Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde sağlık çalışanlarıyla bir araya geldiği iftar programında yaptığı konuşmada, sofralarını sağlık çalışanlarıyla paylaşmanın memnuniyeti içerisinde olduğunu söyledi.
Türkiye'nin 81 vilayetinde millete fedakarca hizmet eden, toplam sayısı 1,5 milyonu bulan sağlık ordusunun her bir mensubuna ayrı ayrı şükranlarını sunan Erdoğan, bugün aynı zamanda 14 Mart Tıp Bayramı'nın idrak edildiğini, hekimlerle birlikte tüm sağlık çalışanlarının bayramını gönülden kutladığını belirtti.
Tıp Bayramı'nın ülke, millet ve sağlık çalışanları için hayırlara vesile olmasını yüce Allah'tan niyaz ettiğini söyleyen Erdoğan, programı düzenleyen Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve ekibine teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Malumunuz 14 Mart, tıp tarihimizde iki önemli vakanın yıl dönümüdür. Bunlardan ilki tıp eğitimiyle ilgilidir. Bundan tam 198 yıl önce 14 Mart 1827'de ordumuza hekim yetiştirmek üzere Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire kurulmuştur. Böylelikle ülkemizde modern tıp eğitimi resmen başlamıştır. 14 Mart'ın tekabül ettiği diğer bir hadise ise tıbbiyelilerin beyaz önlüklerini bayrak yaparak başlattıkları muhteşem kıyamdır. İstanbul'un ve okullarının işgal edilmesine itiraz eden tıbbiyeliler, 14 Mart 1919'da okulun iki kulesi arasına astıkları büyük bir Türk bayrağı ile tüm öğrencileri toplantıya çağırmışlardır."
Direnişin önderlerinden Dr. Memduh Necdet'in duygu ve cesaret yüklü cümlelerinin bugün bile herkes için ilham verici olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Memduh Necdet, tıbbiyenin salonunu dolduran genç hekimlere şöyle seslenmiştir; 'İtiraf ediyoruz ki vatan, bilhassa onun kalbi, beyni olan İstanbul, bu dakikada korkunç bir buhran geçiriyor ama korkmuyoruz, buradayız, burada kalacağız. İstanbul bizimdir çünkü halife ve hakan yatağıdır. İstanbul bizimdir çünkü şehitler ve tarih buradadır. İstanbul bizimdir çünkü istiklal buradadır.' Bu muazzam ve muhteşem sözler sadece tıbbiyenin salonunda değil adeta tüm İstanbul'da yankılanmış, işgalciler neye uğradığını şaşırmış, toplantıyı şiddet kullanarak dağıtmaya çalışmışlardır." diye konuştu.
"Tüm sağlık personelimize, ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tıbbiyelilerin İstiklal Harbi'nde hem cephe hattında hem cephe gerisinde hayatlarını riske atarak, kahramanca mücadele ederek şehit düştüklerini ve gazilikle müşerref olduklarını anımsattı.
Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının, genç Cumhuriyet'in büyümesi ve güçlenmesinde de hep önde yer aldıklarını vurgulayan Erdoğan, "Son olarak Kovid-19 salgınına karşı yürüttüğümüz savaşın ilk safında yine sağlık çalışanlarımız bulunuyordu. Hocasından doktoruna, hemşiresinden teknik personeline kadar sağlık ordumuzun tüm neferlerinin gayretine ve özverisine hem salgında hem de 6 Şubat depremlerinde milletçe hep beraber şahitlik ettik. Günlerce hatta haftalarca evlerinden, evlatlarından uzakta kalan, bir cana şifa olmak için gerektiğinde kendi canını tehlikeye atan, hekim olmanın, sağlık çalışanı olmanın omuzlarına yüklediği ağır mesuliyetle ülkesine ve milletine sevda ile hizmet eden siz kardeşlerimizin çabalarını, emeklerini asla ve asla unutamayız. Rabb'im sizlerden, tüm sağlık camiamızdan razı olsun diyorum. Sizlerin şahsında tüm sağlık personelimize, ülkem ve milletim adına bugün bir kez daha teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
'Sağlık personelimize el kaldırılmasını asla kabul etmeyiz'
Sağlıkta şiddete tolerans gösterilmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimize en kaliteli sağlık hizmetini sunabilmek için gece gündüz demeden koşturuyoruz. Değişen ihtiyaçlara ve beklentilere cevap verebilmek amacıyla, inşallah önümüzdeki dönemde kamunun sağlık alanında üstlendiği öncü rolü güçlendirmeyi, vatandaşın acil sağlık hizmet talebinde ambulanstan, taburcu olduğu aralığa kadar sağlık hizmet sunumunun kalitesinin arttırılmasını, kronik hastalıkların erken teşhisi, takibi ve tedavisinin yanı sıra, gereksiz ilaç kullanımının önlenmesini, aşırı kilo ve hareketsizlik yanında madde, tütün ve teknoloji bağımlılığıyla mücadeleyi daha etkin bir şekilde yürütmeyi hedefliyoruz. Her alanda olduğu gibi sağlıkta da şiddete asla müsamahamız yoktur. Bu konuda ilkemiz sıfır toleranstır. Hayat kurtaran, insanın en değerli nimeti olan sağlığına kavuşmasına yardımcı olan hekimlerimize ve sağlık personelimize el kaldırılmasını asla kabul etmeyiz. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konusunda zaten en üst düzeyde olan hassasiyetimizin değişmeyeceğini tekrar altını çizerek söylüyorum" şeklinde konuştu.
'Sağlık teşkilatımızı 37 bin hekim dışı yeni personel ile güçlendireceğiz'
Sağlık alanında yeni personel alımı yapılacağının müjdesini de veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "22 sene boyunca sağlık alanında ne yaptıysak, başta doktorlarımız olmak üzere sağlık çalışanlarımızla birlikte dayanışma içinde yaptık. Neyi başardıysak hekimlerimizle, hemşirelerimizle, sağlık çalışanlarımızla birlikte omuz omuza vererek başardık. İnşallah bu şekilde de yola devam edeceğiz. Sözlerimi bitirmeden önce sağlık camiamızın beklediği önemli bir müjdeyi sizlerle ve aziz milletimle paylaşmak istiyorum. İnşallah 2025 senesi içinde sağlık teşkilatımızı istihdam edeceğimiz 37 bin hekim dışı yeni personel ile daha da güçlendireceğiz. Hayırlı uğurlu olsun diyorum" dedi.