Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Gölge Dışişleri olarak bilinen Dış İlişkiler Konseyi (CFR) yayınladığı son raporda siyasi şiddet ve kutuplaşmayı ülkenin önündeki öncelikler listesine aldı. Rapor “Önleyici öncelikleri araştırması” ismiyle kamuoyuna sunuldu.

ABD’de 3 yıl önce yaşanan Kongre baskınından sonra inkar edilemez hale gelen siyasi kutuplaşmanın 2024 başkanlık seçimleri dolayısıyla başlayan kampanyalar ile artarak devam etmesi bekleniyor. Reuters haber ajansı seçim kampanyasına Valley Forge’da başlayan Biden’ın rakibi Trump’ı “demokrasi için varoluşsal bir tehdit” olarak tanımladığını aktardı. Biden, eski ABD Başkanı'nı Hitlere benzeterek, "Amerikan demokrasisine büyük bir tehdit" olarak tanımladı. Biden, "Nazi Almanyasıyla aynı dili kullanıyor" dediği Trump'a karşı demokrasiyi savunma sözü verdi. , 6 Ocak Kongre baskını gününü "Neredeyse Amerika'yı o gün tümüyle kaybediyorduk." sözleriyle ifade ederken, "Trump'ın kim olduğunu hepimiz biliyoruz, asıl soru biz kimiz?" diye devam etti. Bu yıl yapılacak başkanlık seçimlerinin demokrasi için bir test olacağını vurgulayan Biden, "Oy pusulasında demokrasi olacak, oy pusulasında sizin özgürlüğünüz olacak." sözleriyle seçmeni kendisine oy vermeye çağırdı.

Kongre anlatısı etkisini kaybediyor

Biden’ın seçim kampanyasının merkezine şimdilik Kongre baskının koysa da seçmen nezdinde bu söylemin etkileyiciliği giderek daha tartışmalı hale geliyor. Zira Washington Post gazetesi ile University of Maryland ortaklığında yapılan anket, seçim yılında Amerikalı seçmenin 6 Ocak Kongre baskınına bakışına ilişkin önemli verileri ortaya koydu.

3 yıl önceki anketlerde baskından Trump'ı sorumlu tutanların oranı yüzde 60 iken güncel ankete göre bu oran yüzde 53'e gerilemiş durumda. Aynı soruya cevap veren Cumhuriyetçiler arasında Trump'ı sorumlu tutanların oranı 3 yıl içinde yüzde 27'den yüzde 14'e gerileyerek yarı yarıya azaldı. Ankete katılan Cumhuriyetçilerin büyük çoğunluğu, benzer sorulara verdikleri yanıtlarda, Trump'ın baskının sorumlusu olmadığını ve başta FBI olmak üzere bazı federal kurumların görevini iyi yapamadığına yönelik görüşlerini ifade etti. Kongre baskınının barışçıl mı yoksa şiddet içeren bir eylem mi olduğuna ilişkin soruyu yanıtlayan Amerikalıların halen yarısı, eylemin şiddetli olduğuna inansa da bu oranın da gerilemesi dikkati çekti.

Cumhuriyetçiler arasında ise 2021'de yüzde 26 olan oranın bugün yüzde 18'e indiği ve Trump'a oy veren bu kitlenin büyük oranda Kongre baskınının şiddet içeren bir eylem olmadığını düşündüğü sonucu ortaya çıktı. Benzer şekilde baskına katılan kişilerin ceza alması gerektiğini düşünen Cumhuriyetçilerin oranında da kayda değer bir düşüş gözlemlendi.

Çinli uzmanlar: Sonuç fark etmeksizin kaos yaşanacak

Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nde araştırma görevlisi olan Lü Xiang, yeni yılda çatışmaların benzersiz bir noktaya taşınabileceği uyarısında bulundu. Tsinghua Üniversitesi Uluslararası Güvenlik ve Strateji Merkezi ABD-AB Programı Başkanı Sun Chengdo da “2024 seçimleri 2020’nin benzeri olacaktır. Kimin kazandığı fark etmeksizin kaybeden sonuçları kabullenmek istemeyecek ve ABD toplumunu kaosa sürükleyecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Joe Biden'ın 2020'deki seçimleri meşru şekilde kazandığına inanan Amerikalıların oranı da 3 yıl içinde yüzde 69'dan yüzde 62'ye gerilerken, bu oranın Cumhuriyetçiler arasında yüzde 39'dan yüzde 31'e inmesi de dikkati çekti. Bu sonuçlara göre, her 3 Cumhuriyetçi seçmenden sadece 1'i Biden'ın başkanlığının meşru olduğuna inanıyor. 5 Kasım 2024'te yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde kamuoyundaki desteği yüzde 30'lar seviyesine inen Biden'ın, genel anketlerde de Trump'ın 2 puan gerisinde çıktığı kaydediliyor.

ABD'de seçim anketlerini yayımlayan Real Clear Politics haber sitesinde yer alan güncel anketlerin ortalamasına göre, Trump'a olan destek yüzde 46,6 düzeyinde seyrederken, bu oran Biden için yüzde 44,3 olarak gerçekleşti.

Diğer dünya haberleri için tıklayınız.