Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 18'i tutuklu 61 kişi hakkında Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın duruşması, verilen aranın ardından Sincan Cezaevi’nde devam ediyor.
Bugünkü duruşmada müşteki beyanlarına karşı sanıkların beyanları dinlendi.
"Sana dünyayı dar ederim"
Ayhan Bora Kaplan ve diğer suç örgütü üyeleri tarafından işkenceye uğradığını söyleyen müşteki Erkan Doğan’ın geçtiğimiz duruşmalarda hakkında ''Hastanedeki hemşireler beni görünce şok oldular. Ardından karakoldan sonra Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüm. Kozan Umut olduğunu öğrendiğim polis memuru ‘Ayhan Bora Kaplan’ı tanırım. Senin gibiler ondan para koparmak için bunları yapar. Böyle bir şey varsa sana dünyayı dar ederim’ dedi. O sırada Ayhan Bora Kaplan’ın adamı geldi ve ‘Dışarda büyük abi bekliyor’ dedi. İki polisin yanında böyle tehdit edilince polise güvenemeyeceğimi anladım" şeklinde iddialarda bulunduğu tutuksuz sanık polis memuru ve avukat Kozan Umut Öztürk, savunma yaptı. Hakkındaki iddiaları reddeden Öztürk, "Şahısla hiçbir alakam yok. Nokta atışı gösteriliyoruz şahıslara adeta. Benim örgüt üyesi olduğu iddia edilen şahıslarla da hiçbir ilgim ve bilgim yok. Tek bir müştekinin soyut beyanlarıyla yargılanıyorum. Dosyada sanıktan delile gidiyor. Benim 22 Temmuz’dan ne önce ne de sonrasında örgüt üyesi olduğu iddia edilen şahıslarla bir alakam yok. Beraatimi istiyorum” savunmasında bulundu.
Ayhan Bora Kaplan’dan Mahkeme Başkanı’na: "Şevket Demircan sizin isminizi veriyor o zaman sizin de töhmet altında olmanız gerekir"
Duruşmada söz alan ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçundan yargılanan tutuklu sanık Ayhan Bora Kaplan "tevsi tahkikat" talebinde bulundu. Kaplan, "Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan, Serdar Sertçelik ile konuşuyor ve ‘Ben Başkan Bey ile (Mahkeme Başkanı) sabah 09.00’dan beri konuşuyorum. Bekir Bozdağ ve Halk Bankası Genel Müdürü Osman Arslan’ın ismini verebilirsin’ diyor ve sizin adınızı veriyor. Eğer vale arkadaşların kendi aralarındaki sohbetler nedeniyle biz bugün yargılanıyorsak devlet görevlileri sizin isminizi veriyor o zaman sizin de töhmet altında olmanız gerekir" ifadelerini kullandı.
"O satılmış bizim aleyhimizde ifade veriyor"
Savunmasında Eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı ve Murat Çelik’in Whatsapp konuşmalarını okuyan Ayhan Bora Kaplan, "Bu davada serbest bırakmaların ardından ‘Sosyal medyada haberlerin altına yorum yapın’ diye yazıyorlar. Demek ki sosyal medyada güçleri var, bunlar klik bir yapı. Bunların sosyal medya ağları ve troll ekipleri var. Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner hakkında Şevket Demircan’ın ‘O satılmış bizim aleyhimizde ifade veriyor’ mesajı var. Bize karşı düşmanlıkları var" iddiasında bulundu.
"Benim tek suçum 15 Temmuz'da sokağa çıkmaktı"
"Ben örgüt kuracak olsam bunlarla kurmam vallahi. Ben örgüt kursam bu ülke valla 500 bin yıl geçse tespit edemez" diyen Kaplan, iddialarını şöyle sürdürdü:
"Şevket Demircan’ın mesajlaşmalarında Süleyman Soylu hakkında ‘Suç işleri bakanı’ diyor. Benim Süleyman Soylu ile fotoğrafım var evet. Benim tek suçum 15 Temmuz’da sokağa çıkmaktı, bunu daha önce de söylemiştim. Ayrıca tanık koruma altına alınan kişi ile görüşülmemesi gerekirken Şevket Demircan 24 saat görüşüyor. Bunlarda ne din ne iman ne vicdan ne de Allah korkusu var. Böyle kumpas olur mu? Bizim dosyamızın hukuka uygun yapıldığını düşünmek akla, mantığa aykırı. ‘Biz bunu alırız suçu sonra uydururuz’ ne demek? İlah Tatar’ın ifadesinin de bunlardan çıktığı çok belli."
"Savcı Mustafa Kaya neden lehimde olan ifadeleri, delilleri almamış?"
Ayhan Bora Kaplan, savunmasında şu iddialarda bulundu:
"Barış Kurt benim arkadaşım, dostum, abim. Savcı Mustafa Kaya, ‘Barış Kurt’tan bir haber var mı?’ diye soruyor. Polis memuru Ufuk Gültekin de ‘bulamadılar evde kız arkadaşı var. Ama evde ona ait silah bulunmuş ve el koyulmuş’ deniliyor. Yani ardından ruhsatlı silahı hakkında ruhsatsız denilerek işlem yapılmış. Böyle bir şey olabilir mi? Adamın ruhsatlı silahına ruhsatsız demişler. Savcı Mustafa Kaya neden lehimde olan ifadeleri, delilleri almamış hiç hep aleyhimdekileri almış. Savcının işi hem aleyhte hem de lehteki tüm delilleri almak değil mi? Savcı da yalan söylüyor polis de yalan söylüyor. Tüm bunları tapelerden okuyorum, kanıtı burada."
"Murat Çelik’in oğlu Burak Çelik, FETÖ’cülere para göndermiş" iddiası
Ayhan Bora Kaplan, Murat Çelik’in oğlu Burak Çelik'in FETÖ’cülere para gönderdiğini iddia ederek, "Burak Çelik, Nurullah Özgür Kopuk ile bir sürü insanı dolandırmışlar ama Murat Çelik ‘Ben tanımıyorum’ diyor. Kim inanır buna? Bana ‘silahları nerden buldunuz?’ diye sordular ve istedikleri cevap ise ‘Bana silahları Süleyman Soylu verdi, silahları bana MİT verdi’ demem. Ama hiçbirini demedim. Yalan söylersem gelir benim ayağıma dolanır diye. Ama geldi onların ayağına dolandı bunlar" şeklinde konuştu.
Gizli tanık Serdar Sertçelik’in yurt dışına çıkartılmasına ilişkin emniyet görevlilerinin yargılandığı dava dosyası ile bu dava dosyasının birleştirilmesini talep eden Kaplan, “Erkan Doğan’ın HTS bilirkişi raporu bilinçli olarak yazılmıştır. Bunu hazırlayan kişinin Murat Çelik’in adamının olduğu çok belli. Bilirkişi raporunu başkası yeniden hazırlamalı. Eğer amacınız bize ceza vermekse savunma yapmayalım, savcının dediği cezayı verin gidelim yatalım. Emniyetçilerin bana yaptıkları zulümleri, baskıları tek tek anlattım. Benim o dönem baz (konum) attığım emniyet personellerinin dinlenilmesini istiyorum.
"HSK’ya savcı Mustafa Kaya’yı şikayet ettim"
Hakimler ve Savcılar Kurulu’na savcı Mustafa Kaya’yı şikayet ettiğini bildiren Kaplan, “Bunun sonucunun sorulmasını istiyorum. Medyanın baskısında olmayın. Medyaya bakarsanız biz caniyiz. Sercan Arslan’ın ifadesinde geçen isimler de dinlensin. Size hakkımızı helal etmek istiyoruz. 'Masumiyetin peşine düştüler' diyelim. Vallahi suçsuzuz, billahi suçsuzuz" dedi. Ayhan Bora Kaplan savunmasını bitirdikten sonra duruşmayı izleyen sanık yakınları Kaplan'ı alkışladı.
Duruşma sanık avukatlarının beyanlarıyla devam ediyor.