Merkez Bankası, politika faizini piyasa beklentilerine paralel olarak 250 baz puan artırdı ve faizi yüzde 45 seviyesine çekti. TCMB, gerekli parasal sıkılık düzeyine ulaşıldığını ve bu düzeyin gerektiği müddetçe sürdürüleceğini bildirdi.

Merkez Bankası böylece art arda 8 toplantıda faiz artışına gitti. Ekonomistler de TCMB'nin politika faizini 250 baz puan artırmasını bekliyordu.

Merkez Bankası'nın faiz kararını değerlendiren Ekonomi Yazarı Recep Erçin, politika faizi değil repo faizi belirlendiğine dikkat çekerek, “Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, yüksek enflasyonla mücadele için faiz pistinde girdiği yarışta son hamlesini yaptı diyebilirim. Bundan sonra gidilecek pek bir alan yok” dedi. Erçin şunları söyledi: “Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, yüksek enflasyonla mücadele için faiz pistinde girdiği yarışta son hamlesini yaptı diyebilirim. Bundan sonra gidilecek pek bir alan yok. Neden? Çünkü enflasyon beklentilerini duyurdular; yüzde 36! Piyasa beklentileri ise yüzde 40-45 düzeyinde. Türkiye beklenen enflasyon paralelinde artık pozitif reel faiz vermeye başlıyor diyebiliriz. Ancak bir farkla. Ekonomi Gazetesi Yazarı Dr. Fatih Özatay birkaç yazıdır dikkat çekiyor; politika faizi değil repo faizi belirlenmiş durumda. Nedir? Merkez esasen vadettiği orandan değil daha alt sınırdan bir fonlama yapıyor. Bu da yeterince sıkılaşma yapılmadığı algısını yaratıyor. Merkez Bankası Başkanı ve yardımcılarının piyasaya verdiği mesaj şu: biz yeterince Ortodoks olamıyoruz!”

Maliye politikasının desteği şart

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) metninde de enflasyon beklentilerinde sınırlı bir iyileşme olduğunun kabul edildiğine dikkat çeken Erçin şu değerlendirmeyi yaptı:

Kartlı ödemeler 1,42 trilyon liraya ulaştı Kartlı ödemeler 1,42 trilyon liraya ulaştı
“Gerek beklenti enflasyonu gerekçe açgözlü enflasyonu eğilimleri kırılabilmiş değil. Az çok iktisat yalamış yutmuş kimseler de zaten eşiğin aşıldığı ekonomilerde sadece faiz silahı ile enflasyon beklentilerinin kırılamayacağını bilir. Türkiye'de eşik çoktan aşıldı. Maliye politikasının desteği şart. Yetmez! Tüketimi fonlayan kanalların daraltılması şart. Kapatılması demiyorum çünkü o işin politik faturasını kimse kaldıramaz.

“Miktarsal sıkılaşmada geri kalınmazsa faiz artışına gerek kalmaz”

Metinde, ‘Kurul, politika faizinin mevcut seviyesinin aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sürdürüleceğini değerlendirmiştir.’ deniyor. Son adım dediğim bu. Fakat cesur bir dille riskler oluşması durumunda ilave adım atılabileceği de not ediliyor. Esasen miktarsal sıkılaşma tarafında daha fazla geç kalınmazsa ilave faiz artışına gerek kalmayabilir. Ancak orada çok da cesur olunamadığını verilerden izliyoruz. Çünkü ekonominin dinamikleri dikkate alındığında dikkatsiz bir tırpanlama ödeme zincirini kırabilecek sonuçlara yol açabilir.”
EKONOMİ HABERLERİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN