Xi Jinping’in Fransa ziyareti, birkaç bakımdan kritik önemde.
Birincisi Fransa AB ve özellikle NATO içinde “özerkçi” bir konumda.
İkincisi Fransa, Çin’le ABD’den ayrı ilişki geliştirilmesini savunan Atlantik ülkelerinin başında geliyor.
Üçüncüsü Fransa, ABD-İngiltere ikilisinin küresel siyasetlerinden son zamanlarda en fazla zarar gören ülkelerden biri.
Dördüncüsü Fransa, AB içinde Almanya’yla liderlik yarışı yapmakta, ancak bu özellikle Ukrayna konusunda aktif tutum alma çabası içinde tehlikeli boyutlar kazanabilmektedir.
Bu dört özellik hem ABD ile Çin rekabetini, hem de bu rekabet eksenli olarak Atlantik dünyası içindeki çelişkileri ortaya koymaktadır. O nedenle
Xi Jinping’in Çin-Fransa-AB üçlü zirvesinde yaptığı şu dünya tahlili, bugüne ve daha önemlisi yarına işaret etmektedir: “
Dünya yeni bir ‘çalkantı ve dönüşüm’ evresine girdi.”
Le Figaro’daki makale
Xi Jinping’in Fransa ziyareti öncesinde ünlü Fransız gazetesi
Le Figaro’ya yazdığı makale, dünyanın bu yeni evresinde Çin-Fransa ilişkisinin neden bir anahtar görevi görebileceğine işaret ediyordu aslında…
Xi Jinping, birincisi Fransa başta Avrupa’da bir çok ülkeyle üst düzeyde ilişki geliştireceklerini, ikincisi “küresel barış ve istikrar” için Fransa’yla işbirliğini geliştireceklerini belirtti makalesinde.
Özellikle Almanya Başbakanı
Olaf Scholz’un yakın zamandaki Çin ziyaretinin ardından bu kez Çin Cumhurbaşkanı
Xi Jingping’in Fransa’yı ziyaret etmesi, ticaret rekabetinden Ukrayna krizine pek çok konuda
Beijing-Brüksel hattında geniş bir işbirliği alanının potansiyeline işaret etmektedir.
Ukrayna’da barış, Filistin’de ateşkes
Nitekim Çin Cumhurbaşkanı
Xi Jinping, Fransa Cumhurbaşkanı
Emmanuel Macron ve AB Komisyonu Başkanı
Ursula von der Leyen arasındaki üçlü zirvede de bu işbirliği alanının önemi ortaya konuldu.
Özetle
Xi Jinping Ukrayna’da barış, Filistin’de kapsamlı ateşkes ve iki devletli çözüm ihtiyacına işaret etti.
Xi,
Macron ve
von der Leyen’e “Ukrayna’da çatışmanın yoğunlaşması ve yayılmasına
birlikte karşı çıkmalı,
barış görüşmeleri için uygun koşulları yaratarak uluslararası enerji ve gıda güvenliği ile sanayi ve tedarik zincirlerini güvenceye almalıyız” dedi.
Xi Jinping’in İsrail-Filistin sorunu için Fransa ve AB’ye sunduğu çözüm çerçevesini ise dört maddede özetleyebiliriz:
1) Acil görev:
Kalıcı ateşkes.
2) Acil öncelik:
İnsani yardım.
3) Sorundan çıkışın temel yolu:
İki devletli çözüm.
4) Takvim ve yol haritasını belirleme aracı:
Uluslararası barış konferansı.
Macron: Avrupa’nın geleceği Çin’le işbirliğine bağlı
Üçü zirvede
Macron’un verdiği mesajlar da
Xi’nin “çalkantı ve dönüşüm” tahliliyle örtüştü. “Bugün dünya çok sayıda sorunla karşı karşıya ve uluslararası durum kritik bir kırılma noktasında” diyen
Macron, bu nedenle “
Fransa ve AB’nin her zamankinden daha fazla Çin’le ilişkilerini geliştirmeye ihtiyacı olduğunu” belirtti ve ekledi: “
Avrupa’nın geleceği buna bağlı.”
Çok doğru. Bu köşede uzun zamandır ve sıklıkla belirttiğimiz gibi AB’nin ABD’den özerk olabilmesi Çin’le işbirliğini geliştirmesine ve ekonomisini ABD’nin yaptırım baskısından kurtarabilmesinin yolu da ABD’den ayrı Çin’le ilişkilerini sürdürebilmesine bağlıdır. Özetle AB’nin bir küresel merkez olabilmesinin yolu Çin’le ilişkisini nasıl ele alacağına bağlıdır.
Avrupa, Çin’le ilişkisini geliştirirse güçlü bir geleceği, geliştiremezse zayıf geleceği olacaktır.
Çin ve Avrupa işbirliği ise dünyanın “çalkantı ve dönüşüm” evresini daha sorunsuz atlatmasını sağlayacaktır.
Mehmet Ali Güller
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN