Xi ile Biden arasında bir yıl aradan sonraki ilk görüşmenin gerçekleştiği hatırlatılan açıklamada, "İki taraf, ikili ilişkilerin son dört yıldaki gidişatını değerlendirerek, ABD’de liderlik geçiş döneminde diyalog ve iş birliğinin sürmesi, fikir ayrılıklarının yönetilmesi ve her iki ülkeyi ilgilendiren uluslararası ve bölgesel meseleler üzerinde samimi, derin ve yapıcı bir şekilde fikir alışverişinde bulunarak ikili ilişkilerin gelişmesine yön verdi." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, Xi’nin ikili ilişkileri büyük bir binaya benzettiğine işaret edilerek, “2021 yılındaki görüşmede, iki ülkenin birbirine saygı göstermesi, barış içinde bir arada yaşaması ve iş birliğiyle ortak kazanç elde etmesi gerektiği ortaya koyuldu. Bu, Çin-ABD ilişkileri binasının çatısını oluşturdu. 2022 yılında Bali Adası’nda gerçekleştirilen görüşmede, Çin’in Taiwan meselesi, yönetim sistemi, demokrasi ve insan hakları ve kalkınma hakkı olmak üzere dört konudaki kırmızı çizgileri vurgulandı. Bu da binanın zeminini oluşturdu. 2023 yılında San Francisco’daki görüşmede iki tarafın doğru bir algı oluşturarak fikir ayrılıklarını etkili bir şekilde yönetmesi, karşılıklı yarara dayalı iş birliğini hızlandırması, büyük devlet sorumluluğunu üstlenmesi, kültürel ve beşeri iletişimi artırması gerektiği önerilerinde bulunuldu. Bunlar da binanın beş sütununu oluşturdu.” ifadelerine yer verildi.
Xi Jinping’in son görüşmede iki tarafın söz konusu ‘binanın’ inşasına katkı yapması gerektiğini vurguladığı, bunun için Biden ve halefi ile birlikte çaba göstermeye hazır olduğunu belirttiği ifade edilen açıklamada, "Tarih bize şunu kanıtladı ki, Çin ile ABD iş birliği yaparsa bundan her iki taraf yarar görür, ancak çatışmaya girerse bundan her iki taraf zarar görür. Tukidides Kapanı’nın tarihsel bir yazgı olmadığını dile getiren Xi, yeni Soğuk Savaş’ın galibinin olmayacağını ve Çin’i kısıtlama girişimlerinin başarısızlığa uğrayacağını kaydetti." denildi.
Çin Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, Xi ile Biden’ın son görüşmede ikili ilişkilerin nasıl yönlendirileceği konusunda fikir birliğine vardığına dikkat çekilirken, iki liderin yapay zekâ konusunda da samimi ve yapıcı bir diyalog gerçekleştirdiği ifade edildi. Açıklamaya göre, iki lider, olası risklerin dikkatle incelenmesiyle yapay zekâ teknolojilerinin askerî alanda geliştirilmesi konusuna temkinli ve sorumlu bir tavırla yaklaşılması gerekliliğine işaret etti.
Xi Jinping’in görüşmede Çin’in önemli meselelerdeki tutumunu yinelediği dile getirilen açıklamada, "Taiwan meselesine değinen Xi, Tek Çin prensibi ve iki ülke arasında imzalanan üç ortak bildiri, ikili ilişkilerin siyasi temelini oluşturduğu için bu kurallara daima sadık kalınması gerektiğini kaydetti. Taiwan’ın bağımsızlığını amaçlayan bölücü güçlerin girişimlerinin, Taiwan Boğazı’nın barış ve istikrarıyla tamamen tezat oluşturduğunu hatırlatan Xi, ABD’nin boğazın barışını korumak istemesi durumunda Lai Ching-te ve Demokratik İlerleme Partisi’nin (DPP) bölücü amacını anlaması ve bu bölücü girişimlere karşı çıkarak, Çin’in barışçıl yeniden birleşmesini desteklemesi gerektiğini kaydetti.
Güney Çin Denizi meselesine de değinen Xi, Çin’in Güney Çin Denizi’ne dair toprak bütünlüğü, egemenliği ve denizlerdeki haklarını kararlılıkla koruyacağını vurguladı. İlgili taraflar arasındaki müzakerelerin daima en çok tercih edilen yol olduğuna dikkat çeken Xi, ABD’nin Nansha Adaları’na bağlı resifler üzerindeki anlaşmazlığa müdahale etmemesi ve ilgili provokatif girişimlere müsamaha göstermemesi ve destek vermemesi gerektiğini söyledi.
ABD’nin Çin’in ekonomik ve ticari teknolojilere yaptığı baskıya karşı Xi, Çin halkının kalkınma hakkından mahrum bırakılamayacağını vurguladı. Xi, ABD’nin ulusal güvenlik kavramını genelleştirmemesi ve bunu bahane edip başka ülkelere kötü niyetle kısıtlamalarda bulunmaması gerektiğini dile getirdi." ifadeleri kullanıldı.