AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Filistin'in Geleceği Konferansı'na katılan Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay'ın moderatörlüğünü yaptığı "Küresel Diplomasi ve Filistin'in Geleceği" oturumunda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile konuşmacı olarak yer aldı.
Safedi, Türkiye ve Ürdün'ün tarihsel olarak "kardeşlik" ilişkileriyle birlikte güçlü ilişkilere sahip olduğunu belirtti.
Filistin'in geleceğine değinen Safedi, "Filistin'in geleceği, özgürlük, bağımsızlık, egemenlik ve devlet temelinde olmalı." diye konuştu. Safedi, Filistinlilerin kendilerine ait bir devletinin olmadığı müddetçe hiçbir zaman bölgede huzur, güvenlik ve istikrarın olmayacağını vurguladı.
"İsrail ile konuşulmuyor, Gazze'yi bitirdi, şimdi Lübnan'ı işgale hazırlanıyor"
İsrail'in, Filistinlilerin kendi devletlerini, onurlarını isteyen halklar olduğunu unuttuğunu, görmezden geldiğini dile getiren Safedi, şöyle devam etti:
"Bu noktada kalıcı bir barış istiyorsak bölgede bütün halkların kabul edeceği ve kucaklayacağı adil bir barışın olması lazım, başka bir çözüme imkan yok. Hiçbir şekilde başka türlü barış gelmeyecek."
Safedi, İsrail'in son bir yıl içerisinde sadece yıkım yaptığını belirterek, "İsrail ile konuşulmuyor, Gazze'yi bitirdi, şimdi Lübnan'ı işgale hazırlanıyor." dedi.
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'yi yıktığını şimdi ise Batı Şeria'da başka bir çatışmanın fitilini ateşlediğini belirten Safedi, İsrail'in son 10 yılda Batı Şeria'daki baskılarını artırdığını, 7 Ekim öncesinde de daha fazla yere el koyduğunu ve oraları yerleşimcilere açtığını dile getirdi.
Safedi, İsrailli yetkililerin açıklamalarında "Filistinlilerin kendi kaderlerini belirleme hakkı olmayacağını açık şekilde dillendirdiklerini" kaydetti.
"Eğer dünya bunu görmezse bölgedeki çatışma çok daha kötü bir noktaya gidecek, dipsiz bir çukur haline gelecek" diyen Safedi, Ürdün'ün bölgede kalıcı barış istediğini vurgulayarak, "İşgal bitmeden ve Filistinlilere özgürlük ve devlet hakları verilmeden buraya barış gelmeyecek. Bunun da bilincindeyiz." ifadelerini kullandı.
Öncelikle İsrail'in saldırılarını durdurmak istediklerini kaydeden Safedi, savaş sürdükçe barış için umudun kaybolduğunu söyledi.
Safedi, konuşmasına şöyle devam etti:
"Gazzelilerin gıda, içme suyu ve malzemeye ulaşması lazım. İsrail bunu engelliyor ve bu bir savaş suçudur. İsrail o dönemden bu yana hastaneleri, okulları ve barınma yerlerini bombalıyor."
Bazı ülkelerin İsrail'e kuşatmayı ve izolasyonu bitirmesi konusunda baskı yapmasına rağmen bunun sonuç vermediğini dile getiren Safedi, "Uluslararası camia her zaman İsrail'e bir dokunulmazlık sağlıyor ve İsrail de bu dokunulmazlık olduğu sürece bu yıkımlara devam edecek." diye konuştu.
Safedi, İsrail'in siyasi ve ahlaki savaşı kaybettiği değerlendirmesinde bulunarak, "ABD'nin dahi terör listesine almış olduğu bir örgütün vaktiyle üyesi olan bir kişi şu anda İsrail hükümetinin bir üyesi. Bu da zaten İsrail'i bir 'apartheid' rejimi haline getiriyor." dedi.
Filistinlilerin topraklarının gasbedilmesi
Safedi, 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasının uluslararası hukuka dayandığını ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının bunu desteklediğini belirterek, Haziran 1947'den beri İsrail'in Filistin topraklarını işgal ettiğini ve bu işgalin bitmesi gerektiğini vurguladı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, İsrail siyasetinde etkili olmaya başlamasından itibaren sahada iki devletli çözüme engel olmaya çalıştığını dile getiren Safedi, "Batı Şeria'daki yerleşimcilerin sayısı 1992 yılında 200 bindi, şimdi 700 bine çıkmış durumda." ifadelerini kullandı.
Safedi, tarafların iki devletli çözüm üzerinde müzakere ettiğine işaret ederek, İsrail'in, iki devletli çözüme müsaade etmeyeceği yönünde açıklamalar yaptığını ve müzakereden kaçındığını söyledi.
İsrail'in Filistinlilere demokratik haklarını vermediğine dikkati çeken Safedi, "ırkçı" rejimin çatışmayı derinleştirdiğini kaydetti.
"İsrail'in savaş suçları görmezden geliniyor"
Safedi, birçok ülkenin Filistin devletini tanıdığına işaret ederek, iki devletli çözümü sahada korumak zorunda olduklarını vurguladı.
İsrail'in uluslararası hukuka uymasının sağlanması gerektiğinin altını çizen Safedi, bunun gelecekte çözüm sağlanması için şart olduğunu söyledi.
Safedi, Filistin'in BM'de devlet olarak temsil edilmesinin önemine değinerek, şunları kaydetti:
"İsrail'e uluslararası anlamda baskı ve müeyyideler uygulanması gerekiyor. BM Güvenlik Konseyi (BMGK) henüz daha bu noktada kendi görevini yapmıyor. İsrail on yıllardan bu yana başka hiçbir çatışmada olmadığı kadar fazla gazeteci öldürdü, çocukları öldürdü, kadınları öldürdü. Şu anda BM'nin çocukları hedef alan ülkeler kara listesinde İsrail var. Arap ve İslam dünyasının mesajı şu; Bizler barışa hazırız, İsrail'in güvenliğini garanti etmeye de hazırız ama bunun için iki devletli çözümün olması lazım."
İşlenen savaş suçlarının İsrail'in geleceğini de tehlikeye attığını belirten Safedi, çözümün sağlanması için öncelikle zulmün durdurulması gerektiğini anlattı.
Filistin güvende olmadan İsrail'in güvende olmayacağını söyleyen Safedi, dünyanın bu çatışmayı bu açıdan görmesi gerektiğini, aksi takdirde çifte standardın devam etmesi durumunda konuya çözüm bulunamayacağını dile getirdi.
Safedi, Filistinliler, Araplar ve Müslümanların kanlarının döküldüğünü vurgulayarak, "Onların kanı diğer insanların kanından daha ucuz, daha değersiz değildir. Maalesef bizim pratik noktada, İsrail'in savaş suçlarına yanıt verme noktasındaki çabalarımız hep boşa çıktı ve bu da çifte standartlarının konuyu nasıl tanımladığını da bize anlatıyor. İsrail'in savaş suçları görmezden geliniyor." ifadelerini kullandı.
"Uluslararası hukuk; tabiiyet, din, dil, ırk gözetiyor maalesef"
Ürdün'ün İsrail'in saldırılarının bir an önce durmasını istediğinin altını çizen Safedi, uluslararası camianın sadece masum Filistinlilerin hayatını korumakta sınıfta kalmadığını aynı zamanda uluslararası mevzuatlar, insan hakları ve insani değerler konusunda da sınıfta kaldığını dile getirdi.
Safedi, uluslararası camianın, uluslararası hukuku uygulama konusunda yetersiz olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"İsrail'in Gazze'de, Batı Şeria'da ve Lübnan'da savaş suçu işlediğini biliyoruz. Eğer bir ülkenin bu tip bir sorumsuzluktan sonra cezalandırılmadığını gördüğünüzde o zaman hukukun uygulanmadığını da söyleyebilirsiniz. Ukrayna'da uluslararası hukuk uygulanıyorsa Gazze'de ve Lübnan'da neden uygulanmıyor? Uluslararası hukuk; tabiiyet, din, dil, ırk gözetiyor maalesef."
İsrail'in "meşru müdafaa" adı altında Gazze'de, Batı Şeria'da ve Lübnan'da binlerce insanı katlettiğine dikkati çeken Safedi, bunun "meşru müdafaa" ile açıklanamayacağını anlattı.
"Çocuklar hayatta kalmak istiyor"
"Filistinli çocuklar Nobel ödülü istemiyorlar. Onlar yaşamak istiyor, hayatta kalmak istiyor." diyen Safedi, İsrail'in gaddarlığının sona ermesi gerektiğini vurguladı.
"Bu insanlar sığınmacı kampları içerisinde öldürülüyorlar ve çocuklar canlı canlı yakılıyorlar, yanarak ölüyorlar. Oradaki barbarlığın, gaddarlığın, şiddetin ne boyutlarda olduğunu insanlar görmesin diye uluslararası basının da Gazze'ye girmesine müsaade edilmiyor" diyen Safedi, insanların sadece bombalar nedeniyle değil, açlık ve susuzluktan da hayatını kaybettiğine işaret etti.
İsrail'in Gazze'ye gitmesi gereken yardımları bloke ettiğine dikkati çeken Safedi, "Gazze'nin günde 800 kamyon yardıma ihtiyacı var. Ama 30 Eylül'den bu yana bir tane bile kamyon girmedi çünkü Refah Sınır Kapısı'nı İsrail elinde tutuyor, orada bir koridor var, onu açmıyor ve İsrail sistematik olarak bunu cezalandırma olarak kullanıyor." dedi.
Safedi, Gazze'de, Batı Şeria'da ve Lübnan'da çocuklar öldürüldükçe yapılan işlerin bir anlam ifade etmediğini kaydederek, İsrail hükümetinin uluslararası kanunları reddettiğini söyledi.
Netanyahu'nun esir takası ve ateşkese ilişkin anlaşmaları engellediğini aktaran Safedi, bunu tüm dünyanın bilmesi gerektiğini anlattı.
"İsrail'in işlediği savaş suçlarından dolayı yargılanması gerekiyor"
Safedi, Batı Şeria ve Gazze'yi de içine alacak, başkenti Kudüs olacak şekilde bir planın devreye sokulması, yeniden imarın sağlanması gerektiğini vurguladı.
Gazze'deki acılara göz yumulmaya devam edildiği takdirde 2,3 milyon insanın her şeyini kaybedeceğini dile getiren Safedi, "Pekala Gazze'yi kaç kez daha yeniden inşa etmemiz lazım? Kaç kez daha? Yani birkaç defa mı yapacağız bunu? Sonra tekrar bir savaş ve daha sonra tekrar başlayacak. Tekrar altyapıyı inşa edeceğiz. Hayır biz bunun ana sebebini bulmak zorundayız. Çatışmanın ana sebebi nedir? İşgaldir ve eğer herhangi bir ileriye dönük plan uygulanmak isteniyorsa öncelikle bu işgalin sonlandırılması ve egemen bir Filistin devletinin bu bölgede teşkil edilmesi gerekiyor ancak ve ancak güvenlik sorunu böyle halledilebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Safedi, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliğinin oluşturduğu Temas Grubu'nun çalışmalarına ilişkin ise "Açıkçası ileriye atılacak yolun ancak ve ancak iki devletli bir çözümden geçtiğini söyledik. Filistinlilerin haklarının korunma altına alınması gerekiyor. Ve bununla ilgili olarak da garantilerinin verilmesi gerekiyor." dedi.
İsrail'in "Filistinlilerin insan olmadığına yönelik verdiği mesajlar"ın çok tehlikeli bir söylem olduğuna dikkati çeken Safedi, "Gazze'de aç çocuklar var, evsiz çocuklar var, barksız çocuklar var" diyen bir öğrencinin İsrail tarafından okuldan atıldığını belirterek, bu söylemlerin sadece Filistinliler için değil aynı zamanda bütün insanlık için, bölgesel olarak, Lübnan için ve gelecek yıllarda bütün bu ülkeleri ateşe atacak tehlikeli bir anlayış olduğunu aktardı.
Safedi, İsrail'in uluslararası hukuk nezdinde sorumlu gösterilmemesinin çok büyük bir problem olduğunu, uluslararası sistemin daha güçlü hale getirilmesi gerektiğini dile getirerek, "İsrail'in işlediği savaş suçlarından dolayı yargılanması gerekmektedir." ifadesini kullandı.