Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, G7 Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda yapılan Çin ile yapıcı ve istikrarlı ilişkileri kurma ve Çin'in ekonomik ilerlemesini engellememe önerilerinin G7 üye devletleri tarafından yerine getirilmesini umduklarını belirtti.
Bugünkü basın toplantısında, G7 Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndaki açıklamalar hakkında soruları yanıtlayan Wang, G7 ülkelerinin Çin’le karşılıklı saygı, eşitlik ve karşılıklı yarar temelinde ikili ilişkileri sağlıklı şekilde geliştirmesini beklediklerini kaydetti.
Bunun yanı sıra sözcü, G7'nin Çin'e yönelik ekonomik zorlama ve küresel ekonomiyi saptırdığına dair suçlamalarını kesin bir dille reddettiğini ifade etti. Wang, ekonomik ve ticari konuları siyasallaştıran, yaptırım listelerine dünyanın 10 binden fazla kuruluşu ve bireyini ekleyen, belirli şirketlere baskı uygulayan ve uluslararası endüstriyel ve tedarik zincirlerinin istikrarını bozanların G7 üye ülkeleri olduğunu hatırlattı.
Wang, G7'nin Çin'in egemenliğini zedeleyen ve iç işlerine müdahale eden yanlış eylemlerine karşı çıktıklarını vurguladı. Filipinler tarafından başlatılan, Güney Çin Denizi ile ilgili tahkim davasının toprak egemenliği ve deniz sınırının belirlenmesi meselesi olduğunu ve BM Deniz Hukuku Sözleşmesi kapsamında olmadığını, dolayısıyla kararın yasa dışı ve geçersiz olduğunu dile getirdi. G7'nin bu davayı kullanarak bölgede çatışma ve çelişkileri kışkırttığını ve bölgesel ülkelerin niyetlerine aykırı davrandığını ifade etti.
Taiwan Boğazı'nda barış ve istikrarın korunmasının anahtarının Tek Çin ilkesine bağlılıkta yattığını vurgulayan Wang, bu durumda barışı tehdit eden en büyük unsurun Demokratik İlerleme Partisi'nin "Taiwan'ın bağımsızlığı" ayrılıkçı tutumundan ve dış güçlerin destek vermesinden veya sessiz kalmasından kaynaklandığını söyledi. G7 ülkelerini, Tek Çin ilkesine bağlı kalma sözlerini tutmaya çağırdı.
Xinjiang, Tibet ve Hong Kong ile ilgili konuların Çin'in iç işleri olduğunu ve dış müdahaleye izin verilmeyeceğini belirten Wang, G7'yi BM Tüzüğü'nün amaçlarına ve uluslararası ilişkilerin temel normlarına uymaya, kendi işleriyle ilgilenmeye ve başka ülkelerin iç işlerine karışmamaya çağırdı.