BRICS Zirvesi’nde dünyayı neler bekliyor?

Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da düzenlenen BRICS Zirvesi'nde “çok kutuplu dünya düzeni” için en önemli çatı organizasyonlardan biri olan bu kurumun, jeopolitik etkisini temel ekonomik hedeflere göre nasıl dengeleyeceğini belirleyeceğini göreceğiz. Altı tane yeni üyenin de katılımıyla genişleyen BRICS, artık daha geniş bir stratejide entegrasyonu sağlamak zorunda. 

Zirvede yerel para birimlerinde ticaret ve üye ülkelerin ön planda tuttuğu konularda kararlar alınacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu bağlamda incelersek birkaç önemli gündemi şöyle sıralayabiliriz:

1.  BRICS’in genişlemesi ve üye ülkeler sorunu 

Özellikle Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Lavrov’un da altını çizdiği gibi daha fazla genişleme tamamen rafa kaldırılmasa da bu ihtimalin oldukça düşük olduğu açıkça görünüyor. Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin üyeliği kabul edildi. Arjantin ve Endonezya’nın yakın zamanda bu çatı altında olmayacağı ise kesinleşti. Öte yandan Suudi Arabistan’ın üyeliği henüz resmi olarak onaylanmadı. 

Yeni üyeler, rollerine uyum sağlaması sonrasında daha da yeni üyelerin katılımını onaylamadan önce tam anlamıyla bir entegrasyon için daha fazla zamana ihtiyaç duyulduğunu düşünüyorum. Kaldı ki Brezilya gibi kurucu bir üyenin genişleme konusundaki tereddütleri ortada iken başka bir katılım dalgasının yaşanmasını olası görmüyorum.

Bunun yerine BRICS’in odak noktasını üye ülkelerin rollerini açıklığa kavuşturması gerekiyor. Zaten 2017 yılında Şanghay’da da belirtildiği gibi BRICS’in BRICS+ formatına geçmesi kararı da bu sebeple alındı. Kurucu üyeler, her bir üyenin rolünün açıklığa kavuşturulması gerektiği üzerinde duruyor. 

Üyeliği tamamlanan veya tamamlanacak olanların taahhütlerini tamamlaması; kalkınma finansmanlarını, ticari ve ortak yapılandırma girişimlerine katılmaları için genel bir çerçeve oluşturulması gerekiyor. Kaldı ki BRICS, bu yaklaşımla iç uyumunu korurken Afrika, Asya ve Latin Amerika genelinde küresel ortaklıklarını da derinleştirmeyi hedefliyor.

2.  Yerel para birimleriyle ticareti artırmak

BRICS Zirvesi'nde genel kanının aksine “dolarsızlaştırma politikası” değil; yerel para birimleriyle ticaretin artırılması teşvik edileceği belirtiliyor. Buradaki temel amaç: ABD Dolarını değiştirmek değil. BRICS üyelerinin sınır ötesi işlemlerde daha esnek hareket edebilmesini sağlamak ve üyeler arası ticarette yerel para birimlerini teşvik etmek oluyor.  

Bu girişim, döviz kurundaki oynaklık, dış ekonomik şokların yaşanabilmesi ve olası yaptırımların risklerini azaltırken; daha geniş küresel finans sistemiyle bağları koruyarak finansal bağımsızlığı güçlendirmeyi amaçlıyor.

Güncel koşullarda parçalanmış haldeki küresel ekonomik sistemde bu yaklaşımın BRICS üyelerine ekonomik işbirliği için daha dayanıklı bir çerçeve sağlıyor ve esnekliği koruyarak dış baskıları yönetmelerine yardımcı olduğu söylenilebilir. 

Son süreçte ivme kazanan BRICS Sınır Ötesi Ödemeler Girişimi, üye ülkeler arasındaki ticari ödemeleri kolaylaştırmak için tasarlandı. Ancak bu süreç kademeli ve bağlayıcı bir formatta ilerlemiyor. Dolayısıyla bu zirvede büyük ölçekli değişimleri görmeyeceğiz gibi duruyor. Bunun yerine BRICS içinde finansal işbirliğini güçlendirmeye yönelik kademeli yaklaşımı sürdürerek; yerel para birimlerinin daha fazla benimsenmesi için temel oluşturuyor.

3.  BRICS, G20 ve G7 arasındaki koordinasyon

Küresel ekonomik yönetişim daha karmaşık hale geldikçe; BRICS, G20 ve G7 arasında daha fazla koordinasyona duyulan ihtiyaç giderek daha da belirgin hale geliyor. 5 Kurucu BRICS Üyesi: Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika hali hazırda G20’nin de bir parçası ve Suudi Arabistan’ın da potansiyel olarak bir BRICS ülkesi olacağını hesaba katmamız gerekiyor. Suudi Arabistan’ın üyeliğinin onaylanmasının ardından G20’nin üçte biri BRICS üyelerinden oluşacak demektir. Ek olarak Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere, ABD, Japonya ve Avrupa Birliği’nden oluşan G7’nin de G20’nin yüzde 35’ini oluşturduğunu unutmayalım. 

Her bir grup, küresel ekonomik yönetişimde önemli bir rol oynuyor. G20, önemli küresel zorluklarla başa çıkmak için gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomileri bir araya getiriyor. G7’nin de dünyanın en zengin ülkeleri arasındaki temel ekonomik politika gündemini oluşturduğu ortada.

Etkili bir biçimde gelişmekte olan ekonomileri temsil eden BRICS ise küresel organizasyonlarda genellikle yeterince temsil edilmeyen ülkeler için oldukça kıymetli bir platform sunuyor. Bu üç grubu koordine etmek, finansal istikrar, iklim politikaları ve dijital eşitlik bağlamında ortak sorunları ele almak için oldukça kıymetli hale geldi.

Brezilya’nın BRICS’e Başkanlık etmesi ve Güney Afrika’nın 2025’te G20’ye Başkanlık etmesiyle birlikte, kritik küresel konularda uyum sağlama fırsatı olduğunu düşünüyorum. Sürdürülebilir kalkınma ve ticarete odaklanan Brezilya, iklim finansmanı ve ticaret reformları konusunda daha fazla işbirliği için çaba gösterecek gibi gözüküyor. Güney Afrika ise finansal ortaklıklar ve dijital dönüşüm gündemini ilerletecektir. Bu gelişmeler ışığında BRICS, G20 ve G7 arasındaki işbirliğinin teşvik edilebilir ve daha dengeli bir küresel yönetim çerçevesinin yolu açılabilir.

4. Sürdürülebilirlik, iklim ve adil bir dünya

Zirve, BRICS’in genişlemesinin ardından bloğa; iklim ve iki büyük petrol devi olan İran ve BAE ile birlikte iki iklim açısından oldukça savunmasız devlet olan Mısır ve Etiyopya’nın eklenmesinin ardından daha adil bir dünya için ilginç gelişmeler yaşanabileceğini düşünüyorum.

BRICS kurucu üyesi Brezilya’nın gelecek yıl BM İklim Değişikliği Konferansı 2025 – COP30’da küresel iklim müzakerelerine ev sahipliği yapacak olmasıyla birlikte iklim değişikliğine yönelik çok taraflı girişimler ve Paris İklim Anlaşması’nın uygulanmasının önemi konusunda desteğin yeniden vurgulanması konusunda gelişmelere sahne olacağını düşünüyorum. Yakın zamanda Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de gerçekleştirilecek BM İklim Değişikliği Konferansı 2024 – COP29’da BRICS’in gelişmiş ülkelerden daha fazla mali destek talep ederek; tutarlı bir şekilde ele aldığı iklim temasına gelecek yanıtları ve enerji geçişi konusundaki finansmana odaklanacağını da ekleyelim.

Geçmişteki BRICS bildirilerinde düşük karbonlu ve düşük emisyonlu bir ekonomiye adil biçimde geçiş ihtiyacının kabul edilmesinin ardından BRICS üye ülkelerinin bu geçişi Paris İklim Anlaşması’nda tanınan ortak ancak farklılaştırılmış sorumluluklar ve ilgili kabiliyetler ilkesi doğrultusunda yönetmelerine izin verilmesi konusunda ısrarcı olduğunu gözlemliyoruz. BRICS, tüm enerji kaynaklarının düşük karbonlu bir geçişin parçası olarak kullanılması gerektiğini vurguluyor ve enerji güvenliği ile enerji geçişini destekleyerek fosil yakıtların önemine açıkça atıfta bulunuyor. Zirvede bu konumunu koruması da bekleniyor.

BRICS ülkelerinin finans, adil dünya ve özel sektörün rolü de dahil olmak üzere geniş bir perspektifte temel iklim alanlarını kapsayan iklim ve sürdürülebilir kalkınma konusunda yeni bir çerçeve üzerinde anlaştıkları bildirildi. Ayrıca ortak karbon projeleri kurmaya yönelik mutabakat zaptı da bulunuyor.

Çerçeve daha kamuoyuna açıklanmadı ve zirvede daha fazla ayrıntının kamuoyuna anlatılması bekleniyor. Yeşil teknoloji tedarik zincirleri ve ihtiyaç duyulan kritik minerallere erişim konusunda artan küresel rekabetin ardından; BRICS üye ülkeleri, kritik minerallerin yerel katma değerini ve yerel yeşil teknoloji endüstrilerinin gelişimini desteklemek için daha fazla çaba sarf etmek de dahil olmak üzere geniş ve derin bir işbirliğine bağlılığa da atıf olacağını bekliyorum.

İlber Vasfi Sel