‘Kaş düşüklüğü yalnızca estetik değil, göz sağlığı açısından da kritik’ ‘Kaş düşüklüğü yalnızca estetik değil, göz sağlığı açısından da kritik’

Türkiye'de her yıl yaklaşık 250 bin kişi kanser tanısı alırken, kanser türleri arasında akciğer, meme ve kolon kanserleri ilk sırada geliyor.

Birçok kişinin kabusu haline gelen hastalığın seyrine ilişkin Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) hazırladığı son rapor ise 2050'deki vaka sayısında yüzde 77'lik artış öngörüyor.

Raporda, 2050 yılına gelindiğinde dünya genelinde 35 milyondan fazla yeni kanser vakası olacağı belirtiliyor.

DSÖ'nün endişe yaratan son raporu beraberinde Türkiye'nin durumunu da gündeme getirirken, uzmanlar yakın ve orta gelecekteki olasılıkları Haber Global'e  anlattılar.

DOĞAL VE DOĞRU BESLENME

Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Çetin Ordu özellikle gıda ürünlerindeki bozulma ve ekolojik yıkımlara dikkat çekerken"Kanserin artış nedenleri, obezite, alkol, sigara bağımlılığı, gıda ürünlerinin bozulması ve yanlış beslenme alışkanlıklarından kaynaklanıyor. Kanser vakalarının azalması konusunda yapacaklarımız belli. Doğal yaşamın dengesinin bozulmaması, tarım ve hayvancılığın desteklenmesi, bireysel davranışlar yani alkol, sigara ve obezite ile mücadele çok önemli. Özetle tüketim alışkanlıklarının yerini doğal, dengeli bir yaşamın alması gerekiyor" dedi.

TARAMA ETKİSİNE DİKKAT!

Çağın vebası olarak tanımlanan ve 2050'ye kadar yüzde 77 artış beklenen kansere ilişkin uzmanların uyarıları ise şöyle...

Dr. Yavuz Dizdar (Onkoloji Uzmanı) "Kanser vakaları maalesef artıyor. Bilinçsiz kullanılan tarım ilaçları ve doğal beslenmenin yok olmaya başlaması hastalığın en büyük nedenlerinden. Bir de yüksek oran ve sıklıkla yapılan  tarama testlerinin etkisi göz ardı edilmemeli. Tarama yaptığınızda kanseri buluyorsunuz. O halde şunu sormak lazım, 'kanser vakaları mı arttı, yoksa var olanı mı saptamaya başladık?' 2050'deki tablo oluşursa sağlık sistemi bu yükü kaldırır ancak tedavi maliyetleri katlanır." Prof. Dr. Meral Günaldı (Medikal Onkoloji Uzmanı) "Vaka artışı kaçınılmaz olarak Türkiye’de de olacak. Özellikle de genç popülasyonda sigara kullanımı ve çevresel etkilerle vaka sayılarında ciddi artış görebiliriz. DSÖ’nün son verilerine göre sigara tüketiminin azalması, erken tanı ve tedavi yöntemlerinin kolay erişilebilir olması sayesinde kansere bağlı ölüm oranlarında 3'te bir azalma söz konusu. Obezitenin tüm dünyada artış göstermesi de kanser vakalarında artışa neden oluyor. Bu nedenle erken teşhis, tarama testlerinin arttırılması ve halkın bilinçlendirilmesi oldukça mühim..." Prof. Dr. Hasan Karanlık (Onkoloji Uzmanı) "Endüstrileşmenin getirdiği çevresel etkiler ile insan ömrünün uzamasını birlikte değerlendirmemiz gerek. Ülkemizde kanser vakalarının arttığını söyleyebiliriz. Bunu meme kanseri üzerinde örnekleyerek belirtmek gerekirse, meme kanserinin bir takım dış etmenleri var. Ailede meme kanseri hikayesi, genetik yatkınlık, kadınlarda erken adet veya geç menopoz, doğum yapmamak riski artıran sebepler. Diğer bir dış faktör ise obez olmak. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek artan bir obezite problemiyle karşı karşıyayız. Eskiden savaşlar, kıtlık gibi nedenlerle insan ömrü daha kısaydı. Şimdi ise insan ömrü uzadı. Yani yaş arttıkça kanser riski artıyor. İnsan ömrü uzadıkça biz zaten kanseri daha çok konuşuyor olacağız."

RAKAMLAR ENDİŞE VERİCİ

Öte yandan, Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı uluslararası Kanser Araştırma Ajansı'nın, bu yıl yayımladığı rapora göre, 2022'de tahminen 20 milyon yeni kanser vakası görüldü ve hastalık nedeniyle 9.7 milyon kişi hayatını kaybetti. Dünya genelinde 2022'de akciğer, meme ve kolorektal en sık görülen kanser türleri arasında yer alırken, akciğer kanseri, 2.5 milyon yeni vaka ile toplam yeni vakaların yüzde 12.4'ünü oluşturdu. En sık ve en ölümcül kanser türü ise kadınlarda meme kanseri, erkeklerde ise akciğer kanseri oldu.

DİĞER SAĞLIK HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN