Eğitim

Eğitim-İş’ten siyah çelenkli protesto: Yasanıza boyun eğmeyeceğiz

Eğitim-İş Sendikası üyeleri, Öğretmenlik Mesleği Kanun teklifini ve yeni müfredatı protesto etmek için Milli Eğitim Bakanlığı önüne siyah çelenk bıraktı.

Eğitim-İş sendikası, eğitim politikalarını ve Öğretmenlik Mesleği Kanunu teklifini protesto etmek için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önüne siyah çelenk bıraktı. Eğitimciler, Meclis’te görüşmeleri ekim ayına bırakılan Öğretmenlik Mesleği Kanun teklifi ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla duyurulan yeni müfredatın geri çekilmesini talep etti. Eş zamanlı olarak Türkiye genelinde de il Milli Eğitim Müdürlükleri önünde açıklama yapılarak siyah çelenk bırakıldı.

Ankara’da MEB önündeki eylemde açıklamayı Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay yaptı. Eğitimciler, “Direne direne kazanacağız” sloganı attı.

Özbay, “Bugün Milli Eğitim Bakanlığı önünde, Bakanlığı ve Bakanı bir kez daha uyarıyoruz. Çağ dışı müfredatınızı tanımıyoruz. Tarikat ve cemaatlerle eğitim ortamında yarattığınız, yaratmak istediğiniz fiili işgale izin vermeyeceğiz. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile birlikte çağ dışı müfredatı ve tarikatlar ve cemaatlerle yaptığınız protokolleri uygulatmaya zorlamak istediğiniz bu meslek kanununa asla boyun eğmeyeceğiz” diye konuştu. Türkiye genelinde Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Müdürlükleri önüne de siyah çelenk bıraktıklarını söyleyen Özbay, “Biz Cumhuriyet’in öğretmenleri ve eğitim emekçileriyiz. Biz halkın öğretmenleriyiz. Biz her koşulda cumhuriyet dersi vermeye devam edeceğiz” dedi.

Öğretmenlik Mesleği Kanun teklifinin öğretmenleri “meslekten tasfiye etme kanunu” olduğunu söyleyen Özbay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Meclis’te birçok kanun görüşülüyor. Ama Türkiye’de artık herkes şunu biliyor ki Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çoğunluk iradesi üzerinden aslında Meclis ruhu ortadan kaldırılmıştır. Yasaların, kanunların hiçbiri maalesef ki milletvekilleri tarafından özgür iradeleri ile hazırlanıp, oylandığı bir süreci yaşamamaktayız. Saray’ın ve bakanlıkların koridorlarında hazırlanan kanunlar, çoğunluk olduğu anlayışıyla milletvekillerin ellerine tutuşturuluyor. Hayvan hakları kanunu diyorsunuz, hayvanlara ötanazi çıkıyor. Vergi kanunu diyorsunuz, halkın daha da yoksullaştığı, yoksullaşmış halkın üzerine daha fazla yük bindiriyorsunuz. Öğretmenlik Meslek Kanunu diyorsunuz, ama hepimiz biliyoruz ki bu öğretmenliği mesleksizleştirme kanunudur. AKP iktidarının kendi memurunu yaratma projesidir. Buna izin vermeyeceğiz.

“Bütün yurttaşları eğitime ve cumhuriyete sahip çıkmaya çağırıyorum”

Bu kadar öğretmenin ve eğitimcinin itirazına rağmen, bakanlığın bu meslek kanunun çıkması için yoğun çabasını görüyoruz. Milli Eğitim Komisyonu’nda da ifade etmiştim. Günlerce Meclis’in yanında Eğitim-İş’in ‘öğretmenler odasını’ kurduk. Sonunda geldiğimiz noktada Milli Egemenlik Parkı, polis barikatlarıyla çevrildi. Yakında burayı da polis barikatlarıyla çevirecekler. Halkın Meclis’i ve sokakları halka kapalı. Bu anlayış, Cumhuriyet karşıtı bir anlayıştır. Bugün öğretmenlere karşı yapılan saldırı, Cumhuriyet’e yapılan saldırıdır. Bütün yurttaşları eğitime ve Cumhuriyet’e sahip çıkmaya çağırıyorum."

Özçağdaş: “Önümüzde bir fırsat penceresi var”

Eğitim-İş’in protestosuna destek veren CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş ise konuşmasında şunları kaydetti:

“Türkiye’de 1.2 milyon öğretmen var. 20 milyon çocuğumuz okullara gidiyor. Dolayısıyla her ailenin eğitim ile ilişkisi var. İktidarın kendisinin de kabul ettiği üzere eğitim, en başarısız olunan alan. Maalesef mevcut Bakan, kendisinden önce gelen bakanların da her yaptığını bozan, eğitimde de kadrolaşmak, kendilerinin ideolojik takıntıları çerçevesinde bir çağ dışı eğitim manifestosuyla devam etmek niyetinde.

CHP olarak gerek iktidarın söz verip tutmadığı mülakat meselesinde gerekse Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli olarak bilinen müfredata Danıştay’da dava açtık. Yasal platformlarda mücadelemizi sürdürüyoruz. Meclis komisyonlarında uzun uzun anlattık. Bir cevap alamadık. Kanunu yazanların bile tam olarak inanmadığı, sadece öğretmenleri eleyebildikleri kadar eleyerek kendilerine bir kadro yaratmak isteyenlerin hazırladığı bir kanun teklifi. Önümüzde bir fırsat penceresi var. Herkesin derdini çözebilecek bir yasa teklifini hazırlamak için yeterince vaktimiz var. Bu müfredatı uygulamak için zamanımız var. Sayın Bakan ve bürokratlarına sürekli itirazlarda bulunduk. Süreçli cevabı siyasi olarak aldık. Oysa ki Türkiye’nin bu meseleyi akademisyenlerle, eğitim fakülteleriyle, sendikalarla çalışması lazım. Öğretmenlik Meslek Kanunu, hiçbir öğretmenin derdini çözmüyor. Öğretmenlerin gerçek sorunlarını ele alan bir iş yapalım. CHP olarak gelecek hafta içerisinde sendikalarımızla bir araya gelerek eğitim alanındaki sorunları görüşüyor olacağız.”