Hava Kuvvetleri Tıp Üniversitesi’ne bağlı Xijing Hastanesi’ndeki cerrahlar, 6 Mart’ta 69 yaşındaki son dönem böbrek yetmezliği hastasına domuz böbreği nakli gerçekleştirdi. Kan akışı yeniden sağlandığında böbreğin pembeleştiği ve kısa sürede idrar üretmeye başladığı gözlemlendi.
Operasyonun altıncı gününde hastanın durumu stabil ilerlerken, böbrek fonksiyonlarının iyi çalıştığı bildirildi. 24 saatlik idrar çıkışı 5.468 mililitreye ulaştı ve böbrek fonksiyonlarını değerlendiren en önemli biyokimyasal göstergelerden biri olan serum kreatinin seviyesi üçüncü gün itibarıyla normale döndü.
Sekiz yıl önce kronik böbrek yetmezliği teşhisi konan hasta, uygun bir böbrek donörü bulamadığı için haftada üç kez diyalize girmek zorunda kalıyordu. Ancak zamanla diyalizle ilgili komplikasyonlar ortaya çıktı.
Çin’de yaklaşık 130 milyon kronik böbrek hastası bulunurken, her yıl son dönem böbrek yetmezliği vakaları hızla artıyor.
Uzmanlar, hastanın önümüzdeki günlerde bağışıklık tepkisi, pıhtılaşma bozuklukları ve enfeksiyonlar gibi ciddi risklerle karşılaşabileceğini belirtiyor.
Bugüne kadar domuzdan insana canlı böbrek nakli yalnızca ABD’de dört kez gerçekleştirildi. Kasım ayında nakil yapılan hasta, şu ana kadar bir domuz organıyla en uzun süre hayatta kalan kişi olurken, ocak ayında yapılan son nakilde hasta bir aydan uzun süredir yaşamını sürdürüyor.
Geçtiğimiz yıl Çinli bilim insanları, genetiği değiştirilmiş bir domuz böbreğini bir makak maymununa nakletti ve Aralık ayında altı aydan uzun süre organın işlev gösterdiğini raporladı.
Xijing Hastanesi araştırmacıları, geçen yıl nisan ayında beyin ölümü gerçekleşmiş bir hastaya genetiği değiştirilmiş bir domuz karaciğeri nakli yaparak bir ilke imza atmıştı. Mayıs ayında ise Anhui Tıp Üniversitesi’nden bir ekip, şiddetli karaciğer kanseri hastası bir insana genetiği değiştirilmiş domuz karaciğeri nakletti.
“Xenotransplantasyon, organ bağışı krizine çözüm sunabilecek kritik bir yöntem ve birçok hastaya yeni bir umut olabilir,” diyen Xijing Hastanesi ekibinin başındaki Dr. Dou Kefeng, bu tür nakillerin tıp dünyasında büyük bir dönüm noktası olduğunu vurguladı.