Türkiye

CHP'den HSK'ya 'İmamoğlu' başvurusu

CHP, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği suçlamasıyla açılan davada hakimin değiştirilmesi sürecinin incelenmesi için Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) başvuruda bulundu.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ve CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Turan Taşkın Özer, başvurunun ardından HSK önünde açıklama yaptı. Günaydın, Ekrem İmamoğlu hakkında istinaf aşamasındaki davanın hukuki olmadığını söyleyerek, "Bu dava Süleyman Soylu'nun, Sayın Ekrem İmamoğlu'na yönelik olarak, 'Bizi Avrupa'ya şikayet eden ahmaklara sesleniyorum' demesi üzerine, Ekrem İmamoğlu'nun da 3-4 gün sonra 'Asıl İstanbul seçimlerini iptal ettiren ahmaklara bakmak lazım' demesi suretiyle vücut buldu" dedi.

Günaydın, davaya bakan hakimin görev yeri değiştirildikten sonra yerine gelen hakimin birçok hukuksuzluğa imza atıp, 2 yıl 7 ay hapis ve siyasi yasak cezası verdiğini söyleyerek, "HSK, konuyu araştırması gerekirken herhangi bir faaliyette bulunmadı. 1 yıl önce dilekçe verdik, 'Bunu soruşturun' dedik. Buna rağmen yaklaşık 10 ay sonra HSK dosyayı incelemeye gerek görmedi. İlerleyen süreçte de dava siyasetin konusu olmaya devam etti" diye konuştu.

Günaydın, İBB Meclisi'nde AK Parti grup sözcüsünün 'O hakimi Samsun'a neden sürdüğümüzü ben size açıklayayım' şeklinde bir cümle kurduğunu söyleyerek, "Böylece hakimin Samsun'a sürüldüğü iktidar partisinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi grup sözcüsü tarafından da teyit edilmiş oldu. Şimdi bir kez daha HSK'nın önündeyiz. Türkiye'de 22 bin hakim ve savcı var. İktidarlar gelir geçer, hakimler evrensel hukukun ve adaletin peşinde olmak zorundadırlar. Bu bağlamda biz HSK'dan herhangi bir şekilde taraf tutmasını değil, adil bir soruşturma ilerletmesine ve iddiaları kamuoyunu tatmin edecek şekilde araştırmasını ve sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmasını istiyoruz" dedi.

'Dikkatle izliyoruz'

Günaydın, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in gözaltına alınmasıyla ilgili soru üzerine, "Bizim burada bilgimiz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun yaptığı açıklamadan ibarettir. Bu açıklamada Abdullah Öcalan tarafından kendisini ziyarete giden örgüt üyelerine yaptığı konuşmalardan elde edilen bazı bilgilerde Ahmet Özer’in de adı geçiyormuş. Siz İmralı'yla zaten doğrudan görüşüyorsunuz. Bir süreç başlattılar ve İmralı ile kendi aralarında görüşüyorlar. Özer'in, 10 yıl boyunca terör örgütü irtibatlı olan ve adli işlem yapılan 694 kişiyle irtibatı saptanmış. Bunların hakkında bir soruşturma mı yürütülmüş, soruşturma bir kovuşturmaya dönmüş mü, bunlar ceza almışlar mı, hüküm giymişler mi? Bunlara ilişkin bir bilgi yok ve nihayet son bilgide örgütün bir tepe yöneticisi ile 14 kere iletişim saptanmış. Bunu neyle hesaplamışlar? İletişimin tespiti ile yani telefonlar dinlenmiş, aynı zamanda fiziki takip yapılmış. Türk Ceza Kanunu'nun hükümleri karşısında herkes elbette bu soruşturmalara kendini açık tutmak zorundadır. Bunun bir tek ön koşulu vardır, hukuk araçsallaştırılmayacak. Soruşturma, kovuşturma süreçleri yalnızca hukuki zeminde yürüyecek. Abdullah Öcalan'ı meclise konuşmaya davet edenlerin Öcalan'ın konuşmasında adı geçti diye bir belediye başkanına gözaltı yapmalarını dikkatle izliyoruz. Ahmet Özer terör örgütleriyle ilişkili ise bu ilişkisi 31 Mart 2024 tarihinden sonra mı başladı? Daha evvelden bir iletişim tespiti, bir fiziki takip yaptınız mı? Herhangi bir şey bulduysanız 31 Mart 2024 tarihinde kendisinin belediye başkanı olabilmesi için gerekli izinler nasıl verildi" ifadelerini kullandı.