Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Nuri Aktekin, son dönemde genellikle ilk ve ortaokuldaki çocukların bozuk paraların kenarları keskinleştirildikten sonra ele çarptırılmasıyla oynadıkları "kanlı para"nın sağlığa zararları hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Hem ailelerde hem de hekimlerde endişe yaratan kanlı paranın, bir oyun olarak isimlendirilmesini doğru bulmadığını vurgulayan Aktekin, bunun doğrudan bir eylem içermese de bir şiddet biçimi olduğuna, hem psikolojik hem fiziksel sağlığı olumsuz etkilediğine dikkati çekti.

"Bu travma kemikte kırıklara da neden olabilir"

Aktekin, elin kaslar, bağlar, tendonlar açısından anatomik olarak çok özel olduğunu belirterek, "Çünkü, elde oluşacak bir problem kalıcı hasarlar bırakabilir. Bunu uygularken çocukların birbirlerine eli kanatıncaya kadar sert davranmaları sonucu oluşacak yaraya bağlı enfeksiyon gelişmesi de söz konusu." dedi.

Özellikle paranın elin içine konulduktan sonra elin sert bir zemine vurulması aşamasının daha büyük sağlık sorunlarına yol açabileceğinin altını çizen Aktekin, sözlerine şöyle devam etti:

"Çünkü, el içinde tendonlar, eklemlerin kapsülleri, kaslar ve kemik var. Yüksek enerjiyle oluşan ve tekrarlanan bu travma kemikte kırıklara da neden olabilir. Buna bağlı tendonda bir yaralanma, eklemin tamamen hareketsiz hale gelmesine veya bir sinirin hasar görmesi elde uyuşmaya yol açabilir. Eklem hareketlerini kısıtlayacak tendonda ya da kapsülde problem gelişmesi halinde, hasarın kalıcı olması da muhtemel. Bu durumda kişi, elini kullanamayabilir ya da büyük sıkıntılar yaşayabilir. Günlük yaşamımızda tüm işlemlerimizi el ve parmaklarımız yardımıyla yaptığımızdan, elde gelişebilecek bir yaralanma ciddi sıkıntılara neden olabilir."

Aktekin, profesyonel spor yapan çocuklar için ellerin daha da büyük önem taşıdığına işaret ederek, "Tıpta 'propriyosepsiyon' denilen beynin ve bedenin farklı parçalarının birbirine ve ortama kıyasla nerede konumlandığını ve nasıl hareket ettiğini bilmesini sağlayan duyunun da kaybolmasını sağlayabilir. Basketbol oyuncusu için bunun gelişmesi başarısını çok kötü etkiler." değerlendirmesinde bulundu.

"Aileler, el üstünde parmak eklemlerinde yara olup olmadığına bakmalı"

Ebeveynlere ve öğretmenlere çağrıda bulunan Aktekin, çocukların avuçlarının içinde ya da el üstünde parmak eklemlerinde yara olup olmadığına bakılmasını ve çocuklara sağlıklarının nasıl olumsuz etkileneceğinin anlatılmasını tavsiye etti.

Aktekin, sosyal medyada buna ilişkin iletilerin, yetkili mercilerle tespit edilerek gerekli işlemlerin yapılmasını ve yayının kaldırılmasını önerdi.

"Çocuğun niye bunu yaptığını tespit etmek gereklidir"

Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemen Işık da özellikle Kovid-19 salgını döneminde çocukların eskiye göre daha az sosyalleştiğini ve içlerine kapanma oranlarının arttığını söyledi.

Eğitim şartları ve ekonomik koşullara bağlı çocukların ekstra aktivitelere katılımlarının zorlaştığını, spor, sanat gibi ev dışında yapılan faaliyetlerden uzaklaştıklarını belirten Işık, dolayısıyla çocukların kendilerince farklı şeyler geliştirdiğini aktardı.

Işık, "kanlı para" diye isimlendirilen oyunun, çocuklarda rekabet duygularını tatmin ettiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Öfkeye eğilimli ya da istismar edilmeye eğilimli çocuklar var. Hepsi için bu oyun bir kimlik bulma sebebi. Burada önemli olan şey, oyunun kendi içeriğinden çok, çocuğu bunu uygulamaya ya da bunu bu kadar önemsemeye iten sebeplerin ne olduğudur. Normal şartlarda bir çocuğun ders, resim, spor, şiir okuma-yazma gibi daha farklı doyumları var ve kendine güveniyorsa böyle bir alanda 'iyi' olmak ona kendini iyi hissettirmeyecektir. Bu noktada, bu oyuna düşkün olan çocuğun niye bunu yaptığını tespit etmek gereklidir.

Bir grup çocuk, maalesef kabul görmek için bunu oynayabilir. Çocukların bir kısmında acıma duygusu yok, bir kısmı dürtüsel yapıp sonra üzülebiliyor, bir kısmının yargılaması iyi olmadığından bunu komik veya önemsiz sanabiliyor, bir kısmının kendine güveni olmadığından bununla öne çıkmaya çalışıyor, bir kısmı dışlanmamak için kendini oynamak zorunda hissedebiliyor. Birçok farklı sebebi olabilir. Önemli olan, buna iten sebeplerin ortaya konulabilmesidir."

"Çocuklar, pazıl, lego, yap-boz gibi sistemlere yönlendirilmeli"

Işık, çocukların yanlış davranış biçimlerinden uzaklaşması için fiziksel ve ruhsal olarak onu besleyen uğraşlara yönelmesi gerektiğini vurguladı.

Çocukların spor ve sanata yönlendirilmelerinin, kitap okumanın günlük rutinlerine eklenmesinin önemine dikkati çeken Işık, "Çocuklar, yaratıcılıklarının gelişmesi, oyalanmaları için ilgilerine göre pazıl, lego, yap-boz gibi sistemlere yönlendirilmeli. Çocuğun kendine güvenini hissetmesini sağlayacak şekilde yetiştirilmesi, şiddet içeren, vandal ve bir anlamı olmayan faaliyetlere tutunmalarına engel olacaktır." dedi.

Işık, bu tür, çocukları olumsuz etkileyebilen faaliyetler ve eylemlerin önüne geçilebilmesi için okul, çalışmaların aile ve sosyal çevredeki kişilerin işbirliğiyle yürütülmesi gerektiğini belirtti.