Gelecek Paktı ve yeni düzen

BM Genel Kurulu öncesinde düzenlenen “Geleceğin Zirvesi”nde, 143 üyenin evet oyuyla “Gelecek Paktı” kabul edildi. Nedir Gelecek Paktı peki?

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres‘in şu açıklaması yanıta işaret ediyor: “Geleceğin Zirvesi bize az önce kabul edilen bir pakt ortaya çıkardı. Bu pakt sadece acil krizlere çözüm bulma vaadimizi değil, aynı zamanda sürdürülebilir, adil ve barışçıl bir küresel düzen için temel atma vaadimizi de temsil ediyor.” (AA, 22.9.2024).

Böylece Gelecek Paktı ile yeni bir küresel düzen için temel atılmış oluyor. Nasıl bir küresel düzen peki? Sürdürülebilir, adil ve barışçıl. Çünkü mevcut 1945 düzeni artık ihtiyacı karşılamıyor.

21 Eylül’de Cumhuriyet’te “BM Güvenlik Konseyi’nde reform” başlığıyla ele aldım: “Çok kutupluluk BM Güvenlik Konseyi’nde reformu zorunlu hale getirdi, buradan dönüş yok. Artık mesele bunun nasıl olacağı ve kimleri kapsayacağı. Asıl mücadele de burada yürüyecek.”

İşte o mücadele başladı. 143 üyenin evet oyuyla Gelecek Paktı’nın kabul edildiği müzakerelerde, “BM Güvenlik Konseyi reformu” konusunda bir anlaşma sağlanamadıysa da (AA, 22.9.2024) konu artık gündemdedir.

Mevcut düzeni kimler istiyor?

Mevcut düzeni ABD ile müttefikleri İngiltere ve İsrail istiyor. Çünkü mevcut düzendeki ABD’nin “keyfi vetosundan” en çok İsrail yararlanıyor. Avrupa devletlerinin bir bölümü bile, özellikle AB’yi “stratejik özerk” yapmak isteyenler de mevcut düzenin değişmesi gerektiğini savunuyor.

Böyle olduğu için de ABD olası bir değişimi kontrolünde tutmaya, kendi konumunu korumaya çalışıyor. İşte ABD’nin “BM Güvenlik Konseyi genişlesin ama yeni üyelerin veto hakkı olmasın” yaklaşımı bu nedenledir.

Evet, Avrupa’nın ABD’den stratejik özerk olunması gerektiğini savunan ülkeleri de mevcut düzenin değişmesi gerektiğini savunuyor. Bunların başında da Fransa geliyor.

Fransa’dan yeni düzen çağrısı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron mevcut düzenin “eksik ve adaletsiz” olduğunu savunarak, yeni bir düzenin inşa edilmesi gerektiğini savundu ve bu yönde çağrı yaptı.

Macron’un iki temel mesajı var:

- “Avrupa’nın ne tam olarak AB ne de kararlı bir şekilde NATO olmadığı gerçeği hesaba katılmalı. Yeni bir Avrupa örgütlenmesi düşünülmeli.” (Nitekim Paris bu nedenle Avrupa Siyasal Topluluğu’nun inşasını savunuyor.)

- “Yüksek nüfuslu birçok ülke yeterince temsil hakkına sahip olmadığından, uluslararası sistem eksik ve adaletsizdir. Bu nedenle yeni uluslararası düzen inşa edilmeli.” (AA, 23.9.2024)

BM’nin merkezi koordinasyon rolü

Görüldüğü gibi yeni düzen ihtiyacı, artık kaçınılmazdır. Çünkü çok kutupluluk şartlarında, çok kutupluluğa uygun düzen gerekmektedir.  Çünkü ekonomik ve siyasal ağırlığı artan Küresel Güney’in ağırlığına orantılı temsiliyeti şarttır.

Gelecek Paktı ile birlikte konu artık BM’nin de gündemindir. Dahası BM Küresel Güney ülkelerinin de savunduğu gibi, bu dönüşümün merkezinde olacaktır.

Geleceğin Zirvesi’nde konuşan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin o role şu sözlerle işaret etmektedir: “BM’nin çok kutuplu dünyamızda, küresel meydan okumalara BM Genel Kurulu düzeyinde yanıt bulma yolunda örgüte üye ülkelerin pozisyonlarını yaklaştırarak merkezi bir koordinasyon rolü oynaması gerektiğine inanıyoruz.” (Sputnik, 23.9.2024)

Sonuç olarak, küresel büyük dönüşüm başladı, savaşsız dönüşüm için ağır, kontrollü ve dengeli ilerliyor.