Türkiye

Flaş.... KKTC'li yetkililer İzmir'de 'elektrik akımı' faciasının ilk duruşmasını takip ediyor

İzmir'in Konak ilçesinde sağanaktan korunmaya çalışırken elektrik akımına kapılan 2 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin haklarında dava açılan 13'ü tutuklu 42 sanık, bugün ilk kez hakim karşısına çıkacak.

İzmir'de 12 Temmuz'da meydana gelen sağanakta yolun karşısına geçmeye çalışırken su birikintisine basıp akıma kapılan Özge Ceren Deniz (23) ile onu kurtarmaya çalışırken hayatını kaybeden İnanç Öktemay'ın (44) ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmanın ardından yargılama süreci başlıyor.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede haklarında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan dava açılan ve 22,5 yıla kadar hapis cezaları istenen 42 sanık, 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak.

İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, kurumun önceki dönem genel müdürü Ali Hıdır Köseoğlu ve Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel'in de aralarında bulunduğu sanıklar, iddianamede yöneltilen suçlamalarla ilgili hakim karşısına çıkacak.

Duruşma öncesi olayda hayatını kaybeden Özge Ceren Deniz’in avukatı Ayşe Sarıçiçek, Deniz’in ailesiyle birlikte adliye önünde basın açıklaması yaptı. Duruşmayı izlemek üzere KKTC Ulaştırma Bakanı Erkan Arıklı ve KKTC milletvekili Erkut Şahali de adliyeye geldi.

Arıklı: “Aileye destek veriyoruz”

Kıbrıs Ulaştırma Bakanı Arıklı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Belediyeyle elektrik şirketinin ortaklaşa oluşturdukları acı bir olay bu. İki tane vatandaşımız bu ihmaller sonucu hayatını kaybetti. Bu iki vatandaşımızdan biri aynı zamanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşıydı. Tıp fakültesi beşinci sınıf öğrencisiydi. Aile, hakkını arıyor. Kamu, davasını açtı. Biz de hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin milletvekilleri ve hükümet olarak buradayız. Aileye destek veriyoruz.”

Şahali: “Hem kamu vicdanını rahatlatacak hem de zorlayıcı etki yapacak bir sonuç ortaya çıkar”

Kıbrıs Milletvekili Şahali, Özge Ceren Deniz’in ailesinin yakını olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Ben bir aile yakını olarak da sayıyorum kendimi. Çünkü Ahmet'le yani kızımızın babasıyla altı yıl aynı okulda okudum. Dolayısıyla evlat kaybı nedeniyle de buradayım aynı zamanda. Ama çok istenmeyen, çok menfur bir olay neticesinde kayıp yaşadık ve bizim yurttaşımızdı. Dolayısıyla hem bu sebeple de hem kardeşimin amacından dolayı. Umuyorum ki yargı süreci adilane bir biçimde sonlanır. Adil bir sonuç ortaya çıkar. Hem kamu vicdanını rahatlatacak hem de benzer olayların bir kez daha yaşanmamasını sağlayacak, zorlayıcı etki yapacak bir sonuç ortaya çıkar.”

Ahmet Abi: “En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum”

Baba Ahmet Abi ise adalet çağrısı yaparak şöyle konuştu:

“Bu olaydan sorumlu olan kişilerin, kurumların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum.”

Sarıçiçek: “Adalet yerini bulsun istiyoruz”

Avukat Ayşe Sarıçiçek ise sürecin sonuna kadar mücadele edecekleri mesajı vererek şunları söyledi:

“Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay’ın ölümüyle ilgili olan davamız bugün İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanacak. 13’ü iki tutuklu, 29’u adli kontrol adli serbest, 42 sanık hakkında davamız bugün başlıyor. Adil bir yargılanma olmasını istiyoruz. Bu olayda kusuru olan tüm suçluların en üst hadden cezalandırılması için gereken her şeyi yapacağız. Adalet yerini bulsun istiyoruz.”

Bilirkişi raporunda kusurlara dikkati çekildi

İddianamede yer alan bilirkişi raporlarında, kazada Gdz Elektrik ve İZSU Genel Müdürlüğü'nün asli kusurlarının olduğu, olayın gerçekleşmesinde öngörülemeyecek ve önlenemeyecek herhangi olağanüstü doğa olayının bulunmadığı, vefat edenlerin olayın gerçekleşmesini tetikleyecek herhangi bir tehlikeli hareketlerinin ve kişisel kusurlarının olmadığı görüşü yer almıştı.

Olayın yaşandığı gün ızgaraların yağmur suyunu tahliye edemediği, ızgaraların rutin bakım ve temizliğinin olması gerektiği şekilde yapılmadığı kanaatine varıldığının kaydedildiği raporda, yer altı elektrik kablolarının döşendiği kazının olması gerekenin yarısı kadar yapılmasının olayın yaşanmasında doğrudan etken ve ağır kusur olduğuna yer verilmişti.

İZSU Genel Müdürü Erdoğan, iddianamede yer alan ifadesinde kurum bünyesinde 7 bin personelin bulunduğu ve İzmir ile 30 ilçenin tümüne hizmet verildiğini, her olaya bizzat genel müdür tarafından müdahale edilmesi ve genel müdürün sorumluluğunun doğmasının kabul edilebilir olmadığını söylemişti.

Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel ise yapılan tadilat ve onarım işlemlerinden soruşturma sonrası haberdar olduğunu belirtmişti.

Eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu da görev süresinde kurumdaki görevlilerle hareket ettiğini, bu görevlilerin her birinin görevleri çerçevesinde yaptıkları hatalardan kendisinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunmuştu.

Soruşturma süreci

Olaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ilk etapta haklarında gözaltı kararı verilen 48 şüpheli yakalanmış, 14'ü tutuklanmış, 1 kişi itiraz sonrası serbest bırakılmıştı.

Bilirkişi raporunun hazırlanmasının ardından gözaltına alınan 10 kişiden, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, kurumun eski genel müdürü Ali Hıdır Köseoğlu ile Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel'in de bulunduğu 8'inin yurt dışına çıkış yasağı şartıyla serbest bırakılmasına, 2'sine ise ev hapsi verilmesine karar verilmişti.