Dış Haberler Servisi 2023 yılı sona ererken en önemli olaylardan biri şüphesiz ki Çin’in Orta Doğu’daki diplomatik başarısıydı. Zira mart ayında Çin’in arabuluculuğunda İran ve Suudi Arabistan diplomatik ilişkileri yeniden tesis etme ve elçiliklerini yeniden açma konusunda anlaştı. Birlemiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres Çin'in çabalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Çin'in tarihi uzlaşmadaki başarılı arabuluculuğu, iki ülkenin Çin'in Orta Doğu'daki diplomatik politikalarını tanıdığını ve bu politikalara güvendiğini göstermektedir.

Çin'in diplomasisi çatışmaların diyalog yoluyla çözülmesi ilkesini benimsediği bu yıl bir kez daha gündeme geldi. Bu ilke, özellikle dünyanın uzun süreli bir Ukrayna krizine ve ciddi insani felaketlerle sonuçlanan yıkıcı bir İsrail-Filistin çatışmasına tanık olduğu günlerde daha önemli hale gelmekte.

ŞUBAT VE KASIM’DA UKRAYNA YOL HARİTASI

Çin bu yıl şubat ve kasım aylarında sırasıyla "Ukrayna Krizinin Siyasi Çözümüne İlişkin Çin'in Tutumu" ve "Filistin-İsrail Çatışmasının Çözümüne İlişkin Çin Halk Cumhuriyeti'nin Tutum Belgesi" başlıklı belgeleri yayınladı. Her iki belge de barış için diyaloğu savunmakta, ilgili tarafların çıkarlarının egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı temelinde tam olarak dikkate alınması ve bölgede barışın müzakereler yoluyla mümkün olan en kısa sürede yeniden tesis edilmesi gerektiğini vurgulamakta.

Çin, farklılıkları bir kenara bırakarak ortak zemin aramaya, çatışma yerine diyaloğu seçmeye, zorlama yerine istişareyi tercih etmeye ve ulusal sınırları aşan ortak çıkarları korumaya kararlıdır. Katar-Bahreyn diplomatik ilişkilerinin yeniden başlaması gibi Orta Doğu'da giderek artan bölgesel yakınlaşma ve iş birliği eğilimi buna örnek olarak gösterilebilir.

Çin Demiryolu üst üste 4 gün 17 milyondan fazla yolcu taşıdı Çin Demiryolu üst üste 4 gün 17 milyondan fazla yolcu taşıdı
ÇİN-ABD ZİRVESİNİN ÖNEMİ

Çin büyük ülkeler veya ekonomiler arasında koordinasyon ve karşılıklı güvenin artırılması konusunda da ısrar ederek büyük bir ülkenin uluslararası meselelerde üstlenmesi gereken sorumluluğu göstermektedir. Buna örnek olarak 2023'teki Çin-ABD ilişkileri gösterilebilir. En büyük iki ekonomi arasında çoğunlukla yılın ilk yarısında sürtüşme noktaları olsa da, ikinci yarıda sık sık gerçekleşen fikir alışverişleri kazan-kazan işbirliğinin zamanın trendi olduğunu kanıtlıyor.

Kasım ayındaki Xi-Biden zirve toplantısı, sadece karşılıklı güveni arttırmak ve farklılıklar arasında köprü kurmakla kalmıyor, aynı zamanda Beijing ve Washington arasında çok taraflı işbirliğini de teşvik ediyor. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in dediği gibi, "dünya her iki ülkeyi de barındıracak kadar büyüktür ve bir ülkenin başarısı diğeri için bir fırsattır." Diğer bir örnek ise Çin ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkidir; bu ilişki bu yıl, özellikle de Çin'in Mart ayında "riskten arındırma" kavramını ortaya atmasıyla birlikte iniş çıkışlar yaşamıştır. Bunun sonucunda Avrupa Komisyonu Çin'den yapılan elektrikli araç ithalatına yönelik bir anti-sübvansiyon soruşturması başlattı.

7 Aralık'ta Beijing'de düzenlenen 24. Çin-AB Zirvesi, iki tarafın liderleri arasındaki yüz yüze iletişim yoluyla farklılıkların koordine edilmesine, daha geniş bir uzlaşmaya varılmasına ve siyasi karşılıklı güvenin güçlendirilmesine yardımcı oldu. İstatistikler Çin-AB işbirliğinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Çin Ticaret Bakanlığı'na göre, Çin'den AB'ye yapılan ithalat 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 32.1 artarak 626 milyar avroya (684.12 milyar dolar) ulaştı. Geçen yılın sonu itibariyle Çin'in Avrupa'da 2,800'den fazla doğrudan yatırım şirketi vardı ve 270,000'den fazla yabancı çalışanı istihdam ediyordu.

Macaristan Szazadveg Enstitüsü Siyasi Analizler Merkezi Direktörü Zoltan Kiszelly'nin de ifade ettiği gibi, "AB ve Çin arasındaki işbirliği, dünya ekonomisinin bu iki kutbunu birbirlerinin en büyük ticaret ortakları haline getirmiştir." Çin-AB ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde gelişmesini teşvik etmek, Çin diplomasisinin kritik özelliklerinden birini sergiliyor: büyük ülkelerle ilişkileri iyi idare etmek.

İNSANLIK İÇİN ORTAK GELECEK MEFHUMU

Çin'in diplomasisinin bir diğer belirgin özelliği de insanlık için ortak bir geleceğe sahip bir toplum inşa etme önerisidir. Slovenya Cumhuriyeti eski Cumhurbaşkanı Danilo Turk'ün de belirttiği gibi, insanlık için ortak bir geleceğe sahip bir toplum kavramı, birlikte çalışmanın önemini vurgulamakta ve daha iyi bir geleceği kaderin insafına bırakmak yerine tüm tarafların el ele vererek şekillendirmesini savunmaktadır. Bu durum, katılımcı ülkeler arasında politika koordinasyonunu, altyapı bağlantısını, engelsiz ticareti, finansal entegrasyonu ve insanlar arası daha yakın bağları kolaylaştırmayı amaçlayan ve Çin tarafından önerilen Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) ile açıkça gösterilmektedir.

"Kuşak ve Yol Girişimi" başlıklı beyaz bültene göre: Küresel Ortak Gelecek Topluluğunun Temel Direği" başlıklı beyaz bültene göre Çin, 70'ten fazla ülke ve bölgeye 2.000'den fazla tarım uzmanı ve teknisyeni gönderdi. Bu ülkelerin çoğuna 1.500'den fazla tarım teknolojisi ve mahsulü tanıtarak Asya, Afrika, Güney Pasifik, Latin Amerika ve Karayipler'de kırsal yoksulluğun azaltılmasına, modern tarımın geliştirilmesine ve çiftçilik gelirlerinin artırılmasına yardımcı oldu.

Çin'in 2023 diplomasisi, Çin'in her zaman dünya barışının destekçisi, küresel kalkınmaya katkıda bulunan ve uluslararası düzenin savunucusu olduğunu göstermektedir. Çin'in diplomatik uygulamaları, ilgili bölgelerdeki mevcut çıkmazın teşvik edilmesinde ve çatışmanın barışçıl çözümüne ulaşılmasında kilit bir faktör haline gelmiştir. Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mekdad'ın dediği gibi, "uluslararası durum önemli ölçüde değişti ve Çin'in rolü çeşitli düzeylerde öne çıktı."

Diğer Çin haberleri için tıklayınız.

ü