Associated Press (AP), tartışmanın ilk yarım saatinin ardından tarafların performansını değerlendirerek, "boğuk sesli Biden'ın karışık ve düzensiz yanıtlar verdiğini, kendi politikalarını ve kayıtlarını savunurken zaman zaman konuşma bozukluğu yaşadığını" belirtti. AP'ye göre, Trump ise ekonomi, kürtaj ve NATO üye ülkelerinin savunma harcamaları gibi konularda yalanlar söyledi ve her iki aday da birbirlerine şiddetli kişisel saldırılarda bulundular.
AP'nin bildirdiğine göre, tartışma 45 dakika sürerken Biden, Trump'ın "ağır suçlar" işlediğini ve onu "mahkum edilmiş ağır suçlu" olarak nitelendirdi. Biden'ın "Bu sahnede tek suçlu birey, şu anda baktığım bu kişi," şeklindeki ifadeleri tartışmanın önemli anlarından biriydi. Ayrıca, Xinhua Ajansı'na göre taraflar şimdi "sözlü savaş" düzenlemeyi kabul etmiş durumda.
CNN'in Atlanta stüdyolarında gerçekleşen 90 dakikalık tartışma programında, adaylar sahneye sadece kağıt, kalem ve su ile çıkabildi; herhangi bir eşya veya önceden hazırlanmış not getirme şansı bulunmadı. Canlı yayına izleyici alınmadı ve ABC tarafından düzenlenecek ikinci tartışmanın tarihi 10 Eylül olarak belirlendi.
Her iki aday da şu anda zor durumda. Biden, sürekli yüksek enflasyon, yasa dışı göç dalgası ve İsrail-Filistin çatışması gibi tartışmalı sorunlarla karşı karşıya. Trump ise, kısa süre önce "sus payı" davasında suçlu bulunmasıyla Amerikan tarihinde bir eski başkanın ceza davasında suçlu bulunmasının ilk örneği olmuştu. Ayrıca bir dizi davalarda da sıkışmış durumda, bu da karşı tarafın saldırabileceği zayıf noktalar olarak öne çıkabilir.
"Gerçek Şeffaf Politika" adlı Amerikan seçim bilgi web sitesinin anket verilerine göre, 25 Haziran itibarıyla ulusal anketlerde Trump, Biden'a ortalama olarak 1 puan önde gözüküyor. "Sallanan eyaletlerde" ise Trump'ın ortalama olarak 3.2 puanlık bir önde olduğu belirtiliyor. Bu yılki başkanlık seçimlerinde henüz karar vermemiş seçmenlerin yaklaşık yüzde 10'u olduğunu gösteren bir Mayıs ayı anketi ise Emerson College tarafından yayınlanmıştı.
NBC News'in Nisan ayındaki son ulusal anketine göre, 2024 seçimine yüksek ilgi gösteren seçmenlerin oranı, neredeyse 20 yılın en düşük seviyesine ulaşmış durumda. Biden ve Trump'ın çoğunluğunun olumsuz görüşlerini tuttuğu belirtiliyor.
Tartışmada dikkatle izlenecek diğer bir nokta ise Amerikan sorunları için adayların önerdiği çözümler olacak. Biden'ın geleneksel Demokrat yaklaşımı büyük hükümet ve çeşitliliği vurgularken, Trump'ın ise geleneksel Cumhuriyetçi yaklaşımı daha "aşırı" bir şekilde benimseyeceği belirtiliyor.
Daha da önemlisi, iki adayın ulusal güvenlik, barışı koruma öncelikleri ve mevcut zorluklara karşı yaklaşımlarında önemli farklılıklar olduğu vurgulanıyor. Trump'ın yaklaşımı ulusal güvenlik, özellikle sınır güvenliği üzerine odaklanırken, Biden Amerika'nın ana güvenlik çıkarlarının küresel hegemonyasını korumak ve ittifaklar oluşturmak olduğuna inanıyor.
Her iki aday da yasal sorunlarla karşı karşıya olsa da, bazı uzmanlar bu tür mücadelelerin kampanyalar üzerinde sınırlı etkisi olacağını düşünüyor. Global Times’ta yer alan bir haberde, Beijing Renmin Üniversitesi'nden profesör Diao Daming, "Biden'ın oğluyla ilgili suçlamaları tartışmaya getirse bile, Trump'ın destekçileri bu konuyu önemsemiyor ve bu konuyla ilgilenenler zaten Trump'ı desteklemiyor." şeklinde konuştu.
Yaşın tartışmanın odak noktası haline gelmesi, bazı uzmanlara göre Amerikan siyasetinin yenilenme mekanizmalarındaki sorunları yansıtıyor. Çin Dış İlişkiler Üniversitesi'nden Li Haidong ise, "Her iki partide de yetenekli bireyler var, ancak mevcut parti kültürü onların ön plana çıkmasını zorlaştırıyor. Bu, Amerikan siyasi makinesinin ağır işleyişinin, sertliğinin ve canlılık eksikliğinin net bir göstergesi." dedi.
Bu haber Global Times'tan derlenmiştir. DÜNYA HABERLERİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN