Çin

Dışa açılmış bir Çin, kazan-kazan dünyası: Çin ve Türkiye’nin ticaret açığı nasıl kapanacak?

Çin İstanbul Başkonsolosluğu ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) iş birliği ile 10 Eylül tarihinde düzenlenen "Dışa Açılmış Bir Çin, Kazan Kazan Dünyası" etkinliği, iki ülke arasındaki stratejik iş birliğini pekiştirdi. Çin İstanbul Başkonsolosu Wei Xiaodong, Çin'in reform politikaları ve Türkiye ile gelişen ilişkiler üzerine önemli bilgiler verdi. Etkinlikte, DEİK Korhan Kurdoğlu ve İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Özer de önemli açıklamalarda bulundu.

Etkinlikte konuşma yapan Çin İstanbul Başkonsolosu Wei Xiaodong, konuşmasında Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in Temmuz ayında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Astana’da bir araya gelerek ticaret, yatırım, altyapı inşası ve turizm gibi alanlardaki iş birliklerini derinleştirme yönünde mutabakata vardığını hatırlattı. Ayrıca, yakın zamanda gerçekleştirilen Çin Komünist Partisi (ÇKP) 20. Merkez Komitesinin Üçüncü Genel Oturumunda, Çin’in reformları daha da derinleştirerek Çin tarzı modernleşmeyi teşvik etmesinin vurgulandığını ifade etti. Wei Xiaodong, bu gelişmelerin Türkiye ile Çin arasındaki çok yönlü, üst düzey iş birliğinin inşası için yeni fırsatlar sunduğunu belirtti.

Wei Xiaodong, Çin'in uluslararası arenada "kazan-kazan" anlayışını savunduğunu belirterek, “Çin, karşılıklı saygı, adalet ve iş birliği temelli bir uluslararası ilişki modelini teşvik ediyor.” dedi. Ayrıca, Türkiye ile Çin arasında ekonomik iş birliğinin daha da derinleşeceğini vurgulayan Wei, “Çin ve Türkiye arasındaki stratejik ortaklık, iki ülkenin gelişim stratejilerini uyumlu hale getirerek istikrarlı bir şekilde ilerliyor.” şeklinde konuştu.

Çin-Türkiye arasındaki ticaret dengesizliği ile ilgili CGTN Türk'e özel açıklama yapan Wei, Çin pazarının tüm dünyaya açık olduğunun altını çizerek, "Türkiye, Çin'den ithal ettiği ürünleri işleyip başka ülkelere imal edebiliyor, bu Türkiye için çok iyi bir döviz getirisi. Çin yabancı yatırımlara açık bir ülke, üstelik Çinli yatırımcılar için de Türkiye çok uygun bir ülke. İlerleyen dönemlerde bu ilişkileri daha da geliştirerek ticaretimize güç katacağız." dedi.

 'TİCARET DENGESİZLİĞİNİ ELE ALMAK ZORUNDAYIZ'

Çin’in Türkiye’nin önemli bir ticaret ortağı olduğunu belirten Korhan Kurdoğlu, “Geçen yıl Çin, Türkiye için 48 milyar dolarlık ticaret hacmi ile önemli bir ortak oldu. Ancak ticaret dengesizliği Türkiye için önemli bir sorundur. Bunu ele almak için özellikle yüksek değerli sektörlerde Çinli şirketlerin Türkiye'deki yatırımlarını artırmalarını sürekli savunuyoruz.” şeklinde konuştu.

Özellikle Çinli otomotiv devi BYD'nin Türkiye'ye yapacağı 1 milyar dolarlık yatırımın, iki ülke arasındaki güveni pekiştireceğine dikkat çeken Kurdoğlu, bu yatırımın diğer sektörlere de önemli yatırımların yolunu açacağını ifade etti. Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusunun, nitelikli iş gücünün ve büyüme potansiyelinin Çinli yatırımcılar için cazip olduğunu vurguladı.

CGTN Türk'e özel açıklamalarda bulunan Korhan Kurdoğlu, Çin ve Türkiye arasındaki ticari açığın kapanmasının yolunun, Çin'e imal edilecek ürünlerin gözden geçirilmesinin gerekli olduğunu belirtti. Kurdoğlu, Çin'den Türkiye'ye yapılacak olan doğrudan yatırımların, ticaret açığını kapatmada önemli rol üstelenceğinin de altını çizdi. 

İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, Çin’in ekonomik dönüşümüne dikkat çekerek, “Reform ve açılım süreci ile birlikte Çin, kapalı bir ekonomiden dünya çapında güçlü bir oyuncu haline geldi. Tarım toplumundan sanayileşmiş bir yapıya dönüşen Çin, bugün dünyanın ikinci büyük ekonomisi olarak karşımızda duruyor” dedi. Özer, Kuşak ve Yol Girişimi'nin iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğini daha da güçlendirdiğini belirterek, “Bu girişim, iki ülke arasındaki ticari ve diplomatik bağları daha da sağlamlaştıracak.” ifadelerini kullandı.

Türkiye ve Çin arasında gelişen ekonomik ve ticari iş birliği, her iki ülkenin de uluslararası arenadaki konumunu güçlendirmeye devam ediyor. "Dışa Açılmış Bir Çin, Kazan Kazan Dünyası" etkinliği, bu stratejik iş birliğinin derinleştiğini ve kültürel, ekonomik, turizm gibi farklı alanlarda iş birliklerinin zenginleştiğini gözler önüne serdi. BYD gibi büyük yatırımlar, iki ülke arasındaki güvenin arttığını ve gelecekte daha fazla sektörün bu iş birliğinden yararlanacağını gösteriyor. Kuşak ve Yol İnisiyatifi ise bu ortaklığın daha da genişlemesine katkı sağlayacak önemli bir fırsat olarak öne çıkıyor.

Zülal Çelik