Çin'de mart ayının başları “İki Toplantı dönemi” olarak anılır.  Ülkenin en üst yasama organı olan Ulusal Halk Kongresi ve en üst siyasi danışma organı olan Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı Ulusal Komitesi’nin yıllık toplantıları düzenlenir.

Ulusal Halk Kongresi'nin yaklaşık 3 bin, Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı Ulusal Komitesi'nin ise 2 binden fazla delegesi bulunuyor. Devletin en üst düzey organı olan Ulusal Halk Kongresi, en üst düzey yasama organı işlevinin yanı sıra ulusal liderler seçme ve hükümet bütçeleri ve ulusal kalkınma planlarını onaylama gibi yetkilere de sahip.

Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı Ulusal Komitesi ise Çin Komünist Partisi liderliğindeki çok partili işbirliği ve siyasi istişarenin önemli bir kurumu. Tam süreçli halk demokrasisinde uzman bir danışma organı olarak hizmet veren Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı Ulusal Komitesi'nin üyeleri, başlıca ulusal politikalar ve ekonomik, siyasi, kültürel, sosyal ve ekolojik kalkınmayı kapsayan kilit konularda tavsiyelerde bulunuyor.

Bu aynı zamanda Çin’in siyasi sisteminin ifadesidir: Çin Komünist Partisi önderliğinde çok partili danışma sistemi.

KÜRESEL SİYASİ MEDENİYETTE YENİ SAYFA

Bu yıl da ülkenin büyüme hedefinin yanı sıra GSYİH'ye oranı ve enflasyon hedefi gibi diğer temel ekonomik göstergelerin de ana hatlarıyla açıklanması bekleniyor. Yılın kalkınma öncelikleri de belirleniyor. Ayrıca uluslararası durum ve diplomasiyle ilgili mesajlar da veriliyor.

Tüm süreçli halk demokrasisi, küresel siyasi medeniyette yeni bir sayfa açacak. Zira tüm süreç boyunca halk demokrasisi, sosyalist demokratik siyasetin temel özelliği ve en geniş, en doğru ve en etkili demokrasi olarak kabul ediliyor.

Çin lideri Xi Jinping, sunduğu raporlarda tüm süreç boyunca halk demokrasisinin özelliklerini ve avantajlarını kapsamlı şekilde açıklamıştı. Bu aynı zamanda uluslararası toplumun Çin demokrasisini gözlemlemesi için bir pencere oldu. ÇKP’nin Ulusal Kongre Raporunda tüm süreç içinde halk demokrasisinin sosyalist demokratik siyasetin temel niteliği olduğuna açıkça işaret edildi.

Beyaz Kitap'taki “Çin'de Demokrasi” tanımına göre, "Tüm Süreç boyunca Halk demokrasisi", tüm zincirleri birleştiren çok yönlü, tam kapsamlı ve en etkili sosyalist demokrasidir. Bu demokratik model, demokratik seçimleri, demokratik istişareleri, demokratik karar vermeyi, demokratik yönetimi ve demokratik denetimi bütünleştirir, böylece halkın sesi duyulabilir ve halkın özlemleri ülkenin siyasi ve sosyal yaşamının tüm yönlerine yansıtılabilir. Böylece Çin halkı gerçekten ülkenin efendisi olur.

BATI’NIN OY DEMOKRASİSİ DEĞİL

Uzmanlara göre, Çin'in önerdiği ”tüm halk demokrasisi süreci" halkın ihtiyaçlarını temsil ediyor. Çin'in halk tarafından temsil edilen birçok kurumu var. Sıradan insanlar, profesyoneller, iş adamları, düşünce kuruluşları ve akademisyenlerden oluşurlar. Birçok alandaki problemleri çözmek için çok yönlü bakabilir ve farklı sesleri dinleyebilirler.

Bu, şüphesiz Batı'daki "oy demokrasisinden" farklı. Çinli uzmanlar, "Batılı adaylar sadece seçimleri kazanmak için kısa vadeli sloganlar atıyor ve insanların memnuniyetsizliklerini ifade etmelerinin tek yolu protesto etmek için sokaklara çıkmak” diyor.

Çin'in demokrasisinin insan merkezli olduğunu ve tüm insan hakları arasında en temel hakkın yaşama hakkı olduğunu görmek için salgın hastalıklar, yoksulluk veya suç oranları gibi temel konulardaki verileri kıyaslamak yeterli.

İNSAN MERKEZLİ SİSTEM

Çin, ”tüm süreçte halk demokrasisi" kavramını ortaya koymanın yanı sıra, son yıllarda küresel insan hakları yönetimine aktif olarak katıldı ve diğer ülkelere insan haklarının korunmasını teşvik etmeleri için bir “Çin Planı" sundu.

Eylül 2021'de yayınlanan "Ulusal insan hakları Eylem Planı (2021-2025)", vatandaş haklarının temel yaşam standartları, iş, sağlık, eğitim ve sosyal güvenliğin tüm yönlerinden korunmasına yönelik özel hedefler belirlemektedir. Bunların başında da sağlık ve eğitimdeki hizmet yaygınlığı geliyor.

KOPYACILIK YOK

Çin, başka ülkelerin kalkınma modelini kopyamak yerine kendi koşullarına uygun gelişme yolunu seçti ve insan haklarına yapılabilecek en büyük katkının insanlara hizmet etmek olduğunu gösterdi. Çinli uzmanlar, bazı Batılı ülkelerin Çin'e zorla “kendi, şapkalarını takmak” için sık sık “demokrasi” ve “insan hakları” kavramlarını kullanmasına, uluslararası toplumda yapay olarak bölünmeler ve düşmanlıklar yaratmasına yanıt olarak, her ülkenin kalkınma yolunun ve modelinin benzersiz olduğunu ve bu konuda diğer ülkelerin karar vermemesi gerektiğini vurguluyor.

Ülkelerin seçtikleri gelişme yolu insanların giydikleri ayakkabı gibidir. Her insanın yapısı, kilosu, ihtiyaçları gibi özelliklerine nasıl farklı ayakkabılar uygun oluyorsa, ülkelerin tarihleri, ekonomik, sosyal ve coğrafi koşullarına da  farklı sistemler yanıt verebilir. Bu seçimi de o ülkenin halkı yapar:

 "Sadece giyen kişi ayakkabının kendine uyup uymadığını bilir.”