TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci, vekillerin talebini kabul etmeyerek görüşmelere devam etmeye çalıştı. Hayvan hakları savunucuları komisyon salonuna alınmadı. Kirişçi basın mensuplarının dışarı çıkartılacağını söyledi. Çıkan tartışmadan dolayı görüşmelere yarım saat ara verildi. Aranın ardından komisyon görüşmelerinin Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılmasına karar verildi. 

TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu, kamuoyunda sokak hayvanlarına "ötanazi" yapılmasına yol açacak kanun olarak bilinen 38 maddelik ‘Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni görüşmek üzere AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci başkanlığında bugün toplandı.

30 Ağustos'ta 24 gemi vatandaşların ziyaretine açılacak 30 Ağustos'ta 24 gemi vatandaşların ziyaretine açılacak

Komisyondaki kanun teklifi görüşmelerine komisyon salonunda yer olmadığı için tartışma çıkmasından dolayı başlanamadı. Komisyon Başkanı AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci, muhalefet vekillerinin ‘daha büyük bir salona geçilmesi’ talebini kabul etmedi ve görüşmelere devam etmeye çalıştı. 

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, şunları söyledi:

"Türkiye kamuoyunun, halkımızın ve milyonlarca canlıyı ilgilendiren çok önemli bir kanun tasarısı ile karşı karşıyayız. Bu kanunun her yönüyle tartışılması gerektiğinden dolayı böyle bir salonun bu tartışmayı yapmaya uygun olmadığı ortada. Böyle bir kanun yapılacaksa eğer sadece milletvekilleri değil sivil toplumu, dernekleri, üniversiteleri, meslek örgütlerini Türkiye'de sokak hayvanları ile ilgili söyleyecek sözü olan herkesi dinleyeceğiniz sağlıklı bir ortamı yaratmak gibi bir göreviniz var. Daha geniş bir salonda bu tartışmayı yapmak zorundayız. Bu konuda sizi göreve davet ediyoruz."

Komisyon Başkanı AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci, çıkan tartışmadan dolayı kanun teklifi görüşmelerine yarım saat ara verdi.

Aranın ardından başkan Kirişci, komisyon salonunda yer olmadığından dolayı kanun teklifi görüşmelerinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yapılmasına karar verildi. 

Muhalefet sıralarına hayatını kaybeden çocuğunun ayakkabısını fırlattı

Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu verilen aranın ardından Plan ve Bütçe Komisyonu salonunda görüşmelerine yeniden başladı. Muhalefet milletvekilleri, sokak hayvanlarına ilişkin düzenlemenin karşısında olan bazı Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsilcilerinin salonun dışında bırakılmasına tepki gösterdi.

Tepkiler devam ederken, Antalya'da sahipsiz köpeklerden kaçarken kamyonun altında kalarak hayatını kaybeden 10 yaşındaki Mahra Melin Pınar'ın annesi Derya Pınar, muhalefet sıralarına çocuğunun ayakkabısını fırlattı. Pınar, 'Benim çocuğum öldü, siz neyi konuşuyorsunuz' diyerek tepki gösterdi. Muhalefet milletvekilleri ve bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Derya Pınar'ın komisyon toplantısı salonundan çıkarılmasını talep etti. Komisyon Başkanı Vahit Kirişçi gelen talep üzerine Derya Pınar'ı salondan çıkardı. Görüşmeler sürerken komisyon salonu dışında bekleyen sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile polisler arasında zaman zaman gerginlik yaşandı. Salonun giriş kapısında polisler güvenlik önlemi aldı.

"Siz bu yetkiyi çiğniyorsunuz"

Komisyon üyesi AK Parti Rize Milletvekili Harun Mertoğlu'nun sunumu sırasında muhalefet vekilleri masalara vurarak tepki gösterdi. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, "Usul tartılması çıktı. Siz bu yetkiyi çiğniyorsunuz. Sizin de bizim de en önemli bağlayıcımız iç tüzük değil mi? Birçok insanı kapıda bırakıyorsunuz. O anneye sesleniyorum, kendisini ziyarete giderim. Annemiz bunun mağduru ise acısını paylaşıyoruz. Elbette sokak hayvanları sorunu çözülmeli ancak sonunda hayvanları öldüreceğiniz teklife direneceğiz. Siz komisyonu kaçırıyorsunuz, sınırlıyorsunuz. Kimilerini seçiyorsunuz, kimilerini aldırmıyorsunuz. Bizim çağırdığımız uzmanları içeri aldırmıyorsunuz" ifadelerini kullandı.

"Anayasaya aykırı olduğu için geri çekilmek zorundadır"

CHP Grubu adına söz alan Bursa Milletvekili ve Komisyon Üyesi Orhan Sarıbal ise Anayasa'da hayvanların korunmasına ilişkin doğrudan bir hüküm olmamasına karşın dolaylı ve örtülü de olsa madde 45 ve 56 hayvanları koruduğu gibi haklarını da kapsam altına aldığını söyledi. Sarıbal, "Öyle ki kamu yararı gibi madde 45'te, 'Tarım, hayvancılık ve tarım arazilerinin korunması' kamu yararından değerler ve varlıklar olarak söz etmektedir. 56'ncı madde de ise 'Herkesin sağlıklı, dengeli ve yaşayabileceği bir çevre hakkı vardır' hükmü gereği hayvanları da kapsadığı açıktır. Ayrıca anayasa 63 maddesiyle de devlete tabii varlıkları ki hayvanlar da bunun içerisine giriyor. Tabii varlıkları korumaya yönelik sorumluluğu yüklenmiştir. O halde canlılar arasında tür bazlı ayrım yapmaksızın hayvanların hukuki varlık olmasını devlete, hayvanların korunmasına ve refahına sağlanmasına yönelik yükümlülükler getirmektedir. Dolayısıyla açıktan anayasaya aykırılığı vardır, bu yasanın açık bir şekilde anayasaya aykırı olduğu için geri çekilmek zorundadır" diye konuştu.

STK'lar üzerinden tartışma çıktı

Kanun teklifi üzerine görüşmeler sürerken içeriye giren CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, salona bazı hayvan hakları ile ilgili sivil toplum kuruluşlarının içeriye alınmadığını dile getirdi. Komisyon Başkanı Vahit Kirişçi, talep edilenlerin girebileceğini ifade etti. Muhalefet milletvekilleri, sokak hayvanları ile ilgili içeri girmesini istediği STK'ların listesini Kirişçi'ye iletti. Kirişçi, muhalefetin 20'nin üzerinde STK'nın içeriye girmesini talep ettiğini ancak komisyon da kimleri dinleneceğine yönelik kararı kendisinin verebileceğini kaydetti. AK Partili milletvekilleri ise komisyon salonunda yeterli sivil toplum kuruluşunun olduğunu söyledi.

"Anayasamızda 'ötanazi' yok"

DEM Parti Grup Başkan Vekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise "Biz akıllıyız diye, biz yürüyoruz, icat ediyoruz diye, zehri biliyoruz diye bütün hayvanları öldüremeyiz. Sokak köpeklerini öldüremeyiz. Biz doğaya hükmedemeyiz. Biz, bu ekosistemin sadece bir parçasıyız ve ekosistemle barışık yaşadığımız, ekosistemle uyumlu yaşadığımız oranda mutlu olabiliriz, bu yaşamın bir parçası olabiliriz. O anlamıyla bu insan bakışına, insan merkezi çünkü biz söylediğimizde de iktidardan olan milletvekilleri itiraz ediyorlar. 'Önce insan' diyorlar. Hayır, önce doğa, önce ekosistem. Bütün canlılar, canlılar arasında bir hiyerarşiye gidemeyiz. Yani benim canımı yakan şeyin bir köpeğin canını yakmadığını iddia edebilir misiniz? Yani bana işkence edildiğinde benim canım nasıl yanarsa, buradaki her bir insanın, her bir vekilin canı nasıl yanarsa, bir köpeğe, bir kediye, bir hayvana da şiddet uygulandığında aynı şekilde canı yanar. Ama şu anda biz kendilerini savunamayacak durumda olan, söz söyleyemeyecek durumda olan, bir örgütleri, bir partileri olmayan hayvanlar, canlılar, sokak köpekleri adına burada ölüm fermanına imza atmaya çalışıyoruz. Bir de bu ölüm fermanını makul bir sınıra getirmeye çalışan, masumlaştırmaya çalışılan çok tehlikeli kavramlar, 'Ötanazi' deniyor. Ötanazi kime uygulanır Sayın Başkan? Yaşamının belli bir aşamasından sonra terminal döneminde olan yaşamak istemeyen gerçekten o acılara katlanmak istemeyen insanların, akıl sağlığı yerindeyse onların iradi beyanı sonucunda Avrupa'nın bazı ülkelerinde uygulanıyor. Ülkemizde yasak. Anayasamızda ötanazi diye bir kavram geçiyor mu? Hayır geçmiyor. Peki nasıl uygulayacağız ötanaziyi? Bu sadece katletmeyi meşrulaştırmak için kullanılan bir kavram" değerlendirmesinde bulundu.