BMGK'de, İsrail-Filistin sorununa ilişkin oturum düzenlendi.
Mansur, burada yaptığı konuşmada, bir yıldan uzun süredir her BMGK toplantısında Filistinli ve İsrailli ailelerin, ölümde değil yaşamda bir araya gelebilmesi için ateşkes çağrısı yaptıklarını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Tüm sivil yaşamın, istisnasız tüm sivil yaşamın korunması gerektiğini ifade ettik. Tekrar ediyorum: Sivil yaşamın korunması çağrısında bulunduk, kimseyi diğerine tercih etmeksizin. Bir ateşkesin sağlanmaması halinde yaşanacaklar konusunda uyardık ancak yalnızca birkaç hafta önce seçilmiş BMGK üyeleri tarafından sunulan ve derhal, koşulsuz ve kalıcı bir ateşkes talep eden bir karar tasarısı, BMGK'nin 14 üyesinin desteğine rağmen ABD tarafından veto edildi."
BMGK'nin Gazze'de ateşkes sağlama konusunda başarısız olduğunu ve bu nedenle BM Genel Kurulu'nun görevi devralarak "Barış için Birlik" mekanizması çerçevesinde harekete geçmesi gerektiğini belirten Mansur, derhal, koşulsuz ve kalıcı ateşkes sağlanması gerektiğinin de altını çizdi.
- "İsrail'in amacı minimum Filistinli ile maksimum Filistin toprağı ele geçirmek"
Mansur, İsrail'in "sömürgeci ajandasını" sürdürdüğünü ve uluslararası hukuku, BM kararlarını ve BMGK'nin yetkisini açık bir şekilde ihlal ettiğini söyleyerek "İsrail'i işlediği suçlardan dolayı sorumlu tutacak, bu suçları durduracak ve Filistin topraklarının yasa dışı ilhakını tersine çevirecek tedbirler hala alınmamıştır." diye konuştu.
İsrail'in amacının her zaman "minimum Filistinli ile maksimum Filistin toprağını" ele geçirmek olduğunu kaydeden Mansur, Uluslararası Af Örgütünün, İsrail'in Gazze Şeridi'nde soykırım işlediği sonucuna varan bir rapor yayımladığını anımsattı.
Mansur, buna karşılık, İsrail'in örneğin İrlanda'ya karşı, daha önce görülen türden adımlar attığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İsrail Dışişleri Bakanı, Dublin'deki İsrail Büyükelçiliğini kapattı ve İrlanda'nın, 'tüm kırmızı çizgileri aştığını' ifade etti. Gerçekten mi? İsrail soykırım yapmaya, bir halkı aç bırakmaya, zorla yerinden etmeye, toprakları sömürgeleştirmeye ve ilhak etmeye devam ediyor ancak suçları kınadığı ve uluslararası hukuk ve insan haklarına saygı çağrısında bulunduğu için kırmızı çizgileri aşan İrlanda mı oluyor? Bu ne kadar daha absürt bir hal alabilir?"
Mansur, İrlanda ve dünya çapındaki diğer ülkelerin, İsrail'in asılsız saldırıları ve karalama kampanyaları sonucu pes etmeyeceğini ve dikkatlerinin dağılmayacağını belirterek bu ülkelerin, İsrail'in baskı, tehdit ve tacizlerine rağmen ilkesel duruşlarını sürdüreceklerini gösterdiklerini söyledi.
"Özgürlük, adalet ve barış için ayakta duran, kendi tarihleri ve mücadelelerinden ilham alan, uluslararası hukuka ve insan haklarına olan bağlılıklarıyla harekete geçen tüm bu insanları selamlıyoruz." diyen Mansur, Filistin meselesinin barışçıl bir şekilde çözümü sağlanmadan bölgede barış olmayacağını vurguladı.
Mansur, eylemlerin kelimelerden daha yüksek sesle konuşması gerektiğini kaydederek "Şimdi, kararlılığımızı göstermenin, ahlaki netlikten rehberlik almanın ve örnek olarak liderlik yapmanın zamanıdır. Her devleti, uluslararası hukuku savunmak ve BM kararlarını uygulamak için neler yapabileceğini ve yapması gerektiğini yeniden gözden geçirmeye çağırıyoruz." diye konuştu.