Gazeteci yazar Mehmet Ali Güller, Venezuela’daki seçimleri devlet başkanı Nicolas Maduro’nun kazanmasının ardından yaşanan olayları CGTN Türk’e değerlendirdi.

Güller’in açıklamalarından öne çıkan detaylar şöyle:

“Petrol rezervini batının çıkarları için kullanabileceği, noktaya getirmek”

 Venezuella’daki seçimlerde sokaktaki eylemler dışında uluslararası planda da seçimi tanımayan ülkeler hakkında değerlendirme yaptı: “Venezuela seçimine dair pek çok değerlendirme yapılabilir. Örneğine Brezilya’dan da kimi eleştiriler gelmişti. Seçim öncesinde hatta Kolombiya'dan fakat günün sonunda ortada olan resme baktığımızda bir seçime yönelik eleştirilerin ötesinde, Venezuela için kendi Bolivarcı devrime sahip çıkma ama batı açısından da Maduro’yu yıkarak Bolivarcı devrimi yıkıp Venezuela’yı yeniden Amerika’nın istediği şekilde, petrol rezervini batının çıkarları için kullanabileceği, noktaya getirmek var. Dolayısıyla burada ayrıntılara çok takılmadan Bolivarcı devrimine sahip çıkılacak mı çıkılmayacak mı? Meselesi olarak bakmakta yarar var.” diyerek, Bolivarcı devrimine sahip çıkmak için Maduro'yu destekleyen kesimlerin de darbe girişimine karşı sahaya inmiş vaziyette olduğunun da altını çizdi.

“Arjantin devlet başkanının darbe çağrısı demokrasi oluyor ama Maduro'nun kazandığı bir seçimi teslim etmiyor,  direniyor diye Maduro diktatör oluyor.” 

Bunun Amerika’nın ilk darbe girişimi olmadığını söyleyen Güller, “Amerika bunu sürekli yapıyor, ilk darbe girişimi değil. Daha önce de darbeci Amerikalı emekli CIA üyelerinin de yakalandığı pek çok darbe girişimleri vardı. Bu da bir darbe girişimidir. Klasik demokrasi, insan hakları, seçimde hile, şeffaflık…  

Bir sürü argüman sayılıyor. Fakat burada mesele şu;  Arjantin lideri, Amerika başta olmak üzere pek çok batı ülkesinin olumlu gördüğü bir isim. Bu isim doğrudan Venezuela silahlı kuvvetlerine Maduro'yu yıkın diye çağrı yaptı. Yani Arjantin devlet başkanının darbe çağrısı demokrasi oluyor ama Maduro'nun kazandığı bir seçimi teslim etmiyor,  direniyor diye Maduro diktatör oluyor. Hâlbuki Venezuela için bir darbe girişimine direnmek, iki daha önce Chavez’le  zirve yapmış olan ve Maduro'nun da devam ettirdiği bolivarcı devrimi korumak diye bir görevi var. Venezuela halkı da bunu yapıyor.” ifadelrini kullandı.

“Bolivarcı devrimin esas simgesi de Chavez’dir.”

Venezuella’daki eylemlerde dikkat çeken heykellere yapılan saldırıları Güller:” Protestocuların bu eylemiyle şöyle bir hedefleri var,aslında yıkılmaya çalışılan şey Bolivarcı devrim. Bolivarcı devrimin esas simgesi de Chavez’dir, Maduro değil.” şeklinde yorumladı.

“Bu Amerika’nın kendi medyasını ve etkilediği küresel medyayı da kullanarak yaratmaya çalıştığı algı özü”

Güller, Elon Musk’ın yaptığı açıklamalar ışığında Amerika medyasını şöyle yorumladı:  

Sanchez ve Abbas, Madrid'de görüştü: Filistin için acil ateşkes ve barış çağrısı Sanchez ve Abbas, Madrid'de görüştü: Filistin için acil ateşkes ve barış çağrısı

“Elon Musk doğrudan Maduro’yı hedef alan açıklamalar yaparak bu darbenin içinde kışkırtıcı roller üstleniyor, Twitter'dan mesaj atarak. Sürpriz mi? Değil… Daha yakın zamanda Bolivya'da darbe çağrısı yapmıştı, Elon Musk’ın böyle bir yanı var.  Arjantin lideri Amerika adına darbe çağrısı yapıyor. Amerikalı multimilyarder Elon Musk, darbe çağrıları yapıyor ama Maduro diktatör oluyor. Bu Amerika’nın kendi medyasını ve etkilediği küresel medyayı da kullanarak yaratmaya çalıştığı algı.” 

“Bolivarcılık sadece Venezuela’yı değil, Amerika'nın, arka bahçesi, olarak gördüğü bütün Latin Amerika’yı ilgilendirdiği için Amerika, Chavez ve onun takipçisi Maduro'dan kurtulmanın peşinde”

Venezuela’da Amerika’nın istemediği bir kamuculuk anlayışının var olduğunu söyleyen Güller, seçim sonrası Venezuela’da yaşanan olaylara dair son olarak şunları söyledi:  

“Amerika'nın istemediği bir Bolivarcı yönetim var. Bu Bolivarcılık sadece Venezuela’yı değil, Amerika'nın, arka bahçesi, olarak gördüğü bütün Latin Amerika’yı ilgilendirdiği için Amerika, Chavez ve onun takipçisi Maduro'dan kurtulmanın peşinde. Burada bazı ülkelerin, Arjantin'le birlikte doğrudan Maduro'yu tanımayarak açıktan tepki koyduklarını görüyoruz. Bu durum karşısında da Venezuela devleti haklı olarak diplomatik personellerini çekme kararı almış durumda. Ama burada Maduro'nun çok önemli bir açıklaması var. Bakın çok net bir şekilde bu ülkeleri Washington'a boyun eğen ve uluslararası faşizmin ideolojik esaslarına bağlı kişiler olarak nitelendiriyor ki bu uluslararası faşizmin ideolojik esasları aslında ilerde daha da detaylı tartışmak Zorunda kalacağımız bir kavram olarak önümüzde duruyor. Liderlere suikastların, darbe çağrılarının Atlantik tarafından hiç böyle üstü örtmeden de yapılmaya çalışıldığı bir sürecin içindeyiz.”