Çin'den ateşkes vurgusu Çin'den ateşkes vurgusu

Zülal Çelik

G7, NATO ve diğer Batılı güç grupları, çoğunlukla sıfır toplamlı oyun anlayışıyla hareket ediyor. Peki bu ne anlama geliyor? Sıfır toplamlı oyun, taraflardan birinin kazancının, diğer tarafın kaybı anlamına geldiği bir oyun teorisi terimidir. Yani, bir tarafın kazanabilmesi için diğer tarafın kaybetmesi zorunludur. Bu anlayış, rekabetçi ve çatışmacı bir yaklaşımı ifade ediyor. Küresel arenada, Batılı güçler bu stratejiyi uygulayarak, gelişmekte olan ülkelerin ilerlemesini kendileri için bir tehdit olarak görüyorlar.

Bu gruplar, küreselleşmeye karşı çıkarak korumacılık ve tek taraflılık politikalarını devreye sokuyorlar. Küresel tedarik zincirlerini kırmak, ayrıştırma politikaları uygulamak ve bu ülkeleri ekonomik baskı altına almak, Batı’nın gelişmekte olan ülkelere karşı uyguladığı stratejiler arasında. Özellikle ekonomik yaptırımlar ve ticari kısıtlamalar, Küresel Güney ülkelerinin kalkınma hedeflerini zorluyor.

BRICS: Çok taraflı iş birliği

Buna karşılık, BRICS ülkeleri sıfır toplamlı bir oyun yerine kazan-kazan iş birliği modelini benimsiyor. Bu yüzden de günümüzde birçok ülke katılmak için başvuru yapacağını açıklıyor. Bu model, tüm tarafların karşılıklı fayda sağlayabileceği bir anlayışa dayanıyor. BRICS iş birliği mekanizması, farklı sektörlerde birçok alanda pragmatik yapıya sahip. Ekonomi, finans, bilim ve teknoloji, tarım, eğitim, sağlık gibi alanlarda sürekli gelişen iş birlikleriyle, BRICS, küresel ekonomik kalkınmada önemli bir aktör haline geldi.

BRICS’in en önemli başarılarından biri, uluslararası ilişkilerin demokratikleşmesini savunması. Gelişmekte olan ülkeler, bu mekanizma sayesinde uluslararası arenada daha fazla söz hakkı kazanıyor ve küresel yönetişimde daha etkin bir rol oynuyor. Bu noktada, ekonomik eşitlik ve siyasi bağımsızlık BRICS’in temel prensipleri arasında yer alıyor.

2024 BRICS Zirvesi’nde neler konuşulacak?

2024 BRICS zirvesi, enerji güvenliği ve yeşil kalkınma konularını öne çıkaran kritik bir buluşma olacak. BRICS, büyük enerji üreticilerinin (Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri) katılımıyla küresel enerji piyasasındaki etkisini genişletmeyi hedefliyor. BRICS ülkeleri halihazırda küresel enerji pazarının yüzde 40'ını elinde tutuyor.

Ayrıca, Çin’in liderlik ettiği yenilenebilir enerji ve yeşil teknolojiler alanındaki girişimler, BRICS’in sürdürülebilir kalkınma stratejisinde kilit bir rol oynuyor. Çin Sanayi ve Bilişim Bakanı Jin Zhuanglong’un önerisi doğrultusunda, BRICS ülkeleri düşük karbon ekonomisine geçişte birlikte hareket edecekler. Yeşil kalkınma ve çevre koruma konuları, bu zirvede önemli gündem maddelerinden olacak.

Finans ve gıda güvenliği

Finansal iş birliği açısından BRICS, küresel finansal sisteme alternatif oluşturmayı hedefleyen önemli adımlar atıyor. BRICS ödeme sistemi, gelişmekte olan ülkelerin küresel finansal sistemdeki bağımsızlıklarını artırmayı hedefliyor. Ayrıca, BRICS ülkeleri arasında gıda ticareti için yerel para birimi kullanımı gibi yenilikçi adımlar da gündemde. BRICS gıda borsası kurulması önerisi, özellikle gıda güvenliği ve fiyat istikrarı açısından gelişmekte olan ülkeler için büyük bir fırsat yaratıyor.

Siyasi arenada neden bu kadar güçlendi?

BRICS’in uluslararası siyasetteki rolü de giderek güçleniyor. Gelişmekte olan ülkeler, Batı’nın baskılarına karşı BRICS çatısı altında daha güçlü bir ses bulabiliyorlar. Özellikle Ukrayna krizi, Filistin-İsrail çatışması ve İran nükleer sorunu gibi önemli konularda BRICS ülkeleri, koordinasyonlarını güçlendirerek dünya barışı ve adaletini savunan bir çizgi izliyorlar.

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, 2024’teki BRICS Ulusal Güvenlik İşleri Yüksek Temsilci Toplantısında yaptığı konuşmada, BRICS’in bağımsızlığa, işbirliğine ve barışa bağlı kalması gerektiğini vurguladı. Bu, BRICS’in dünya siyasetinde çok taraflılığı savunan ve gelişmekte olan ülkelerin haklarını koruyan bir güç olarak öne çıkmaya devam edeceğinin göstergesi.

Türkiye katılmalı mı? 

Türkiye, BRICS’e katılım konusunda zaman zaman tartışmaların merkezinde yer alıyor. Her ne kadar Türkiye şu ana kadar resmi bir başvuru yapmamış olsa da, BRICS ile olan ekonomik ve diplomatik ilişkileri dikkat çekiyor. Türkiye, hem coğrafi konumu hem de çok taraflı dış politika vizyonuyla, BRICS’in iş birliği potansiyeline uyum sağlayabilecek bir ülke.

BRICS’e katılım, Türkiye için özellikle küresel finansal sistemde alternatifler yaratma, yerel para birimleriyle ticaret yapma ve gelişmekte olan pazarlarla ekonomik bağları güçlendirme anlamında önemli fırsatlar sunabilir. Bu katılım, Batı’nın ekonomik baskıları karşısında Türkiye’nin küresel ekonomik sistemde daha bağımsız hareket edebilmesini sağlayabilir.