Çin Devrimi’nin Kanadalı doktoru: Norman Bethune

SOVYETLER BİRLİĞİ, İSPANYA, ÇİN 84 yıl önce bu dünyadan ayrılan ama günümüzde de Çin’de saygıyla anılan Norman Bethune, dünyanın öbür ucundan gelip ayak bastığı savaş içindeki ülkede, “Çin’de ne kadar kalmayı düşünüyorsunuz?” sorusunu, “Faşizm yeryüzünden silinip gidinceye kadar” diye yanıtlamıştı. Kendi ülkesi Kanada’da burjuva-bohem bir yaşam sürerken sağlık sisteminin sorunlarını fark eden, “Zengin adam iyileşir, fakir adam ölür” anlayışına itiraz eden, 1935’te Sovyetler Birliği’ni ziyaret ettikten sonra oradaki sosyalleştirilmiş tıp sisteminden etkilenen Bethune, 1936’da da Franco faşizmine karşı Cumhuriyetçilerin safında savaşmak için İspanya’ya gitmişti. Edgar Snow’un meşhur kitabı “Çin Üzerinde Kızıl Yıldız”ı okuması ise içinde Japonlara karşı savaşan Çinli komünistlere yardım etmek ve cepheye yakın bir hastane kurmak isteği uyandırmıştı. ÇİN HALKININ UNUTULMAZ DOSTU Kanadalı yönetmen Philip Borsos’un imzasını taşıyan 1990 yapımı “Dr. Bethune” (Bethune: The Making of a Hero) adlı film, ele aldığı kahramanın yaşamını ve Çin’de geçirdiği günleri anlatır. Hankow’a ayak basışı ve zorlu bir yolculukla Halk Ordusu’nun karargâhı Yenan’a gidişi, Mao’yla tanışması, Çinli sağlık ekibinin kısıtlı malzemeyle çok zor şartlarda çalışmasına tanık olması ve gerilla savaşı verilen bölgede sabit hastane kurulamayacağını anlaması, onu tanıyanların anlatımları ve Bethune’nin günlüğünden kesitlerle aktarılıyor filmde. Öyküyü anlatırken sık sık geri dönüşler yapan Borsos, Bethune ve karısının ilişkilerini, çapkınlığını, özellikle İspanya İç Savaş’ı sırasında başına dert olan alkol sorununu gerçekçi bir anlatımla yansıtıyor. Çok yetenekli bir cerrah olan ama insanlarla zor anlaşan soğuk bir karaktere ve sinirli bir yapıya sahip bulunan Bethune, Çin’de bir yardımcısına yaptığı haksızlık sonucu “içindeki faşisti” keşfediyor ve değişmeye başlıyor. Erkek ya da kadın, Çinli askerlerin fedakârlık ve dayanışma ruhundan çok hoşlanan, sabırlarına hayran olan Kanadalı cerrah, kendisini değil başkalarını düşünmeyi öğreniyor ve Mao’ya “Cepheden dönenler arasında onun adı geçtiğinde hayranlığını belirtmeyen, onun ruhu karşısında etkilenmeyen yoktu” dedirten bir “yoldaş” haline geliyor. “Dr. Bethune”, bir kahramanlık destanı değil, eti, kemiği ve sinirleriyle bir insanın, “esin kaynağı” haline gelen bir enternasyonalistin, Çin halkının unutulmaz bir dostunun yalın öyküsünü sunuyor seyirciye. 11 Kasım 1939’da Shanxi-Chahar-Hebei bölgesinin komutanı Nie Rongzhen’e son bir mektup yazarak, “Bugün kendimi gerçekten iyi hissetmiyorum. Belki de sana sonsuza dek veda etmek zorundayım. Söylemek istediğim çok şey var ama korkarım daha fazla yazamayacağım. Sizlere ve tüm değerli yoldaşlarımıza teşekkür ediyorum” diyen, bir gün sonra da yaşama veda eden Norman Bethune’i, ölüm yıldönümünde saygıyla anıyorum.