Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen, 9. Uluslararası Hafızlık ve Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Ödül Töreni'ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şunları söyledi:
"Diyanet İşleri Başkanlığımıza yürekten teşekkür ediyorum. 54 ülkeden, 94 yarışmacı bu yıl iştirak etti. İki farklı kategoride dereceye giren kardeşlerimize ödüllerini takdim edeceğiz. Tüm kardeşlerimize tebriklerimi iletiyorum. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v), 'Kur'an-ı öğrenin, okuyun ve okutun' diyor. Rabbim sizlerden de razı olsun. Kıymetli kardeşlerim İslam alemi bugün derin bir sarsıntıdan, çetin bir sınavdan geçiyor. Allah'ın ipine dört elle sarılmamız gereken süreci tecrübe ediyoruz.
İsrail'in soykırım uyguladığı Gazze ve İslam coğrafyasının bir bölümü savaşla, yoklukla boğuşuyor. 50 bin masum insanın vahşice katledildiği, 2 milyon kişinin sürekli üzerine bomba yağdırıldığı utanç verici bir süreç yaşıyoruz.
Katliamın yanı sıra kurumların içine düştüğü acizliği de görüyoruz. Görevi barışı korumak olan tüm yapıları esir almıştır. 13 aydır çocuklar soykırıma uğruyor. Keskin nişancılar çocukları hedef tahtası olarak kullanıyor. Sözde gazeteciler binaları bomba ile patlatıyor. Uluslar arası kurumlardan hiçbir itiraz gelmiyor.
Caydırıcı bir adım atılmıyor. Bu insanlığın tükenişi, hukukun yerini orman kanunlarının aldığının somut göstergesidir. Gazze soykırımı dünyadaki tüm maskeleri indirmiştir. İsrail yönetiminin hukuk tanımazlığı, batının insan hakları üzerine söylediklerinin içinin ne kadar boş olduğunu bize göstermiştir.
Nüfusu 2 milyara yaklaşan İslam dünyası olarak Gazze'de ve Lübnan'da başarılı bir sınav veremedik. Toprağın üzerinde şerefsizce yaşamaktansa, toprağın altında şerefimle yatarım diyen Filistinli yiğitlere sahip çıkamadık. Gazze halkı, işgalciler karşısında tam 390 gündür direniyor. Çanakkale'yi geçilmez kılan İstiklal aşıkları gibi direniyor.
Gazze tüm insanlık için direniyor. Birkaç ülke dışında İslam dünyasından bir tepki yükselmiyor. Bizler yapmadıklarımızın da hesabını vermekle mükellefiz. Başımızı iki elimizin arasına alıp mutlaka tefekkür etmemiz gerekiyor. Bu cendereden kurtulmanın kuşkusuz yolu Kur'an-ı Kerim ve sünnete sarılmamızdan geçiyor.