Genel Kurul Meclis Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplandı.
Toplantıda, Cumhurbaşkanlığının yanı sıra Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, İletişim Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığının bütçeleri ile 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin ilk 4 maddesi görüşülecek.
Bütçeler üzerinde ilk sözü, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba aldı.
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, ülkede yoksulluğun arttığını, asgari ücretle çalışanların kirasını ödeyemediğini, emeklilerin çok düşük ücret aldığını; mühendis, öğretmen, polis ve doktorların geçinemediğini savundu.
İktidarın politikalarını eleştiren Ağbaba, "AK Parti iktidarını tebrik etmek lazım, çünkü yeni yeni deyimler kazandırıyorsunuz. Bunlardan biri ev genci, bir diğeri eğitimli yoksul, bir diğeri çalışan yoksul. Bunlar, sizin Türkiye'ye kazandırdığınız yeni deyimler. Ama öbür Türkiye'de zenginlik var, rüşvet var, israf var, şatafat var, haksız kazanç var. Emeklisi, asgari ücretlisi, esnafı, tüccarı, sanayicisi vergi ödüyor, birileri alın teri dökmeden, bir gün tüccarlık yapmamış adamlar zenginleşiyor, lüks ve şatafat içinde yaşıyor." diye konuştu.
Geçinemeyen insanların ek iş yapmak zorunda kaldığını anlatan Ağbaba, Konya'da üniversite harçlığını çıkarmak için taksi şoförlüğü yapan 20 yaşındaki Eren Peker'in trafikteki tartışma sonucu öldürüldüğünü, 79 yaşındaki bir emeklinin de ek gelir sağlamak için çalıştığı inşaattan düşerek hayatını kaybettiğini söyledi.
CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin denge ve denetimden uzak karmaşık bir sistem olduğunu ve Türkiye'ye fayda sağlamadığını dile getirdi.
Uzun, "Sağlık, eğitim, adalet ve ulaşım gibi halkın doğrudan refahını etkileyen kritik alanlara yeterince kaynak aktarılmazken Cumhurbaşkanlığına bu kadar kaynak ayrılması, iktidarın neyi öncelediğini gözler önüne sermiştir. Biz, bu bütçeye onay vermeyeceğiz." sözlerini sarf etti.
"Yanı başımızda terör unsurlarını barındıran bir devlet istemeyiz"
CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) gibi kurumlara, ülkenin güvenliği için ayrılan bütçenin çokluğunun değil azlığının sakıncalı olduğunu; güçlü kurumlar için belli bütçelerin ayrılması gerektiğini ifade etti.
Emeklilerin, ekonomik açıdan sıkıntı çektiğini belirten Derici, emekli MİT mensuplarının maaşlarının da mutlaka iyileştirilmesi gerektiğini aktardı.
Suriye'deki gelişmelere dikkati çeken Derici, "Önümüzdeki süreçte, ülkelerinde demokratik bir yönetimin iktidar olması için tabii ki Suriye'ye elimizden gelen desteği vereceğiz. Çünkü bu, bizim milli çıkarlarımız için de hayatidir. Yanı başımızda cihatçı, selefi grupların yönettiği bir devlet veya terör unsurlarını barındıran bir devlet istemeyiz." görüşünü paylaştı.
CHP Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş, 2025 yılı bütçesinin, emeklinin, işçinin, çiftçinin, öğrencinin ve esnafın bütçesi olmadığını, yoksullukla mücadeleye katkı sunmayacağını ileri sürdü.
Bütçenin, "iktidarın çözümsüzlük karnesi" olduğunu söyleyen Gezmiş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2025 bütçesinde pek çok konuda olduğu gibi sağlık ve ilaç özelinde de vatandaşın ilaca ulaşım hakkı yok sayılmış. Halbuki sağlık hizmetine ulaşmak her Türk vatandaşının en temel haklarından biridir ve Anayasamızca güvence altına alınmıştır. Ancak son yıllarda ilaç firmaları iktidarın düşük kura dayalı yanlış politikaları yüzünden ülkemizden çekilmeye başladı. İlaç temininde ciddi aksaklıklar yaşanıyor. Bakanlık ne yazık ki bunu çözmek için bir adım dahi atmamakta."
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, vergi politikalarında bir adaletsizlik olduğunu söyledi.
Çeşitli gerekçelerle yapılan düzenlemeler sonucu gelirler vergisinin toplam vergiler içerisindeki payının 4 puan artarak 19,4'e yükseltildiğini aktaran Bakırlıoğlu, "Gelir vergisinin yüzde 92'si kaynağından, yani işçimizden, emeklimizden, emekçimizden, memurlarımızdan kesilen vergilerden oluşmakta. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, nerede adalet, gerçekten nerede adalet? Böyle bir tabloyla karşı karşıya kalmamamız lazımdı." ifadesini kullandı.
Grup başkanvekilleri gündemi değerlendirdi
Genel Kurulda, grup başkanvekilleri de yerlerinden söz alarak değerlendirmelerde bulundu.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, yürütülen bazı soruşturmalar kapsamında aralarında DEM Parti'nin eş il başkanlarının da bulunduğu bazı kişilerin tutuklanmasını eleştirdi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından ABD'nin başkenti Washington'da bir merkez inşa edildiğini vurgulayarak, "Bu tamamen denetim dışı ve Diyanetin 130 milyarlık bütçesinin dışında olan bir şey, Diyanet Vakfına ait. Bu paraların nasıl toplandığının, nasıl harcandığının biz hesabını soramıyoruz." dedi.
MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç, Kayseri'de, 17 Aralık 2016'da çarşı iznine çıkan askerleri taşıyan halk otobüsüne yönelik patlayıcı yüklü araçla düzenlenen terör saldırısında şehit olan 15 askeri andı.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Diyanet İşleri Başkanlığını eleştirerek, bütçenin israf edilmeden kullanılması gerektiğini belirtti.
AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, bütçe üzerinde konuşan CHP milletvekillerinin, devletin Suriye politikasına yönelik eleştirilerinin haksız olduğunu ifade ederek, "Cumhurbaşkanımız, Suriye'de iç karışıklık olduğu andan itibaren ne söylediyse bugün yaşanan tüm gelişmeler Türkiye'nin politikalarının haklılığını ortaya koymuştur, teyit etmiştir. Esas itibarıyla Türkiye, Suriye meselesinde tarihin doğru tarafında durmuştur." diye konuştu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, Suriye başta olmak üzere, milli ve çok net bir duruş ortaya koyduklarını, bunu sürdüreceklerini dile getirdi.
"ABD'deki külliye, Türk kültürünü tanıtma fonksiyonu da icra etmektedir"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İYİ Parti'li Çömez'in açıklamalarına yanıt verdi.
"Diyanet İşleri Başkanlığı, bu ülkenin köklü bir kurumudur, itibarını korumak ve gözetmek hepimizin görevidir" diyen Yılmaz, şunları kaydetti:
"Dünyada, Diyanet İşleri Başkanlığı ya da Diyanet Vakfı'nın yaptığı çalışmaları takdir etmemiz lazım. Bu çalışmaları Diyanet İşleri Başkanlığı değil de FETÖ ya da FETÖ'vari yapılar gerçekleştirdiğinde ülkemize ve inancımıza ne tür maliyetler oluşturduğunu herhalde siz de takdir edersiniz. Bahsettiğiniz merkez yeni bir merkez değildir. 2013 yılında temeli atılmış, 2016 yılında tamamlanıp açılmış bir merkezdir. Burada villa diye bahsettiğiniz 10 konut, öğrencilerin, gençlerin, Türkiye'den giden akademisyenlerin, araştırmacıların kullandığı altyapılardır. Bu külliye sadece ibadet hizmeti değil, Türk kültürünü tanıtma fonksiyonu da icra etmektedir. Çok boyutlu bir faaliyet yürütmektedir ve bütçeden hiçbir gelir almadan, gelir getirici faaliyetleriyle işletme giderlerini finanse etmektedir."