Törene, Gagauz Özerk Yeri Başkanı Yevgeniya Gutsul ve "Halk Topluşu" olarak adlandırılan yerel meclis Başkanı Dmitriy Konstantinov'un yanı sıra Türkiye’nin Komrat Başkonsolosu Adnan Hayal, belediye başkanları, İcra Komitesi temsilcileri, meclis üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.
Eski Gagauz Özerk Yeri başkanları İrina Vlah ve Mihail Formuzal ile eski Moldova Cumhurbaşkanı Vladimir Voronin'in de katıldığı tören, Moldova ve Gagauz milli marşlarının okunmasıyla başladı.
Başkan Gutsul törende yaptığı konuşmada, Gagauzların 30 yıl önce özerkliğe kavuştuğuna dikkati çekerek, "Moldova ve Gagauz halkları, 30 yıl öncesi uzlaşıya vararak, anlaşmayı ve diyaloğu seçti. O dönemdeki sorunlar barışçıl şekilde çözüme kavuştu." şeklinde konuştu.
Gutsul, Türkiye ile Rusya'nın, bölgenin özerkliğine kavuşmasında önemli rol oynadığını belirterek, "Dönemin Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel'e çok minnettarız. Demirel'in diplomasideki yeteneği ve uluslararası alandaki güçlü itibarı, 30 yıl önce Komrat ve Kişinev arasında anlaşmayla sonuçlanan müzakereleri etkiledi." değerlendirmesinde bulundu.
Bölge sisteminin 30 yıl içinde sıfırdan inşa edildiğini ve geliştiğini dile getiren Gutsul, bölgenin çeşitli halkları bir arada barındırma konusunda örnek olduğunu vurgulayarak, "Gagauz dili ve kültürü varlığını sürdürüyor." dedi.
Komrat ve Kişinev arasında mevcut ilişkileri değerlendiren Gutsul, Kişinev ile etkileşimde sorunlar yaşandığını ve bundan Moldova hükümetinin sorumlu olduğunu ifade etti.
Gagauz Meclis Başkanı Konstantinov da 1994'te Moldova Parlamentosunda Gagauz Özerk Yeri'nin özel hukuki statüsüne ilişkin yasanın kabul edildiğine dikkati çekerek, "Bu yasa sayesinde bölgemiz varlığını sürdürüyor. Meselenin barışçıl şekilde çözülmesi için büyük çabaların sarf edildiğini unutmamalıyız." dedi.
Gagauz Türkçesinin korunmasının önemine de işaret eden Konstantinov, çocuklara Gagauz tarihinin öğretilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin Komrat Başkonsolosu Hayal da konuşmasında, dönemin Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel'in Kişinev ile Komrat arasında arabulucu rolü üstlendiğini hatırlatarak, "Gagauz halkı, bizim için son derece önemli. Bölgenin Türkiye ile ilişkileri, soydaş ve kardeşlere yakışan düzeyde." değerlendirmesinde bulundu.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) 1994'ten itibaren Moldova'da faaliyetlerini sürdürdüğüne dikkati çeken Hayal, Türkiye'nin çeşitli projelerle Moldova ve Gagauz Özerk Yeri'nin gelişimine maddi ve siyasi katkıda bulunduğunu dile getirdi.
Hayal, "Gagauz bölgesi, kolay kolay kurulmadı ve zorluklarla karşı karşıya kaldı. Ancak bu toprakların özerk hale ne şekilde geldiğinin Gagauz gençlerimize ve gelecek nesillere anlatmamız gerekiyor." dedi.
Gagauz Türkçesinin korunması önemine işaret eden Hayal, "Ana dilini kaybeden toplumlar tarih içinde siliniyor. Yüzyıllara meydan okuyarak Gagauz Türkçesini yaşatan Gagauzlar, ana dilini daha yaygın şekilde kullanmalı." ifadelerini kullandı.
Başkonsolos Hayal, Kişinev ve Komrat arasındaki ilişkilere yönelik ise "Moldova ve Gagauz yönetimi arasındaki meselelerin karşılıklı anlayış ve saygı çerçevesinde ele alınması gerektiğini düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Bölgenin gelişimine katkıda bulunanlara ödüllerin takdim edildiği tören, konserle devam etti.
Moldova'nın güneyinde "Bucak" olarak adlandırılan bölgede yaşayan Gagauz Türkleri, Sovyetler Birliği'nin dağılması sürecinde 19 Ağustos 1990'da Gagauz Cumhuriyeti'ni ilan etmişti. Herhangi bir ülke tarafından tanınmayan cumhuriyet, kendi varlığını 1994'e kadar sürdürmüştü.
Gagauz Özerk Yeri ise 23 Aralık 1994'te Moldova Cumhuriyeti sınırları içerisinde kurulmuştu.
Toprak bütünlüğü olmayan bölge, başkent Komrat, Çadır Lunga ve Valkaneş olmak üzere 3 şehir ve 26 köyden oluşuyor.
Gagauzlar, 1994’te Türkiye’nin de katkısıyla kazandığı özerklik haklarını ve Gagauz Türkçesini zamanla kaybetme endişesi taşıyor.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından "Tehlikedeki Dünya Dilleri" listesine 2010'da alınan Gagauz dilinin korunması ve yaşatılması, Gagauz halkının varlığı için önem teşkil ediyor.
Oğuz boyundan gelen Hristiyan Gagauz Türkleri, stratejik ortaklık düzeyine taşınan Türkiye ve Moldova arasındaki ilişkilerde önemli bağ vazifesi görüyor.