Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Wang ve Abdulati, Çin-Mısır Dışişleri Bakanları Stratejik Diyaloğu toplantısını gerçekleştirdi.
Wang, toplantıda, uluslararası ve bölgesel durumun karmaşık dönüşümlere sahne olan kritik bir dönemden geçtiğini, Gazze'deki saldırıların sürdüğünü, Suriye'deki durumun aniden değiştiğini ve küresel sınamaların birbiri ardına geldiğini belirtti.
Çin ve Mısır'ın "Küresel Güney"in önemli üyeleri olduğuna işaret eden Wang, Mısır ile stratejik iletişimi ve iş birliğini güçlendirmeyi, bölgesel barış ile istikrara ve küresel kalkınmaya ortak katkı sağlamayı istediğini söyledi.
Mısırlı Bakan Abdulati de Çin'in uluslararası alanda adaleti savunan tavrını takdir ettiklerini ve küresel yönetimin geliştirilmesi ile uluslararası düzenin daha adil ve akılcı bir yönde gelişimi için birlikte çalışmaya hazır olduğunu vurguladı.
Taraflar, Mısır'ın geçen yıl katıldığı BRICS Topluluğunun genişletilmiş işbirliğinin yeni bir seviyeye çıkarılması için stratejik işbirliğini derinleştireceklerini, BRICS mekanizmasını Küresel Güney ülkelerinin en önemli işbirliği platformu haline getirmek ve BRICS ülkelerinin sesini uluslararası alanda yükseltmek için birlikte çalışacaklarını vurguladı.
Krizler ve Orta Doğu'nun geleceği
Wang ve Abdulati, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Çinli Bakan, toplantıda sorulan soru üzerinde Orta Doğu'daki durum hakkında değerlendirmede bulundu.
Wang, Gazze'deki krizin patlak vermesinde bu yana Orta Doğu'da birbiri ardına yeni krizlerin ortaya çıktığı, İsrail ile Filistin arasındaki gerilimin, İsrail ile Lübnan ve İsrail ile İran arasında ve Kızıldeniz'de gerilimlere dönüştüğü ve şimdi buna Suriye'deki durumun da eklendiğine dikkat çekti.
Orta Doğu'daki çatışmaların uluslararası barışı ve güvenliği etkilediğine işaret eden Wang, uluslararası toplumun Orta Doğu'nun geleceği üzerine ciddi şekilde düşünmesi gerektiğini vurguladı.
Wang, en önemli önceliğin başta Gazze olmak üzere çatışma bölgelerinde ateşkesinde sağlanması ve insani krizin hafifletilmesi olduğunu, krizlerden çıkış için siyasi çözümün ve çatışan taraflar arasında diyalog ve müzakerelerin teşvik edilmesi gerektiğini, bölge ülkelerinin kendi kaderini tayin etmesi ve dış müdahalelerden kaçınılmasının şart olduğunu vurguladı.