Çin Dış İlişkiler Merkez Konferansı, Çin Komünist Partisi (ÇKP) ve dışişlerini ilgilendiren tüm birimlerden yöneticilerin katılımı ile tamamlandı. 20. Ulusal Kongre’de öne çıkan ilkelerin rehber kabul edildiği konferansın bir benzeri son olarak 2018 yılında gerçekleşmişti.
ÇKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri, Cumhurbaşkanı ve Merkezi Askeri Komisyon Başkanı Xi Jinping konferansta tarihsel başarıların ve büyük güçler arasındaki ilişkilere dair diplomatik deneyimlerin kapsamlı bir çözümlemesini sundu. Xi “Devlet liderleri diplomasisinde stratejik rehberliği takip ettik, uluslararası meselelerde giderek artan derecede önemli ve yapıcı rol oynadık. Tüm taraflarla ilişkimizde büyük güçler arasındaki barış içinde birlikteliği, istikrarı ve dengeli kalkınmayı öngören bütüncül bir yaklaşım içinde olduk. dedi.
“Çin’in olaylarını şekillendirme gücünü yükseltin”
Çin lideri Xi, küresel çapta yüksek düzeyli ortaklıklar etmeye devam ettiklerini belirttiği konferansta onuncu yılındaki Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ni “en geniş uluslararası işbirliği platformu olarak tanımladı.” Xi ayrıca “"Hem kalkınmayı sürdürmek hem de güvenliği korumak için çalıştık. Çin'in egemenliğini, güvenliğini ve kalkınma çıkarlarını sağlam bir irade ve yılmaz bir mücadele ruhuyla etkili bir şekilde savunduk.” ifadelerini kullandı.
İki gün süren konferansın bildirisinde ise şu ifadelere yer verildi:
“ÇKP’nin merkezi görevlerine ve ülkemize odaklanacağız. İstikrarı korurken ilerleme aranmalı, temel ilkeleri korurken yeni çığırlar açmalı ve Çin’in egemenliğini, güvenliğini ve kalkınma çabalarını sıkı bir şekilde korumalıyız. Çin’in diplomasi ve pratiğinde yeni sınırları keşfedeceğiz, Çin ve dünya arasındaki ilişkilerdeki yeni dinamikleri teşvik edeceğiz, Çin’in uluslararası etkisini, olayları şekillendirme gücünü yükselteceğiz.”
Çin diplomasisinin karakteristik öğeleri
Çin Dış İlişkiler Merkez Konferansı ülke medyasında da geniş yer bulmaya devam ediyor. Beijing Dış İlişkileri Üniversitesi Bölgesel ve Küresel Yönetim Akademisi’nden profesör Cui Hongjian “Çin diğer büyük ülkelerle ilişki kurarken, diğer güçleri körü körüne takip etmek yerine kendi pozisyonuna, duruşuna ve sağlamlığına sahip” diye konuştu. Çin diplomasisinin karakteristik öğelerinden birinin her zaman çatışmalarda taraf tutmamak olduğunu dile getiren Cui bir diğer özelliğin ise ihtilaflarda arabuluculuk olduğunu vurguladı. Suudi Arabistan ve İran arasındaki normalleşmeye işaret eden uzman “Çin’in ev sahipliğinde iki ülkenin diplomatik ilişkileri restore etmesi Çin’in karmaşık uluslararası şartlarda dünyaya yaptığı katkıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Benzer şekilde Çin Dış İlişkileri Üniversite’sinden Li Haidong da Beijing yönetiminin diplomatik hamlelerine ve uluslararası ilişkilerin genel görünümüne dair şunları kaydetti:
“Devam eden Ukrayna krizi ve Filistin-İsrail çatışmalarının son halkası bize dünyanın bir dönüm noktasında olduğunu gösteriyor. Biz Çin ve Çin’in partnerleri olarak geleceği paylaşan küresel bir topluluk yönüne doğru dönem istiyoruz. Buna karşın sıfır toplamlı oyunlar peşindeki az sayıda ülke dünyayı bloklar ve ittifaklar olarak ayırmak, kendi ülkelerini yönetirken küresel ekonomiyi teşvik etmek yerine korumacılığı ve izolasyonu istiyor.”
Diğer Çin haberleri için tıklayınız.
