Çin

Çin imparatorlarından Shakespeare’e antik kültürler güneş tutulmalarına nasıl tepki verdi?

Geçtiğimiz gece Kuzey Amerika'da gözlenen tam güneş tutulması, binlerce kişinin merakla ve heyecanla izlediği bir olay haline geldi. Ancak antik çağlarda, güneş tutulmaları farklı kültürlerde farklı şekillerde yorumlanıyordu.

Geçtiğimiz gece yarısı, Tam güneş tutulması gerçekleşti ve Kuzey Amerika kıtasındaki Meksika’dan ABD’ye ve ardından Kanada’ya uzanan rota boyunca gözlemlendi. Kuzey Amerika’da binlerce teleskop tam tutulma için güneşe çevrilirken, on binlerce kişi tutulmayı izlemek için açık alanlara akın etti.

Peki antik kültürlerde güneş tutulmaları nasıl yorumlanıyordu?

Bu göksel gösterilerin en eski kayıtlarının çoğu Çin'den geliyor ve 4 bin yıldan daha eski bir tarihe sahip. İmparatorların kaderini önceden bildiren alametler olarak kabul edilen tutulmalar, kraliyet çevrelerinde ciddi bir olaydı. Örneğin, Qing Hanedanının üçüncü imparatoru Kangxi, emrinde görev yapan gök bilimcilerine büyük önem veriyor, tutulmaları takip ettiriyor ve yorumlatıyordu, tutulmaları doğru tahmin edemeyen gök bilimcilerine ağır cezalar veriyordu.

Antik Çin'deki halk tutulmalara, güneşi yiyen bir ejderhanın neden olduğu düşünüyordu. Bu nedenle, tutulmaları ifade etmek için aynı zamanda "yemek" anlamına gelen "shi" (食) kelimesi kullanıldı. İnsanlar bu olaylara oldukça coşkulu karşılık veriyordu. Örneğin, ejderhayı korkutup güneşi kurtarmak amacıyla, davullar çalıyor ve yüksek sesler çıkarıyorlardı.

Çinliler gibi, eski Yunanlar da tutulmaları tahmin etme konusunda son derece ustaydılar, ancak bu güneş tutulmaları onlar için oldukça korkutucuydu. Bazı kaynaklara göre, imparatorlar tutulmalar sırasında tanrıların gazabından korkarak saklanırlardı; hatta bazıları tanrılar kendilerini cezalandırmaması veya yanlış kişiyi cezalandırması için o günlük halktan bir kişiyi tahta oturtuyordu.

Örneğin, Büyük İskender'in MÖ 323'te bir dizi kısmi tutulma öngörüldüğünde bu stratejiyi kullandığı söylenir, ancak İskender'in aynı yıl öldüğü için tanrıların onun oyununa kanmadığı ve onu cezalandırdığı düşünülür.

Amerika kıtalarında ise, Mayalar gök bilimi konusunda son derece gelişmiş bir anlayışa sahipti ve ünlü Dresden Kodeksinde kayıtlı bir dizi almanak ve tabloyu kullanarak tutulmaları tahmin edebiliyorlardı. Ancak bu astronomik uzmanlığa rağmen Mayalar hâlâ güneş tutulmalarını güneşin "kırılması" olarak yorumluyorlardı ve bu durum yöneticileri güneşi tam sağlığına kavuşturmak ve durumu düzeltmek amacıyla ‘kan alma’ ritüellerine girişmeye sevk ediyordu.

Bu arada Aztekler, tutulmalar meydana geldiğinde güneşin yenildiğini ve kargaşaya sürüklendiğini sanıyorlardı. İspanyol misyoner Fray Bernardino de Sahagún, 1596'da meydana gelen tam güneş tutulmasına verilen genel tepkiyi anlattığı yazısında, insanların histeriye kapıldığını, iblislerin gökten inip onları yutmasını önleyeceği umuduyla açık tenli veya sarı saçlı bulabildikleri herkesi feda ettiklerini yazdı.

Hemen hemen aynı zamanlarda William Shakespeare, İngiliz gökyüzünde bir tam güneş tutulmasını gözlemleme fırsatına sahip olacaktı (7 Mart 1598'de). Birkaç yıl sonra, ünlü Kral Lear oyununu yazdı ve şu dizeyi içeriyordu: "Güneş ve aydaki bu tutulmalar bizim için hiçbir iyiliğe işaret etmiyor." Bu sözler, insanlığın geçmişten günümüze taşıdığı ve güneş tutulmaları gibi doğa olaylarını yorumlama çabasının bir parçasıdır.

Zülal Çelik ÇİN HABERLERİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN