Bakan Göktaş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin yapılan görüşmelerde milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini cevapladı.
Kadını güçlü kılacak her somut adımın Türkiye'nin güçlenmesi demek olduğunu ifade eden Göktaş, "Kadının güçlenmesine ayrılan payın azlığından bahsettiniz. Kadının güçlenmesinden SED ödemelerine, doğum yardımlarından kadın girişimcilik projelerine kadar 2025 yılında kadınlar için bütçemizde ayrılan toplam tutar 206 milyar liradır. Bakanlığımızın bütçesinden yüzde 50,6'sını, yani yarısından fazlasını kadınlar için ayırdığımızı özellikle ifade etmek istiyorum." diye konuştu.
Bir milletvekilinin eylem planını "sanal" olmakla suçladığını aktaran Göktaş, "Bu ithamı asla kabul etmiyorum. Sizin sanal olarak değersizleştirdiğiniz belgeler pek çok politikalarımızın dayanağını teşkil ediyor. Ortak akılla, istişareyle ortaya konulan bu belgeler bizim için yol haritasıdır. Zira, bu belgelerin hazırlık sürecinde STK'lerin, üniversitelerimizin, ilgili kurum ve kuruluşlarımızın desteklerini de alıyoruz. Bu itham onlara da haksızlık olur. Dolayısıyla 'sanal' diyerek itibarsızlaştırmanıza müsaade edemeyeceğim." ifadelerini kullandı.
Stratejik hedeflere ulaşmak için yıllardır hazırlayıp uyguladıkları eylem planları olduğuna işaret eden Göktaş, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı'nın 2021-2025 döneminde 4'üncüsünü uyguladıklarını, 2026-2030 dönemi için, 5'incisinin hazırlıklarına başladıklarını söyledi.
Bazı milletvekillerinden "çalışmaya yeni mi başladınız?" tepkisi aldığını aktaran Göktaş, "El insaf. Bir vekilimiz kadınların dijital okuryazarlık düzeylerinin arttırılmasının onları güçlendirmede önemli olduğundan bahsetmişti bence çok haklı. Kadınların dijital, finans, sağlık başta olmak üzere pek çok alanda becerilerini geliştirmeye yönelik eğitim programları yürütüyoruz. Kadının güçlendirilmesi ile ilgili her türlü işbirliğine açık olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum." şeklinde konuştu.
"Bize ulaşabilirsiniz, bizlere meseleleri aktarabilirsiniz"
Göktaş, muhalefet sıralarından da dahil olmak üzere pek çok vekille zaman zaman bir araya geldiklerini belirterek, "Bizim kapımız herkese açıktır. Bir derdiniz olsa bize ulaşamama gibi bir şey söz konusu değil. Bize ulaşabilirsiniz, bizlere meseleleri aktarabilirsiniz. Elimizden geldiğince ortak akılla bu konularda çözüm bulmak isteriz. " dedi.
Kadına yönelik şiddetle mücadelede sadece dizilerin ele alınmaması gerektiğine dair bir milletvekilinin yorumu olduğunu aktaran Göktaş, şöyle devam etti:
"Ne yazık ki medya, kadını yücelten ve haklarını koruyan bir bakış açısı sunmak yerine kadınları basmakalıp rollerle sınırlandırıyor, kadın bedenini metalaştırıyor ve sömürüyor. Bu yanlış temsil, toplumdaki ayrımcılığı derinleştirirken kadına yönelik şiddeti de görünmez kılıyor ve dahası normalleştiriyor. Şiddeti normalleştiren her yayın ise aslında şiddetin bir ortağına dönüşüyor. Haber dili, gündüz kuşağı programları, diziler ve filmler aracılığıyla yayılan bu mesajlar, toplumsal algıyı olumsuz etkileyerek kadınların saygınlığını zedeliyor. Bu nedenle medyanın, kadınların haklarını savunan ve fırsat eşitliğini güçlendiren bir perspektife evrilmesi hayati önem taşımaktadır. Medyanın sorumlu, duyarlı ve dikkatli olması, şiddetle mücadelemizin gücünü artıracaktır. Bu alanda atacağımız her adımın, medyada kadın temsili üzerine gerçekleştireceğimiz dönüşüm ile toplumda çok kıymetli yansımaları olacağına inanıyoruz. RTÜK başta olmak üzere, tüm ilgili paydaşlarla bu yöndeki çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz."
"Bugüne kadar tek bir çocuğun dahi suistimal edilmesine asla müsamaha göstermedik"
Bakan Göktaş, milletvekillerinin özellikle kadınlar ve çocukların konu olduğu vakalarla ilgili sorularına yazılı cevap vereceğini söyledi.
Her şeyden önce çocukların haklarından ve özgürlüklerinden sorumlu bir bakan olarak, çocukların mahremiyetini korumanın en öncelikli vazifesi olduğunu vurgulayan Göktaş, "Çocuklarımız söz konusu olduğunda attığımız her adımı, hayata geçirdiğimiz her projeyi, yürüttüğümüz her politikayı çocuğun üstün yararı ilkesini gözeterek gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda, isimleri zikretmenin, vakalardan bahsetmenin, çocukların haklarını suiistimal etmek olduğuna inanıyoruz. Bugüne kadar tek bir çocuğun dahi suistimal edilmesine asla müsamaha göstermedik, göstermeyeceğiz. Biz, çocuklarımızın geleceğini etkileyecek herhangi bir bilginin, ileriki yaşlarında karşısına çıkmasını istemiyoruz. Çocuklarımızın temel haklarından biri olan unutulma hakkına riayet ediyoruz. Ve herkesi bu hakka riayet etmeye davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Göktaş, çocukların haklarını korumak, geleceğini güvence altına almak ve onları her türlü siyasi manipülasyondan uzak tutmanın herkesin görevi olduğunu vurguladı.
Bakanlığa emanet edilen çocukların her birinin farklı bir öyküsü olduğunu, çeşitli zorluklarla karşılaşmış, türlü travmalar yaşamış çocuklara devletin bir asrı aşkın süredir sahip çıktığını ifade eden Göktaş, şöyle konuştu:
"Bakanlık olarak, çocuklarımızla ilgili yaşanan her hadisenin sonuna kadar takipçisi olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Gerekli tüm soruşturmaların açılması ve gereğinin yapılması konusunda da asla taviz vermeyeceğimizin altını çiziyorum. Her zaman söyledim, yine söylüyorum. Kadınlar ve çocuklarla ilgili her türlü konu, siyaset üstü bir meseledir. Türkiye Cumhuriyetinin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı olarak hiçbir çocuğumuzu, hiçbir kurumumuzu kimsenin siyasi emellerine alet ettirmem. Buna teşebbüs edenlere asla ve asla müsamaha göstermem. Hele hele kurumda olması gereken iki çocuğumuzu alıkoyarak, çocuklarımızın yaşadıkları olumsuzlukları ve duyguları yok sayarak sosyal medya hesaplarından ifşa edenleri kesinlikle muhatap almam. Tüm milletvekillerimizden istirhamımdır. Lütfen, özellikle çocuklarımızla ilgili herhangi bir vaka elinize ulaştığında bana hemen ulaştırın. Çocuklarımızın iyiliğini gözeterek, gerekli adımı beraber atalım. Bu çocuklar, sizin, bizim, hepimizin çocukları. Çocuklarımızın menfaatleri doğrultusunda her şey başımızın üzerindedir. Bize uzatılan her ele biz kucak açarız. Yeter ki samimi olsun. Şu zamana kadar hangi siyasi görüşten olursa olsun, bizden görüşme talep eden tüm milletvekillerimizle görüştük, sorunlara çözümler bulduk. Ben her birine bu vesileyle tek tek teşekkür ediyorum. Bu hassasiyetin devam etmesini diliyorum."
"Tamamen anaokulu işlemi yapan farklı isimler adı altındaki kurumlardan bahsediyoruz"
Bakan Göktaş, kreşler konusunda milletvekillerinin görüşlerini ifade ettiğini belirterek, "Bu konuyu yanlış bir zeminde tartışırsak, en fazla çocuklarımıza ve ailelerine haksızlık etmiş oluruz. Hangi yaş grubu olursa olsun, hangi adla açılmış olursa olsun, içerisinde çocuklarımıza bakım ve eğitim veren her kuruluşun standartlarının, fiziki koşullarının ve müfredatının yasal düzlemde uygunluğunun denetlenmesi gerekiyor." dedi.
Ailelerin, annelerin, kadınların ve çocukların lehine olan herhangi bir şeye karşı olmadıklarına işaret eden Göktaş, şunları kaydetti:
"Belediyelerin ve özel sektörün, belirlediğimiz çerçevede hareket etmek kaydıyla, bu tür kuruluşların yaygınlaştırmasını da elbette isteriz. Hatta sadece kreşler değil kadın konukevlerinin açılması konusunda da yerel yönetimlerin ellerini taşın altına koymalarını bekliyoruz. Aksine kapatmalarını değil. Ancak, maalesef şu anda sahada belediyeler tarafından ruhsat verilen oyun evi adı altında, kreş adı altında, anaokulu işi yapan kuruluşlar olduğuna dair Milli Eğitim Bakanlığımız bir yazı yazmış. Tamamen anaokulu işlemi yapan farklı isimler adı altındaki kurumlardan bahsediyoruz. Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım. Çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti. Bütün belediyelere bakanlıktan giden bir yazıdan bahsediyoruz. Dolayısıyla buna bir pencereden bakmak hakikaten olayı farklı boyuta taşımaya çalışmak. Bu konuda bir çözüm üretmemiz gerekiyorsa bunu da yasal düzenlemeler çerçevesinde yapmak en tabiidir. Denetimsiz olması aileler ve çocuklar için büyük bir risktir. Tüm paydaşlarımızdan bu konuda aynı hassasiyeti bekliyoruz. Bakanlık olarak, yasal çerçevede ve denetim mekanizması altında yürütülecek her türlü faaliyetin destekçisi olacağımızı özellikle belirtmek istiyorum."
"Çocuğa ve aileye yönelik psikososyal ve danışmanlık tedbirleri uyguluyoruz"
Göktaş, çocuk istismarı iddialarıyla ilgili herhangi bilgi veya ihbar kendilerine ulaştığı an hiç vakit kaybetmeden, hemen müdahalede bulunduklarını söyledi.
Koruyucu ve önleyici hizmetlerle, ikincil örselenmeyi önleyen bir müdahale ve rehabilitasyon süreci yürüttüklerine işaret eden Göktaş, "Çocuk istismarı ile ilgili herhangi bir ihbar alır almaz, sosyal incelemelerimizi gerçekleştirdikten sonra çocuklara yönelik eğitim, sağlık, bakım ve barınma gibi gerekli tedbirleri alıyoruz. Ailesi yanında desteklenebileceğine kanaat getirilen çocuklar için mahkeme tarafından alınan tedbirler çerçevesinde çocuğa ve aileye yönelik psikososyal ve danışmanlık tedbirleri uyguluyoruz." şeklinde konuştu.
İhtisaslaştırdığımız çocuk evleri sitelerinde, mağduriyeti sebebiyle bakım tedbiri kararı verilen çocukların ihtiyaçlarına özgü hizmetler sunduklarına işaret eden Göktaş, bu kapsamda 81 ilde uzman müdahale ekibi kurduklarını, Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Çocuk İzlem Merkezlerinde meslek personellerini görevlendirdiklerini dile getirdi.
Çocukların ifadelerinin Çocuk İzlem Merkezlerinde ya da Adli Görüşme Odalarında alındığını bildiren Göktaş, "Bu arada bir konuya daha açıklık getirmek isterim. Herhangi bir çocuğumuzun, herhangi bir duruşmada sanık ile yüz yüze gelmesi mümkün değil. Bakanlık olarak müdahil olduğumuz davalarda çocuklarımızın iyilik hallerinin korunmasına çok önem veriyoruz. İçinde yer aldığımız tüm hukuki süreçlerde çocukların üstün yararını gözeterek gerektiğinde süreçlere müdahale ediyoruz. Bu konuda da çocuklarımızı koruyucu düzenlemeler gerçekleştirildi. Böyle bir durum ile karşılaşmamız artık mümkün değil." dedi.
"Çocuklarımızı eğitime kazandırmayı önceliğimiz haline getirdik"
Bakan Göktaş, bazı vekillerin "Çocukların suça sürüklenmesi ile ilgili yeterli önlemler almıyorsunuz" dediğine işaret ederek, "Ülkemizin neresinde olursa olsun, risk altında olan bir çocuğu tespit ettiğimiz an gerekli müdahaleleri hiç zaman kaybetmeden yerine getiriyoruz. 'Çocuklar Güvende' ekiplerimizle, milletvekillerimizin dile getirdiği gibi sokakta çalıştırılan veya dilendirilen herhangi bir çocuk tespit ettiğimiz anda, çocuklara ve ailelere uygun hizmet modellerimizi devreye sokuyoruz. Bu kapsamda, çocuklarımızı eğitime kazandırmayı önceliğimiz haline getirdik." şeklinde konuştu.
Çocuk, örgün eğitim çağını tamamlamışsa meslek edindirme programlarıyla geleceğe sağlam adımlarla ilerlemesini sağladıklarını aktaran Göktaş, bu süreçte sadece çocuklarla değil aileleriyle de yan yana yürüdüklerini, programın başladığı 2017'den bugüne yaklaşık 51 bin çocuğa ulaştıklarını söyledi.
Anka Çocuk Destek Programı ile suça sürüklenen çocuklara ulaştıklarını dile getiren Göktaş, sosyal risk haritalarının çocukları bu tarz risklere karşı korumak için önemli bir çalışma olduğunu vurguladı.
Çocukların üstün yararı ilkesi doğrultusunda Bakanlık olarak sivil toplum kuruluşlarıyla güçlü işbirlikleri geliştirdiklerini, bu işbirliklerini ideolojik kalıplara sokmanın çocukların geleceğine zarar vermekten başka bir şey olmayacağını vurgulayan Göktaş, "Önceliğimiz her şeyden önce çocuklarımızın üstün yararını gözetmektir. Bu üstün yararın içerisinde de onların her konuda desteklenmesi yer almaktadır. Herkesin bu mücadelede bir sorumluluğu var bu sorumluluğu ideolojik önyargılarla çekişmelere feda etmemeliyiz." diye konuştu.
"İzmir Selçuk'ta gerçekleşen elim olay hepimizin yüreğini yaktı." diyen Göktaş, şöyle devam etti:
"Bunu sadece bir Bakan olarak değil bir anne olarak da söylüyorum. Bakanlık personeli 18 kere sadece bu sene gitmiş. Anne ile evlatları arasındaki yakın bağı görmüş. Anneyi ziyaret ettiğinde anne personelimizin bizzat ismini biliyordu ve çocuklarımızı düşünerek sadece hareket edildi. Burada yüreği dağlanan bir anneden bahsediyoruz. Çocuğu anneden koparmak sorumluluktur. Bu tür kararları vermek çok zor. (Personel) Anneyle ve evlatları arasındaki yakın bağı görmüş ve annenin girişimlerini görmüş. Annenin ve anneannenin dilekçeleri var. Ancak ben yine de nerede sorumluluğumuz var onu araştırmak için Bakanlık olarak gereken tüm soruşturmaları da başlattığımı ifade etmek istiyorum. Her nerede bir ihmal varsa, gereğini yerine getireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın."
"Aile bizim kutsalımızdır"
Göktaş, bazı milletvekillerinin kadını ve aileyi birbirine rakipmiş gibi gösteren, birbiri karşısına konumlandıran görüşlerde bulunduğunu söyledi.
Kadın ve ailenin toplumun en değerli iki yapı taşı olduğunun altını çizen Göktaş, bazı çevrelerin aileyi koruma ve güçlendirmeyi kadınların haklarını savunmaya yönelik bir tehdit olarak algıladığını, oysa bunun büyük bir yanılgı olduğunu ifade etti.
Bazı milletvekillerinin "kutsal aile" diyerek aileyi küçümseyen bir tavır sergilediğini aktaran Göktaş, "Evet, aile bizim kutsalımızdır ama bizim buna güçlü ve sağlıklı aileler penceresinden baktığımızı özellikle vurgulamak istiyorum." dedi.
Ekonomik ve sosyal haklardan mahrum bırakılan, şiddet gören bir kadının olduğu ailenin zaten sağlıklı bir yapı oluşturamayacağını, adaletin, saygının ve sevginin olmadığı bir ailede kadın haklarından da söz edilemeyeceğini, ailenin sadece bireyleri bir arada tutan bir yapı değil toplumu ayakta tutan, geleceği inşa eden en temel kurum olduğunu belirten Göktaş, sağlam temeller üzerine kurulu bir aile yapısının sadece bugünün değil yarının da garantisi olduğunu, bu nedenle aileyi korumanın bir tercihten öte toplumsal varoluşun da teminatı olduğunu ifade etti.
Bakan Göktaş, salondaki milletvekillerine yönelik, "Sizlerden istirhamım, bu ülkenin en hassas konularını, çocuklarımızla, kadınlarla ilgili konuları siyasi malzeme haline getirmeyelim. Siyaset üstü bir düzlemde birlikte çalışalım. Önerilerinizi ve eleştirilerinizi iletmek isteyen milletvekillerimize kapılar sonuna kadar açıktır. Yeter ki ailelerimiz mutlu, çocuklarımız müreffeh, kadınlar güçlü, engelli ve yaşlılarımız huzurlu olsun." ifadelerini kullandı.
Göktaş'ın konuşmasının ardından, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçesi kabul edildi.