Chen Tingyao
G20 Rio Zirvesi’nde, Çin’in dünyaya yeni kalkınma fırsatları getireceği umudu uluslararası kamuoyunda dile getirildi.
G20’nin gelişim sürecinde, Çin nasıl bir rol oynadı? Dünya ekonomisi bugün hangi zorluklarla karşı karşıya? Bu soruları yanıtladığımızda, G20 Rio Zirvesi’nde Çin’in sesinin neden bu kadar sabırsızlıkla beklendiğini daha iyi anlayabiliriz.
Uluslararası ekonomik iş birliğinin başlıca forumlarından biri olan G20, dünyanın önde gelen gelişmiş ekonomileri ile yeni yükselen piyasa ekonomilerini bir araya getiriyor. G20 ekonomisi dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 85’ini, G20 nüfusu ise dünya nüfusunun üçte ikisini oluşturmakta. 16 yıl önce yaşanan uluslararası finansal krizin en kritik anında uluslararası iş birliğini etkili bir şekilde artıran ve dünya ekonomisinin "Büyük Buhran"ı tekrarlamasını önleyen G20 Zirvesi oldu.
Son yıllarda G20, giderek bir krizle mücadele mekanizmasından uzun vadeli bir yönetişim mekanizmasına dönüşerek küresel ekonominin güçlü, sürdürülebilir, dengeli ve kapsayıcı büyümesini teşvik eden önemli bir platform haline geldi.
Şu an dünya ekonomisi güçsüzlükle toparlanırken, gıda ve enerji gibi alanlarda krizler üst üste geliyor, tek taraflılık ve korumacılık artıyor, kalkınma açığı da önemli ölçüde büyüyor. Buna paralel olarak, Küresel Güney yükseliyor, ancak Küresel Güney’in sesi ve talepleri mevcut uluslararası yönetişim sistemine yeterince yansımıyor. Bu noktada uluslararası toplum, sorunları gerçekten çözecek sesleri duymak istiyor ve G20 üyelerinden sorumluluklarını üstlenip, ortaklık ruhuyla küresel kalkınmayı teşvik etmesini ve küresel yönetişimi geliştirmesini bekliyor.
Kalkınma, her ülke için bir mutlak hedef. G20 iş birliğinde Çin’in en belirgin özelliği öteden beri kalkınma konularına odaklanmış olması.
2016 yılında düzenlenen G20 Hangzhou Zirvesi’nde Çin ilk kez kalkınma konularını G20 iş birliğinde önemli bir konuma getirmeye çalıştı. 2022 yılında gerçekleştirilen G20 Bali Zirvesi’nde ise Çin, daha kapsayıcı, evrensel olarak daha faydalı ve daha dirençli küresel kalkınmanın teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı.
Çin, her zaman inovasyon güdümlü kalkınmaya, özellikle de dijital ekonominin gelişimi ile yeşil kalkınmaya vurgu yapıyor. Çin’in bu yılki G20 zirvesindeki en büyük beklentilerinden biri de dijital ekonominin potansiyelinin geliştirilmesi. Bununla birlikte Çin, yeşil ve düşük karbonlu kalkınma, çevre koruma, enerji dönüşümü ve iklim değişikliğiyle mücadele alanlarındaki uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi çağrısında bulunuyor. Rio de Janeiro’da düzenlenecek G20 Liderler Zirvesi’nin en önemli gündem maddelerinden biri küresel çapta yeşil ve düşük karbonlu kalkınma. Çin’in küresel sürdürülebilir kalkınmaya daha büyük bir güç katması bekleniyor.
Yönetişim, Çin’in G20’deki rolünü anlamak için anahtar kelimelerden biri. G20 çerçevesinde Çin öteden beri gerçek anlamda çok taraflılığı, ortak istişare, ortak inşa ve ortak paylaşım ilkelerine dayalı küresel yönetişim anlayışına bağlı kalınmasını destekliyor.
Çin, küresel ekonomik yönetişimin daha adil ve makul bir yönde gelişmesini teşvik ederek, "Küresel Güney"in sesini daha da güçlendirmeye çalışıyor. Çin, adil bir dünya inşa etmek için G20'ye, karşılıklı saygı, eşit iş birliği, karşılıklı yarar ve kazan-kazan anlayışı doğrultusunda “Küresel Güney” ülkelerinin kalkınmasına daha çok destek verme çağrısı da yaptı.
Kısa süre önce sona eren, Çin Komünist Partisi 20. Merkez Komitesi 3. Genel Kurul Toplantısı’nda reformların kapsamlı olarak derinleştirilmesi ve Çin tarzı modernizasyonun ilerletilmesi için bir yol haritası belirlendi. Toplantıda, Çin’in dışa açılmasının düzenli olarak genişletilmesi, merkezi Dünya Ticaret Örgütü olan çok taraflı ticaret sisteminin korunması, küresel ekonomik yönetişim sistemindeki reformların ilerletilmesi vurgusu yapıldı.
Bu yılki G20 Liderler Zirvesi'nin temasının da, Çin'in kalkınma konsepti ve politikalarıyla uyumlu olduğu görülüyor. Zirve sırasında Çin’in diğer taraflarla ortak kalkınma yolunu bulması, eşit ve düzenli çok kutuplu dünyanın inşa edilmesi ve evrensel olarak faydalı ve kapsayıcı bir ekonomik küreselleşmenin hızlandırılması için ortak çaba harcaması bekleniyor. Çin, hiç şüphesiz, tüm ülkelerin ortak kalkınmasına ve küresel yönetişime daha fazla bilgelik ve güç katacak.