Son aylarda çok sayıda uluslararası kuruluş ve finans kurumu, Çin’in ekonomik büyümesiyle ilgili tahminlerini yükselttiler. Uluslararası Para Fonu (IMF), Çin ekonomisinin bu yıl yüzde 5.4 oranında büyüyeceğini tahmin etti. Geçen 10 yıl içinde Çin’in dünya ekonomisine sağladığı ortalama katkı oranı yüzde 38.6’yı buldu. Bu, G7 ülkelerinin toplam katkı oranından daha fazla oldu. Uluslararası toplum, bu yıl Çin ekonomisinin yine de küresel ekonomik büyümenin en büyük motoru olup, Çin’in sağlayacağı katkı oranının üçte biri oluşturacağı görüşünde.
Bu yılın başından bu yana geçen süre içinde, küresel ekonomik toparlanma zayıflarken, Çin ekonomisi dev dayanıklılık ve dinamizm gösterdi. Çin’in ekonomik büyüme hızı, dünyanın başlıca ekonomileri arasında yine de ilk sıralarda yer aldı. 2023 yılının ilk üç çeyreğinde, Çin’in gayri safi yurtiçi hasılası yüzde 5.2 oranında artarak, 91.3 trilyon yuana ulaştı. Aynı dönemde Çin’in dış ticaretinin istikrarlı şekilde iyiye seyir eğilimi güçlendi. Yılın ilk 11 ayında Çin’in dış ticaret hacmi, 37.96 trilyon yuanı buldu. Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Manuela Ferro basına verdiği demeçte, bu yıl dünya ekonomisinin toparlanmasının esas olarak, Çin ekonomisinin getirdiği dinamizme dayandığını ifade etti.
Buna paralel olarak, Çin’in son yıllarda kurduğu çok sayıda dışa açılma ve ticaret iş birliği platformları da tüm dünya ülkelerinden yoğun destek aldı. 6. Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nda varılan niyet sözleşmelerinin değeri yüzde 6.7 oranında artarak, 78 milyar 410 milyon ABD Doları’nı buldu. 1. Çin Uluslararası Tedarik Zincirini Geliştirme Fuarı’na 515 yerli ve yabancı işletme katılırken, varılan sözleşmelerin değeri 150 milyar yuanı aştı. Günümüzde Çin, 140’tan fazla ülkenin ana ticari ortağı konumunda. Geçen 10 yıl içinde Çin-Avrupa kargo tren seferlerinin toplam sayısı 81 bini aştı. Bu seferler, güzergah ülkelerinin kalkınmasına dinamizm kattı. Tüm bunlar, Çin’in küresel ticaretin gelişmesi ve küresel endüstriyel ve tedarik zincirinin istikrarının korunması için önemli katkı sağladığını kanıtladı.
Günümüzde, Çin ekonomisinin istikrarlı şekilde iyiye doğru seyretmesinin küresel işletmelere yönelik cazibesi gittikçe arttı. Çin Ticaret Bakanlığı tarafından verilen bilgilere göre, bu yılın ilk 10 ayında Çin’de yeni kurulan yabancı sermayeli işletme sayısı yüzde 32.1 oranında artarak, 41 bin 947’yi buldu. Bazı Batı ülkeleri Çin’deki yatırımlarını artırdı. Kanada’nın Çin’e yaptığı yatırım yüzde 110.3, İngiltere’nin yüzde 94.6, Fransa’nın yüzde 90, İsviçre’nin yüzde 66,1 ve Hollanda’nınki ise yüzde 33 oranında arttı. Yılın başından bu yana, çok sayıda çok uluslu şirketin yöneticileri Çin’i ziyaret ettiler ve yeni yatırım fırsatları arayışı sürdürdüler. Yabancı şirketlerin Çin’de Ar-Ge merkezleri açmaları, artık bir eğilim haline geldi. Tüm bunlar, Çin’deki yabancı yatırım kalitesinin yükseldiğini ve küresel iş adamlarının Çin ekonomisinin geleceğine güvendiklerini gösteriyor.
Çin’in küresel sanayi ve ticaret çevrelerinin tercih etmeleri gereken önemli bir yatırım destinasyonu olması, Çin ekonomisinin güçlü dayanıklılığa ve büyük gelişme potansiyeline sahip olması, Çin’de reform ve dışa açılmanın derinleştirilmesi, Çin’in dev piyasaya sahip olması gibi unsurlardan kaynaklanıyor. 1.4 milyar nüfusa sahip olan Çin’in kişi başına düşen GSYİH’si 12 bin doları buldu. Orta gelirli nüfus ise 400 milyonu aştı. Çin, dünyanın ikinci büyük tüketim piyasası olurken, en büyük çevrim içi perakende satış piyasası ve ardı ardına 14 yıldır dünyanın ikinci büyük ithalat piyasası konumlarını korudu. Çin, kendi gelişmeyi geliştirirken, diğer ülkelere de büyük gelişme fırsatı sağladı.
Çin Merkezi Ekonomik Çalışmalar Toplantısı’nda, yüksek düzeyli dışa açılmanın derinleştirileceğine, özellikle Çin’e olan dış yatırımın artırılması için yoğun çaba harcanacağına vurgu yapıldı. Çin, küresel iş adamlarının Çin’de daha çok yatırım yapmasını memnuniyetle beklerken, Çin ekonomisinin de küresel ekonomik toparlanmaya daha büyük güven ve güç katacaktır.