Verilere göre, mal ticaretinde toplam ithalat ve ihracat hacmi yılın ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6,1 artarak 21 trilyon 170 milyar yuana ulaştı. Veriler, dış ticaretin toparlanma eğilimini sürdürdüğünü gösterdi.

CIFTIS başarıyla sona erdi CIFTIS başarıyla sona erdi

Dış ticaretin yılın ilk yarısında ortaya koyduğu performans üç net mesaj verdi:

İlk olarak, dış ticaretin ölçeği genişledi. Yılın ilk yarısında, dış ticaret ölçeği ilk defa 21 trilyon yuanı aşarak bir rekora imza attı. İkinci çeyrekte, toplam ithalat ve ihracat hacminin yıllık bazda büyüme hızı yüzde 7,4’e ulaşarak, ilk çeyrekteki orana göre 2,5 puan yükseldi. Bu da dış ticaretin olumlu toparlanma eğiliminin daha da pekiştiğini ortaya koydu.

İkinci olarak dış ticaretin niteliği iyileşti. Genel ticaretin ithalat ve ihracat hacmi, toplam dış ticaretin yüzde 65’ini oluşturdu. Bu durum da dış ticaretin dönüşümünün verimli şekilde ilerlediğini, genel ticaretin temsil ettiği yüksek nitelikli ticaret modelinin ana trend hâline geldiğini gösterdi.

Üçüncü olarak ise Çin’in dış ticareti tüm dünya için daha fazla fırsat yaratıyor. Çin, tüm dünyaya uygun fiyatta kaliteli ürünler sağlamanın yanı sıra, diğer ülkelere dev bir tüketim piyasası sunuyor. Verilere göre, Çin’in mal ticareti ithalat hacmi ocak-haziran döneminde yıllık bazda yüzde 5,2 arttı. Çin hükümetinin uyguladığı bir dizi politikayla diğer ülkelerin ürünlerinin Çin piyasasına girişine kolaylık sağlandığı gibi, yabancı sermayeli şirketlerin Çin’de gelişme alanları da genişledi.

Günümüzde jeopolitik gerilimler ve ticarette korumacılığın artması küresel ticaret için tehdit oluştururken, Çin'in dış ticareti nasıl artmayı sürdürebiliyor? Çin Baş Ekonomist Forumu Direktörü Wang Jun, Çin Medya Grubu’na verdiği röportajda, Çin mallarının maliyet avantajı, Çin’in sağlam sanayi ve tedarik zincirleri, Çin menşeli ürünlere dönük talebin artmasının ülkenin ihracatını güçlendirmesi ve Çin’de yeni üretici güçlerin hızla gelişmesi gibi unsurların dış ticaretin istikrarlı şekilde gelişmesine güç kattığını belirtti.

Son dönemde Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) aralarında yer aldığı çok sayıda uluslararası finans kuruluşu, Çin ekonomisine yönelik 2024 yılı büyüme beklentilerini yükseltti. Bu durum, Çin ekonomisinin hâlâ küresel büyümenin en büyük itici gücü olduğunu ve Çin piyasasının yabancı yatırımcıların vazgeçemeyeceği bir piyasa olduğunu bir kez daha kanıtladı.

 Chen Tingyao