İngiliz The Daily Telegraph gazetesine konuşan Boris Johnson, “Başkalarının elleriyle savaş yürütüyoruz, ancak elleriyle savaş yürüttüğümüz kişilere işlerini yapma fırsatı vermiyoruz. Yıllardır bir elleri arkadan bağlıyken diğer elleriyle savaşmalarına izin verdik ve bu çok zalimce” ifadesini kullandı.
Birleşik Krallık’ın, Ukrayna'nın içinde bulunduğu durumdan dolayı 'ahlaki sorumluluk' taşıdığını dile getiren İngiliz siyasetçi, Londra’nın, Kiev'in nükleer silahlardan vazgeçmesi için gerekli koşulları yaratarak Ukrayna'nın güvenliğini garanti altına alan Budapeşte Memorandumu'nu imzaladığını anımsattı.
İngiltere ve ABD’nin, Ukraynalıları bugün kullanabilecekleri “nükleer silahlardan mahrum bıraktığını” savunan Johnson, Ukrayna’daki çatışmanın çözüm olasılığıyla ilgili de bir aşamada Avrupalı barış gücü askerlerine ihtiyaç olabileceğini dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
Ruslara karşı savaşmak üzere Ukrayna'ya muharip birlikler göndermemiz gerektiğini düşünmüyorum. Oraya, sınırda devriye gezecek ve Ukraynalılara yardım edecek çok uluslu bir Avrupa gücü konuşlandırılmalı.
Eski Başbakan, “İngiltere ve ordusunun katılımı olmadan böyle bir gücün oluşturulması düşünülemez” diye ekledi.
Daha önce Johnson, GB News'e verdiği demeçte ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın Kiev'e yönelik yardımları kesmesi halinde İngiltere'nin Ukrayna'ya asker gönderebileceğini söylemişti.
'Ateşle oynamak'
Rusya, Ukrayna'ya silah tedariğinin çözümünü engellediğini, NATO ülkelerini doğrudan çatışmaya dahil ettiğine ve “ateşle oynamak” olduğunu ifade etmişti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna'ya silah içeren herhangi bir kargonun Rusya için meşru hedef olacağını belirtmişti.
ABD ve NATO'nun yalnızca silah tedarik etmekle kalmayıp, aynı zamanda Birleşik Krallık, Almanya, İtalya ve diğer ülkelerdeki eğitimlerle çatışmaya doğrudan katıldıklarını vurgulamıştı.
Kremlin, Batı'nın Ukrayna'yı silahlandırmasının müzakerelere katkıda bulunmadığını ve olumsuz sonuçlar doğuracağını ifade etmişti.