AB’nin Çin ile ticari ayrışmayı düşünmesi absürt AB’nin Çin ile ticari ayrışmayı düşünmesi absürt
Gökhun Göçmen

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, göreve gelmesinin ardından Çin’i ilk kez ziyaret ediyor. Çin’in başkenti Beijing’i ziyaret eden Hakan Fidan, temasları kapsamında ilk ziyaretini Çin ve Küreselleşme Merkezi’ne yaparak Türk dış politikasının öncelikleri hakkında bir konuşma yaptı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Çin’de mevkidaşı ve aynı zamanda Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkezi Komitesi Siyasi Büro Üyesi olan Wang Yi ile buluşması bekleniyor. Türk medyasında yer alan bilgilere göre Fidan ayrıca temmuz ayında Türkiye’yi ziyaret eden Çin Başbakan Yardımcısı Han Zheng ve ÇKP Merkezi Siyasi ve Hukuki İşler Komisyonu Başkanı Chen Wenqing ile de bir araya gelecek.

Dışişleri Bakan Hakan Fidan’ın 3-5 Haziran’ı kapsayan ziyaretlerindeki duraklar arasında Çin’deki Urumçi ve Kaşgar kentlerinin bulunması dikkat çekiyor. Bakan Fidan'ın Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni ziyareti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde Nisan 2012'de bölgeye yaptığı ziyaretten sonra Türkiye’den en üst düzeyli ziyaret olacak.

Bakan Hakan Fidan’ın ziyaretine dair merak edilen 3 soruyu şöyle yanıtlamak mümkün:

Hakan Fidan’ın ziyareti neden önemli?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ziyareti küresel ölçekte yaşanan gelişmeler, Çin’in bölgede artan etkisi ve Ankara-Beijng hattındaki karşılıklı çıkarlar açısından önem taşıyor.

İsrail’in 21. yüzyılın en büyük sivil kaybına yol açan katliam ve tehcir politikası küresel ölçekte yaşanan değişimlerin başında geliyor. 7 Ekim sonrasında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) İsrail’e sunduğu “sarsılmaz desteği” güçlendirirken, Çin ise söylemlerinin merkezine Filistin’i almayı tercih etti.

Filistin halkının yarım asrı aşan bir şekilde tarihsel bir haksızlığa uğradığını ve işgale karşı direnişin meşru olduğunu belirten Çin’in eylemleri de bu doğrultuda oldu. Diplomaside adres olarak aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bölge ülkelerini tercih eden Çin, Birleşmiş Milletler bünyesindeki tüm oylamalarda Filistin mücadelesinin lehine oy kullandı. Kısa vadede kalıcı ateşkesi, uzun vadede ise sınırları 1967 öncesine dayanan Filistin devletinin inşasını destekleyen Çin, bölge ülkeleri nezdinde de teveccüh kazandı. Öyle ki 7 Ekim sonrasında İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Dışişleri Bakanları’ndan oluşan bir heyet ziyaretlerine Çin’den başlarken, Filistin direnişinin iki asli unsuru olan Hamas ve el Fetih tek çatı altında birleşme maksadıyla Beijing’de masaya oturdu.

Çin’in bölgenin önemli aktörleri ile kurduğu ilişkide Filistin politikası önemli olsa da artan popülaritesi sadece bununla sınırlı değil. Suudi Arabistan ve İran arasındaki diplomatik ilişkilerin Beijing’de yeninden tesis edilmesinden, BRICS’in Orta Doğu ülkeleri ile genişlemesine, 2022’de ilki düzenlenen Çin-Arap Devletleri Zirvesi’nden ve bu sene onuncusu icra edilen Çin-Arap İşbirliği Forumu Bakanlar Buluşması’na kadar uzanan geniş bir yelpazede Çin’in mevcudiyeti kurumsal bir hal alıyor.

Türkiye de Çin’in artan angajmanına şimdiye değin Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri gibi kurumsal mekanizmalar ile uyum sağlamamış olsa da Ankara’nın sürece kayıtsız kalmadığını söylemek mümkün. Türkiye’nin Çin Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa, Uygur Özerk Bölgesi de dâhil olmak üzere çok sayıda yeri ziyareti ederken, Chengdu kentinde açılan başkonsolosluk diplomatik ilişkilerin somut çıktısı olarak kabul edildi. Ekonomi alanında ise Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır’ın da ziyaretinde görüldüğü üzere gündem özellikle otomotiv ve enerji alanında Çin’den gelecek yatırımlar olmaya devam ediyor.

Görüşmede hangi konular ele alınacak?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ziyaretinin zamanlamasını mühim kılan konular masada yer alacak dosyaları da belirleyecek. Dolayısıyla ilk gündem maddesinin Filistin olması bekleniyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail saldırılarının başladığı 7 Ekim’den 10 gün sonra yaptığı açıklamada Filistin sorunun çözümü konusunda Çin ile Türkiye’nin aynı sayfada buluştuğunu “Çin'in geçmişe kıyasla bölge meselelerine daha aktif ilgi duyması da dikkati çeken bir durum. Filistin meselesinde görüşlerimiz büyük bir ölçüde örtüşmekte.” sözleri ile dile getirmişti. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile buluşan Hakan Fidan, son olarak kasım 2023’te Çin’in Ortadoğu Özel Temsilcisi Zhang Jun’u kabul etmişti.

Bakan Fidan’ın ziyaretinde uluslararası çaptaki ihtilaf noktalarından biri olan Ukrayna’nın da gündeme gelmesi beklenirken, ikili ilişkilerde Çin’in ilan ettiği ve Türkiye’nin de Orta Koridor projesi ile uyumlu olan Kuşak ve Yol İnisiyatifi, karşılıklı ticaret ve yatırımlar ele alınacak. 2023’te 48 milyar doları geçen karşılıklı ticaret hacminde ihracat ve ithalat kalemlerinin dengeli hale getirilmesi, Çin’in Türkiye’deki enerji ve otomotiv başta olan üzere çeşitli sektörlerdeki yatırım imkânlarını değerlendirmesi başlıca tartışılacak konular arasında.

Bununla birlikte Anadolu Ajansı yayınladığı haberde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Çin’in ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğüne vurgu yapacağı, Tek Çin ilkesinin altını çizeceğini, Uygurların Çin’deki refah ve istikrarının önemine değineceğini aktardı.

Türkiye ve Çin hangi konularda iş birliği yapabilir?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ziyareti ile birlikte Türkiye ve Çin arasındaki Filistin konulu koordinasyonun hız kazanması sürpriz olmayacak. Bu koordinasyon başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları uyarınca bağımsız ve egemen Filistin devletinin kurulması kadar, Filistinli örgütlerin de birleşmesini içerebilir.

Hamas ve Fetih arasında 2023 yılının sonunda Türkiye’de bir buluşma tertip edilirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Macaristan dönüşü gazetecilere birleşme çabalarına öncülük ettiğini "El Fetih ile Hamas'ı, yani İsmail Heniyye ile Mahmud Abbas'ı makamımda bir araya getirdim." İfadeleri ile anımsatmıştı.. Son olarak Fetih ile Çin’de yapılan müzakerelerden önce Hamas heyetinde bulunan yetkililerin İstanbul’dan röportaj vermesi dikkati çekerken, Çin Dışişleri Bakanlığı’nden Büyükelçi Wang Kejian Hamas ile Katar’da bir araya geldi. Filistinli fraksiyonlar üzerinde azımsanmayacak etkisi bulunan Türkiye ile küresel güç statüsünde değerlendirilen Çin’in teşvik ve garantörlüğü yeni bir denklemi beraberinde getirebilir. Bu bağlamda Çin’de düzenlenmesine kesin gözüyle bakılan ikinci Hamas-Fetih buluşması dikkatle takip edilmelidir.

Türkiye ve Çin arasındaki iş birliğinin diğer muhtemel adresi Ukrayna olabilir. Zira NATO içerisinde hem Rusya hem de Ukrayna ile aynı anda ilişki kurabilen ve yaptırım siyasetinden uzak kalarak sonradan akamete uğrayan Tahıl Anlaşması’nın hayata geçiren Türkiye’nin pozisyonu Çin’e uzak değil. Beijing yönetimi de sistematik olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu içerisinde savaşan taraflara ölümcül silah sağlamayan tek ülke olduğunu vurgularken, krizin yıl dönümünde duyurduğu 12 maddelik yol haritası siyasi çözümü arzuluyor. Rusya’nın takdirle karşıladığı planın Türkiye’nin katkıları ile zenginleşmesi ihtimaller dahilinde.

Öte yandan Çin’den Avrupa’ya Rusya üzerinden açılan Kuzey Kordioru’nun Ukrayna krizi nedeniyle risklerle karşı karşıya kalması Ankara ve Beijing arasında Türkiye’nin merkezinde olduğu Orta Koridor’daki iş birliği fırsatlarını artırabilir. Türkiye’den Kafkaslar’a, oradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ile Kazakistan’ı da içine alan Orta Asya ve Çin’e ulaşan Orta Koridor’un işlevselliği siyasi güvenin tazelenmesini de beraberinde getirecektir.

ü