ifadesi kullanılması talimatı verdi

“İran’da cumhurbaşkanı ve dışişleri bakanı hayatını kaybetmiş olsa da Ayetullah Reisi hükümeti devam ediyor. Yapılacak erken seçimlere kadar Reisi’nin birinci yardımcısı Muhammed Muhbir Cumhurbaşkanlığı, Emir Abdullahiyan’ın yardımcısı Ali Bakıri Keni de Dışişleri Bakanlığı görevini üstlendi. Dolayısıyla trajik helikopter kazasının ardından İran’ın ne iç ne de dış politikasında herhangi bir değişiklik beklenmiyor.

Öte yandan her devlette olduğu gibi İran’da da müttefiklerle ilişkiler, dış politikanın stratejik konularıdır. Dolayısıyla da hükümetlere göre değiştirilemeyecek bir perspektifle ele alınır. Hatta daha da ötesi İran’da direniş örgütleriyle ilişkiler hükümetlerden bağımsız kurumsal mekanizmalar aracılığıyla yürütülür.

İran’ın direniş örgütleriyle ilişkileri, Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı olan Kudüs Gücü tarafından yürütülür ve Kudüs Gücü ile hükümet veya dışişleri bakanlığı arasında bir ast üst ilişkisi söz konusu değildir. Dolayısıyla Reisi vefat etmiş olsa dahi halen 8. Hükümet iktidarda olduğu için ve bölgesel müttefiklerle ilişkiler de hükümetler üstü bir perspektifle ve kurumsal mekanizmalar tarafından sürdürüldüğü için son helikopter kazasının İran’ın bölgesel müttefikleriyle ilişkilerini hiçbir şekilde etkilemeyeceği söylenebilir.”

ü

DÜNYA HABERLERİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN