Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, partisinin genel merkez binasında düzenlediği ‘İl Başkanları Toplantısı’ öncesi açıklamalarda bulundu.
Fatih Erbakan, “Hem ekonomik sıkıntılarımızdan kurtulmak, adil bir ekonomik sistemin paylaşımda adaletin hakim kılınması; borç, faiz, zam, vergi ekonomisi yerine üretim, istihdam ve ihracata dayalı bir ekonomi modelinin hâkim olması hem de aynı zamanda dış tehditlere karşı terörist İsrail'in tehditlerine karşı Türkiye’nin ve İslam aleminin korunabilmesi bakımında Türkiye’de milli görüş iktidarına ihtiyaç var. Bunun da artık bir an evvel olması gerektiğini ifade ediyoruz. Biz 2026 yılı ilkbaharında veya 2025 yılı sonbaharında bir erken seçimin Türkiye için hayırlı olacağını düşünüyoruz” dedi.
"Türkiye'nin 2028'e kadar beklemeye tahammülü kalmamış"
Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntılar karşısında çıkış yolunun bir erken seçim olacağını dile getirdiklerini söyleyen Erbakan, “Türkiye'nin 2028’e kadar beklemeye tahammülü kalmamış. Bunu milletimizin feryadından görüyoruz. Milletimiz bunalmış. Bir çözüm istiyor. Bu çözümün de mevcut iktidarla olmayacağına inanıyor. Ve bir değişim olması gerektiğini açık bir şekilde ifade ediyor. Bakın kamunun borcu neredeyse iki misline gelmiş. 130 milyar dolardan 250 milyar dolarlar seviyesine gelmiş. Brüt dış borcu Türkiye'nin 113 milyar dolardan 512 milyar dolara gelmiş. Vatandaşın bankalara borcu 6,6 milyar liradan 5,3 trilyon liraya gelmiş. Dünyanın başka bir ülkesinde belki de böyle bir artışın yani toplumun, halkın, bankaya olan borçlanmasında bu oranda bir artışı görmek mümkün olmaz. Türkiye’nin dış ticaret açığı 15,7 milyar dolardan yıllık 106 milyar dolar seviyesine kadar gelmiş. Dolayısıyla bütün bunları ortaya koyduğumuz zaman milletimiz de biz de doğal olarak artık bir yönetim değişikliğini ve bir erken seçimi istiyor. Sayın Mehmet Şimşek döneminde düzeltecek diye ortaya konulan politikaların sonucunda geldiğimiz yer ortada. Ve şimdi önümüzdeki 3 senede ne yapacaklarını söylüyorlar. Burada da durum ortada. Vergiler artacak, faizler daha çok artacak ve borçlanma aynen devam edecek. Dolayısıyla biz 2026 yılı ilkbaharında veya 2025 yılı sonbaharında bir erken seçimin Türkiye için hayırlı olacağını düşünüyoruz. Çeşitli kamuoyu araştırmalarında halkın yüzde 60 ile yüzde 70’inin artık bir erken seçim istediğini bir değişim istediğini mevcut iktidarın sorunlara çözüm üretemeyeceğine inandığını açık bir şekilde ortaya koydu” diye konuştu.
"Türkiye'de milli görüşün iktidara gelmesi lazım"
Erbakan, Yeniden Refah Partisi iktidarında yapılacaklar ile ilgili, “Bir tanesi kamuda israfın önlenmesi ve ikincisi de imtiyazlı holdinglere kaynak aktarılmasının önlenmesi. Biz daha önce milli kaynak paketlerimizle denk bütçeye katkı sağlayacağımızı ifade ediyorduk. Ancak şu anda israf ve imtiyazlı holdinglere aktarılan kaynaklar öyle bir noktaya geldi ki sadece bu ikisini kesseniz bile denk bütçeyi yapacak hale geldi. İnşallah Yeniden Refah Partimizin ortaya koyduğu milli kaynak paketleriyle kaynak üretilmesi ve böylece faizden denk bütçeyle faiz canavarında trilyonlarca liranın kurtarılması, israftan kurtarılması, imtiyazda oldukları haksız kaynak hatlarından kurtarılması ve milli kaynak paketleriyle de ilave kaynak üretilmesi ve bunun da millete refah seviyesini arttıracak bir kaynak olarak sunulması. Üretime, istihdama dayalı, yüksek teknoloji üretimine ve ihracatına dayalı bir kalkınma hamlesinin gerçekleştirilmesi. İşte bunları gerçekleştireceğiz. Bunları milli görüş olarak geçmişte gerçekleştirdik. Şimdi tekrardan yaparak milletimizi bu ekonomik buhrandan Allah'ın izniyle kurtaracağız. Bunun için de bir an evvel bir seçimin gerçekleşmesi ve Türkiye'de milli görüşün iktidara gelmesi lazım” dedi.
"Büyük İsrail Arz-ı Mevud projesi asıl olarak hedefinde Türkiye olan bir projedir"
Erbakan, “Terörist İsrail Gazze'yi yerle bir ettikten sonra şu anda Lübnan'a saldırıyor. Bizim milli görüş olarak 50 seneden beri ifade ettiğimiz gibi adım adım Türkiye'ye doğru geliyor. Büyük İsrail Arz-ı Mevud projesi asıl olarak hedefinde Türkiye olan bir projedir. Bunu merhum Erbakan hocamız elli sene önce söyledi. Şimdi Lübnan, Ürdün, Suriye derken İran'ın ve Türkiye'nin de çökertilmesi Allah muhafaza buyursun. Ve Nevşehir'den, Kayseri'den başlayıp Medine'ye kadar ve Nil ile Fırat arasındaki bölüm kadar toprağın Büyük İsrail'e katılması, Büyük İsrail'in kurulması. Konuşmak, kınamak, eleştirmek, lanet demek, bağırıp çağırmak bunların hiçbirinin çözüm olmadığını İsrail kurulduğu günden bugüne kadar çok iyi biliyoruz. Bu bakımdan hem ekonomik sıkıntılarımızdan kurtulmak, adil bir ekonomik sistemin paylaşımda adaletin hâkim kılınması; borç, faiz, zam, vergi ekonomisi yerine üretim, istihdam ve ihracata dayalı bir ekonomi modelinin hâkim olması hem de aynı zamanda dış tehditlere karşı terörist İsrail'in tehditlerine karşı Türkiye'nin ve İslam aleminin korunabilmesi bakımında Türkiye'de milli görüş iktidarına ihtiyaç var. Bunun da artık bir an evvel olması gerektiğini ifade ediyoruz ve bu nedenle bir erken seçimin Türkiye için ve bölgemiz için hayırlı olacağını ifade ediyoruz” dedi.
"İdam cezasının gündemine alınması gerektiğini ifade ediyoruz"
Fatih Erbakan, ayrıca iki yılda bir yapılan infaz yasası değişikliklerinin adalet, yargı ve infaz sistemini perişan hale getirdiğini ifade ederek, “Suçluyu yakalayınca kaydeden ve tekrardan salıveren bir mekanizmaya dönüştürülmüş durum. Suçluyu cezalandırmayan bir yargı, bir infaz sistemi güvenlik güçlerinin görev şevkini de olumsuz etkiliyor. Bu konuda tüm siyasi partiler bir araya gelerek bir Ceza İnfaz Sistemi Reformunun hayata geçirmesi ve milletimizin adalete güvenini yeniden tesis etmesi son derece önemli. Bir değil, iki değil, üç değil. Her hafta veya 10-15 günde bir böyle bir vahşet haberiyle sarsılıyoruz. Milletimizin vicdanında yine derin yaralar açan Narin Güran cinayeti sonrasında bu gibi cinayet vakalarının önüne geçilebilmesi için idam cezasının da caydırıcı bir ceza olarak mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündemine alınması gerektiğini ifade ediyoruz. Ceza ve infaz reformunun bir an önce yapılması idam cezasının da mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gündeme alınması gerektiğini ifade ediyorum” diye konuştu.