Bazı İngiliz siyasetçiler, Çin politikası konusunda bir avuç Batılı ülkeyle aynı adımları atıp, ulusal güvenlik kavramını genelleştirerek, Çinli şirketlere ve Çin ürünlerine baskı uygulamaya kalkıştı. Ancak bundan doğan mali yükü ise kendi halkına dayatmaya çalıştı.
Birincisi, İngiltere hükümetinin Çin menşeli askeri rozetleri bahane ederek sözde “Çin tehdidi”ni kışkırtması, İngiltere’nin siyasi etkisinin giderek azalmasının önüne geçemeyecek. Günümüzde İngiltere, Çin’e yaptırım konusunda ABD’nin yolunu izliyor. Son yıllarda İngiltere’nin kapsamlı kapasitesi sürekli olarak zayıfladı; AB’den ayrılmasıyla uluslararası etkisi de azaldı. İngiliz halkının hükümete olan destek oranı düştü. Rishi Sunak hükümeti bu durumu iyileştirmek için sözde “Çin tehdidi”ni kışkırtmak gibi aşırı tedbirler aldı, dış dünyaya sert tutum sergiledi ve halkın hükümete olan desteğini artırmaya çalıştı. Ancak bu dar görüşlü ve bencil aşırı tedbirlerin alınması, bir yandan İngiltere’nin küresel imajını ve İngiltere-Çin ilişkilerinin genel durumunu ciddi şekilde zedelediği gibi, diğer yandan İngiltere’nin içinde bulunduğu olumsuz siyasi durumunun değiştirilmesine de yardımcı olmuyor.
İkincisi, İngiltere’de imalat sektörünün zayıfladığı görülüyor. Geride kalan onlarca yıl içinde İngiltere finansmanıyla küresel eğitimi geliştirmeye öncelik verdi, sanayisizleştirme sürecini sürekli olarak ilerletti. Günümüzde İngiltere’de nükleer elektrik santrali inşasını yabancı şirketler üstleniyor ve 5G şebeke inşasında diğer ülkelerin donanımları kullanılıyor. İngiltere, hava kirliliğinin bedelini Küresel Güney ülkelerine dayatırken, sermayenin gücüyle aşırı boyutta kazanç elde etmeye kalkışıyor. Bu nedenle İngiltere, küçücük bir askeri rozeti bile kendi ülkesinde üretemiyor. Bazı İngiliz siyasetçiler, baştan sona asılsız ve dayanaksız olan sözde “Çin tehdidi”ni kışkırtmak yerine, ülkelerinin endüstri kapasitesinde yaşanan sorunları çözmeye odaklanmalı.
Üçüncüsü, İngiltere hükümetinin Çin menşeli askeri rozetten faydalanarak sözde “Çin tehdidi”ni kışkırtması, bu ülkenin sıradan vatandaşlarının sırtına daha fazla ekonomik yük bindiriyor. 2020 yılında dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson “ulusal güvenlik” bahanesiyle 2027 yılı itibariyle Çin Huawei Şirketi’nin donanımlarını kullanmayı durdurma kararı aldı. Ancak ilgili istatistiklere göre, Huawei donanımları yerine başka markalı donanımları kullanmanın maliyeti, en az 2 milyar İngiliz poundunu buluyor. Nitekim, Sunak hükümeti askeri rozet olayında da sözde “Çin tehdidi”ni kışkırtma girişiminde bulundu. Ancak sonunda Çin menşeli askeri rozetin kullanımını yasaklama nedeniyle ilgili ürünlerin maliyetindeki artışın yükünü yine sıradan İngiliz vatandaşlar üstlenecek.
Çin ile İngiltere arasında çözülemeyecek sürtüşme yoktur. Küreselleşmenin derinleştiği bir dönemde, iki ülkenin ekonomi, ticaret, bilim, teknoloji ve kültür alanlarında iş birliği yapmaları için dev potansiyel bulunuyor. İngiltere hükümeti, Soğuk Savaş zihniyetinden vazgeçerek ve dışa açık bir tavır sergileyerek Çin ile iş birliğini artırmalı. Ancak böylece iki ülke arasında ortak gelişme ve refaha kavuşulabilir ve küresel barışa ve kalkınmaya aktif katkı sağlanabilir.
Liu Barış
ÇİN HABERLERİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
ü