Kübra Karasu
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, başkent Doha'da düzenlenen basın toplantısında, Hamas ile İsrail arasında ateşkes ve esir takası müzakerelerinde anlaşmaya varıldığını duyurdu.
Bu önemli gelişmenin ardından, dünya liderlerinden konuya ilişkin çeşitli mesajlar yayımlandı. Filistinli çocukların sevinç gösterileri ise sosyal medyada geniş yankı buldu.
Öte yandan İsrail, yaptığı son açıklamada "Hamas tüm maddeleri onaylayana kadar kabine toplanmayacak" ifadelerini kullandı. Bu açıklama, müzakerelerin hassasiyetine işaret ederken, sürecin halen kırılgan bir dengede sürdüğünü ortaya koyuyor.
Gazeteci ve yazar Cevat Gök, İsrail ile Hamas arasında yaşanan bu gelişmeleri CGTN Türk'e değerlendirdi.
"Hakikaten Hamas için bir zafer oldu"
Hamas tarafının İsrail'e kesinlikle güvenmediğini belirten Cevat Gök, ateşkesin kalıcı barışın yolunu açıp açamayacağını şöyle değerlendirdi:
"Şimdi burada bir güven problemi zaten var. Yani bir güven buhranı var. Bu yeni bir şey değil. Hamas tarafı kesinlikle İsrail’e güvenmiyor. Bunun bilinmesinde fayda var. Çünkü sürekli savaş üzerine kurulmuş bir devlet ve savaş üzerinden politika üreten bir kabineden bahsediyoruz. Bu noktada, açık söyleyelim, kısa vadede tepkiler de var tabii. İsrail kabinesinden tepkiler var, Amerika’dan tepkiler var. Bu anlaşmanın Hamas’ın kazanımı olduğu veya İsrail için aşağılayıcı bir anlaşma olduğu şeklinde yorumlar yapılıyor.
Diğer taraftan, hakikaten Hamas için bir zafer oldu. Neden zafer oldu? Hamas, anlaşma imzalanmadan kesinlikle rehineleri bırakmayacağız diyordu ve bırakmadılar. Bu noktaya gelindi. Diğer taraftan, Netanyahu ve İsrail hükümeti “Biz kesinlikle Gazze’den Hamas’ı temizlemedikçe barış anlaşması imzalamayacağız, savaşı durdurmayacağız” diyordu. Ancak Hamas’ı yok edemediler ve barış anlaşmasını imzalamak zorunda kaldılar. Yani masaya baktığımızda, sahayla birlikte İsrail’in amaçlarına ulaşamadığını net olarak görebiliyoruz."
"Türkiye’nin buna kayıtsız kalma ihtimali yok"
Cevat Gök, Filistin konusunun bizim milli güvenlik meselemiz olduğunu ve Türkiye'nin buna kayıtsız kalma ihtimalinin olmadığını söyledi:
"Masada Amerika’nın arkasında İsrail var. Mısır’ın arkasında Suudi Arabistan var. Katar’ın arkasında Türkiye var. Bunu herkes biliyor. Yani bu meşveretler, danışmalar muhakkak ki devam ediyor. Şöyle ki, hâlâ Kudüs’ün ve Filistin’in tapuları bizim arşivlerimizde bulunuyor. Yani orada bir görüş ayrılığı olduğunda, Golan tepeleriyle ilgili kimin yeri, kimin neresi olduğu veya Kudüs’ün içinde Süleyman Mabedi yapılacak, hangi mahalle Müslümanlara ait, hangisi Yahudilerin eski yerleşim yerleri gibi tüm bilgiler bizim arşivlerimizde duruyor.
Hâlâ bu durum geçerliliğini koruyor. Dolayısıyla Türkiye’nin oraya kayıtsız kalması gibi bir durumu yok. Bu, bizim milli güvenlik meselemiz. Sayın Cumhurbaşkanı, İsrail’in Türkiye’ye saldırma ihtimalinden, PKK ile İsrail’in bir arada yürüdüğü bir dönemden bahsediyor. Türkiye’nin buna kayıtsız kalma ihtimali yok."
"Davanın sahibi Hamas’tır"
Hamas'ın muazzam bir direniş sergilediğini belirten Gök, Hamas'ın ateşkes sonrası geleceği hakkında şöyle konuştu:
"Hamas liderliği, askeri kanadın hiçbir zaman sona ermediğini ve güçlerinin hâlâ sağlam olduğunu ifade ediyor. Bunu nereden anlıyoruz? Rehinelere İsrail’in hâlâ ulaşamamasından biliyoruz. Yani muazzam bir direniş sergilediler. Evet, ancak bundan sonrası için siyasi arenaya daha fazla odaklanmaları gerektiği söyleniyor. Bazı ülkeler, Hamas’a “silah bırakın ve siyasi görüşmelere devam edin” çağrısında bulunuyor. Ancak Hamas bu silah bırakma önerisini pek kabul etmiyor. Dışarıdan bazı ülkeler, kendi plan ve projelerini Hamas’a dayatmaya çalışıyor. Oysa davanın sahibi Hamas’tır. Onların taleplerine göre hareket etmek gerekir, kendi isteklerinizi onlara dayatmak değil.
İlerleyen süreçte Arap ülkelerinden özellikle Suudi Arabistan ve Katar ile daha yakın ilişkiler içinde olacaklarını düşünüyorum. Eğer yeniden bir savaş çıkarsa bu kez müzakere masası kesinlikle dağılacak ve Allah korusun daha kötü sahneler göreceğiz. Ancak görünen o ki Hamas liderliği de halkını rahatlatmak ve sevindirmek amacıyla bu anlaşmayı hızlı bir şekilde imzaladı. Önümüzdeki dönemde siyasi arenada Türkiye ve Suudi Arabistan ile daha fazla ilişki içinde olacaklarını tahmin ediyorum."