Belçika'daki genel seçimin galibi, hükümeti kurma görevini üstlenen sağ eğilimli milliyetçi Flaman parti N-VA'nın lideri Bart De Wever'in siyasi ideolojisinin ittifak arayışlarında zorluk çıkaracağı öngörülüyor.
Ülkede 9 Haziran'daki genel seçimlerin galibi sağ eğilimli milliyetçi Flaman parti N-VA olsa da tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde edemedi.
Kral Philippe, N-VA'nın lideri Bart De Wever'i 10 Haziran'da kabul etti, dün ise hükümeti kurma görevini tebliğ etti.
De Wever, bugünden itibaren koalisyon çalışmalarına başladı ancak Flaman lideri zorlu bir pazarlık süreci bekliyor.
Zira De Wever'in siyasi kariyeri ve partisinin kuruluş amacı, bugünkünden epey farklı seyretti.
De Wever'in partisinin tüzüğünün ilk maddesinde "bağımsız bir Flaman bölgesi cumhuriyeti" zikredilirken monarşinin de sonlandırılmasının hedeflendiği belirtiliyordu.
Seçimler öncesinde aşırı sağcı rakipleriyle çalışmayı reddeden De Wever, ayrılıkçı ideolojisini bir kenara bıraktı, daha çok devlet reformundan, federe bölgelere daha fazla özerklik tanımaktan söz etti.
De Wever'in söylemi yumuşasa da bıraktığı izler, koalisyon çabalarını zora sokacak gibi görünüyor.
De Wever'in önündeki en büyük engelin, Fransızca konuşulan bölgeden (Valonya) gelecek veto olabileceği düşünülüyor. Zira Flaman milliyetçisi lider, sayısız kez Valonya bölgesi siyasetçilerini hedef almış, ülkenin ekonomik üretkenliğini zayıflatmakla suçlamıştı.
Her seçim sonrası sancılı süreç
Belçika'da federe bölgelerin arasında yaşanan anlaşmazlıklar, hemen her seçim sonrasında siyasi krizlere neden oluyor.
Ülke, 1979 seçimlerinin ardından 107 gün, 1988'de 148 gün, 2007'de 194 gün ve 2019 seçimleri sonrası 653 gün hükümetsiz kalarak bu konuda rekor kırmıştı.